• sevdiğim komedi yazarı bill lawrance'ın (bkz: scrubs) (bkz: cougar town) yeni komedi dizisi. cougar town'ı ölümden kurtaran muhteşem tbs kanalında yayınlanacak. multi-cam komedilerin iyisini bu devirde bulmak zor. buna da iyi demek için henüz erken. ama çok iyi bir başlangıç yaptığını söyleyebilirim. pitch perfect filmiyle dikkatimi çeken skylar astin başarılı bir başrol seçimi olmuş. josh radnor'ı fazlasıyla hatırlatıyor nedense. john c. mcginley ise alışageldiğimiz oyunculuğunu konuşturuyor. bu sefer dr. cox'tan daha az karikatürize bir karakterle karşımızda, ki buna seviniyorum. zira zaman zaman cox dayanılmaz bir adam oluyor, sinirimi kaldırıyordu. bu seferki hepimizin nefret ettiği "patron"lardan bir demet olmuş, güzel olmuş.

    dizinin konsepti şirketin üst katında çalışanlar vs. yer altında çalışanlar... ne kadar gider, sırf dizinin adına uyacağız diye hikayeler ne kadar kasılır bilmiyorum ama cougar town adından bile muhteşem bir dizi çıkartabilen lawrance'a güvenim tam.
  • mutlak iyi ve mutlak kötü klişesinde boğulmaması lazım. bana biraz yeşilçam havası verdi. zengin çocuk-fakir kız öyküsü.

    zenginler vahşidir, gerizekalıdır, snobdur, eğlenmeyi bilmez, ne varsa kenar mahallede, low-profile'dadır vs..dostluk desen onlarda, muhabbet desen onlarda ve tüm o kötü zenginler, bir gün onlara katılıp gerçek mutluluğu keşfedecek filan..

    baydı be abicim.

    çocukla kız güzel de çekiliyor bi nebze.
  • şimdi ikinci bölümü izledim.

    uzun vadede tıkanırlar mı bilmem, ancak şu ikinci bölümdeki yakaladığı tadı korusun, az bir şey de arttırsın, yeni dönem en popüler komedi dizisi olur.

    uzun zamandır ilk defa bir komedi dizisi ümit verdi bana. ikinci bölümden üçüncü bölümün olmamasına hayıflandırmak her dizinin harcı değil.

    evet cidden, hiç beklemediğim kadar güzel bir tat verdi ikinci bölümüyle. ya da çok keyifliyim. bana öyle geldi.

    ne diyeyim, bana hep böyle gelmesi dileğiyle her türlü.

    not: yalnız umarım çeviri kalitesi yükselir dizimagde. maalesef şu haliyle, sadece çeviriye tabi seyredilirse-yani dinlemeden-, ki bazı yerler yüzdeyüz hatalı, alınacak keyif gerçekten çok düşecektir muhtemelen.
  • 4.bölümü ile çıtayı yükseltmiştir.
  • ben diziyi sevdim. tutacağına dair bir yargı oluştu bende. şimdilerde dizinin özele indirgenmiş hikayesi net olmadığı için "şu şöyle olsun, bu böyle olsun" demek pek mantıklı gelmiyor ama kısmetse olur bu iş.
  • aşırı beğendiğim ama hakettiği ilgiyi görmediğini düşündüğüm dizi. izleme sebebim tabii ki de dr cox* idi. beklediğim an ise 8. bölümde geldi.
    --- spoiler 1x8 ---
    adamım mansfield'ın hastalanıp da hasta olmayı kendine yedirememesi sonucu şu diyalog beni koltuğumdan düşürdü:
    "-sir, we gotta get you to a doctor.
    -why? so i can be told i'm sick by some macho know-it-all jackass in scrubs? that's not me! "
    sonra da piç piç gülmesi scrubs'ı ne kadar özlediğimi hatırlattı.
    --- spoiler 1x8 ---
    belki de özlem gideriyorumdur, olamaz mı?
  • aşırı iyi devam eden ama sanırım türkçe altyazıları çıkmadığı için pek yayılamayan dizi. uzun zamandır sesli gülecek dizi bulamıyordum pek iyi geldi.
  • kacirilmamasi gereken guzel bir komedi dizisi. cok guzel bir enerjisi var.
  • 2. sezonu garantilemiş komedi dizisi.
  • üst üste on bölümünü hiç sıkılmadan izlettirdi. espriler tam yerinde patlıyor, karakterler abartısız ve baymıyor. bir anda diziyi benimsedim, çok samimi geldi bana. izledikçe izleyesim var ve noluuuur bi an önce yeni bölümler gelsiiin!!!

    --- spoiler ---

    ground floor'u sevdim çünkü:

    1) mansfield, narsist bir patron yaratalım derken zorlama bir karakter olmamış, çok doğal ve babacan geldi bana.
    2) brody ve jenny'nin şarkıları çok sevimli değil mi, yoksa biraz fazla mı sevgi pıtırcığıyım?
    3) ex girlfriend piyasaya çıktığında, kesin klişeden klişeye koşulur diye düşünürken çok keyifli bir bölüm izledim.

    --- spoiler ---

    gitmeden bir şom ağızlılık yapayım, eğer ilk sezonundayken henüz fazla popüler olmayan diziyi sevdiysem karakterlere bağlandıysam, kesinlikle devamı gelmez bitirirler. mesela, zen hala bağrımda bir yara, bilinmeyenleriyle kanıyor.

    eyyyy yapımcılar, ground floor'un kaderi de böyle olmasın. kimse benim sinirimi ve gücümü test etmeye kalkmasın.
hesabın var mı? giriş yap