• grev hakkı ve lokavkt anayasa'nın 54. maddesinde şu şekilde düzenlenmiştir: "toplu iş sözleşmesinin yapılması sırasında, uyuşmazlık çıkması halinde işçiler grev hakkına sahiptirler. bu hakkın kullanılmasının ve işverenin lokavta başvurmasının usul ve şartları ile kapsam ve istisnaları kanunla düzenlenir.
    grev hakkı ve lokavt iyiniyet kurallarına aykırı tarzda, toplum zararına ve millî serveti tahrip edecek şekilde kullanılamaz.
    grev esnasında greve katılan işçilerin ve sendikanın kasıtlı veya kusurlu hareketleri sonucu, grev uygulanan işyerinde sebep oldukları maddî zarardan sendika sorumludur.
    grev ve lokavtın yasaklanabileceği veya ertelenebileceği haller ve işyerleri kanunla düzenlenir.
    grev ve lokavtın yasaklandığı hallerde veya ertelendiği durumlarda ertelemenin sonunda, uyuşmazlık yüksek hakem kurulunca çözülür. uyuşmazlığın her safhasında taraflar da anlaşarak yüksek hakem kuruluna başvurabilir. yüksek hakem kurulunun kararları kesindir ve toplu iş sözleşmesi hükmündedir.
    yüksek hakem kurulunun kuruluş ve görevleri kanunla düzenlenir.
    siyasî amaçlı grev ve lokavt, dayanışma grev ve iokavtı, genel grev ve lokavt, işyeri işgali, işi yavaşlatma, verim düşürme ve diğer direnişler yapılamaz.
    greve katılmayanların işyerinde çalışmaları, greve katılanlar tarafından hiç bir şekilde engellenemez."
  • iscilerin grev karari aldiktan sonra 60 gun icerisinde kullanmalari gereken hak. aksi takdirde grev haklarini kaybederler. (bkz: yamuluyorsam duzeltin)
  • lokavt 1961 anayasası döneminde, yasalarda mevcut olmakla birlikte , anayasal bir hak olmamasına ragmen ,1982 anayasasında grev hakkıyla eşit düzeyde ele alınmıstır.*lokavt, bu yola başvuracak olan işverenlerin ekonomik bakımdan zaten güçlü olmaları nedeniyle, 1961 anayasasında guvence altına alınmamıştı.
  • yanlış bir ifadedir. grev bir hak olmasına rağmen lokavt bir hak değildir. en azından 1982 anayasası'nın 54. maddesinde bir hak olarak nitelendirilmemiştir. doğrusu için;

    (bkz: grev hakkı ve lokavt)
  • kemalist türkiye'de 1936 iş kanunu ile grev ve lokavt yasaklanmıştır.
    hatta daha sonraları celal bayar, "grev ve lokavtın" zulüm olduğundan bahsetmiştir.
    peki bugün grev yapmak, komünistlik midir?
    elbette hayır.
    çünkü imtiyazsız, sınıfsız, kaynaşmış kitle projesi kemalist türkiye'de olan bir şeydir. yani türkiye kemalist olsaydı, zaten böyle bir şeye gerek kalmayacak, işçilere gerekli haklar zaten kemalist hükümet tarafından verilmiş olacaktı.

    ancak şu an kemalist türkiye'de yaşamıyoruz.
    örneğin atatürk sendikaları kapatmış olmasına rağmen, bugün atatürkçü sendikaların varlığı kemalizm'e aykırı değildir. çünkü kemalist türkiye'de yaşamıyoruz.
  • (bkz: #148098535)
    resmi ideolojinin kemalizm olduğunu kavrayamayacak, bunun partiler üstü bir öğreti olduğunu göremeyecek kadar körseniz işte o zaman "kemalizm olsaydı işçilere zaten hakkı verilir, greve gidilmeye gerek kalmazdı" diyebilirsiniz.
    kemalizm; grevi, işçilere zaten hakkını verdiği için değil sermayedarlar ve büyük toprak ağaları öyle istediği için yasaklamıştır.
    kemalizm, ekonomik ve siyasal bir düzlemde güç bulur, mevcut dünya düzeninin anadolu coğrafyasındaki yansımasıdır, egemenleri korur.
    inanmakta ve anlamakta güçlük de çekseniz akp, kemalizmin tüm ekonomik ve siyasal metodlarını uygulayan bir siyasi partidir.

    konunun özüne dönecek olursak grevin devlet nezdinde yasaklanmasını öngören birçok etken vardır ama ciddi bir çelişki içerir.
    nedir bu?
    toplu iş bırakmak, milli güvenliği bozar ve halkı kin ve nefrete sürüklermiş.
    grev, özü itibariyle bir alanda mevcut işçilerin tamamına yakınının hak ve alacaklarını talep etmesi sebebiyle iş bırakması veya yavaşlatması iken topluca iş bırakmamak nasıl mümkün olabilir ben bunu kavrayamıyorum.
    sanırım 100 kişiden 1 kişi greve çıksın onu da işten kovalım mantığı hakim.
    çok anlamıyorum galiba bu işlerden çözemedim.
hesabın var mı? giriş yap