• son donemde cok dinlenir olmus, yarali ceylan ve güldestim isimli türkülerin
    söz ve müziginin sahibi, yemen türküsü ve adi deniz olmali isimli iki basarili albümü mevcut,
    alevi halk sarkicilarindan bir tanesi.
  • (bkz: güldestim)
  • çok farklı bir sesi var bu arkadaşın. ben severek dinliyorum.

    http://fizy.com/s/1ahl26
  • karasakal'ının ben de ayrı bir yeri vardır

    ne kadar doğru olduğunu bilmemekle birlikte internette şöyle bir özgeçmişi vardır:

    "aslen kahraman maraş elbistanlıyım. sine-i milli aşireti´ndenim. 15. 08. 1970 sivas fırat-gürün doğumluyum. ailem ankara´ya göç ettiğinde 1 yaşındaymışım. yaşamımdan kesitler vermek gerekirse. 80´li yılların başında almancı bir akrabamız babama grundig bir teyp getirmişti. arif hocaların, rahmetli akarsu´nun muhabbet 1, muhabbet 2 isminde bir albümü çıkmıştı. o albümü de beraberinde getirmişlerdi. o zamanlar 10 yaşında bir çocuktum. 10 yaşında bir çocuğun yapacağı şey en basitinden oynamaktır. yani dinlemeyen, anlamayan, umursamayan bir hüseyin karakuş vardı. çok sayıda insan gelirdi evimize, çalarlar, söylerlerdi. ben herhalde daha buluğ çağımda olmadığım için o kadar sıcak bakamıyordum onlara. her çocuğun yaptığı gibi oyun oynamaktaydım o zamanlar. babamın üç bin lira alacağı varmış birisinden. adam, “param yok, ben sana bir çuval unla, bir saz vereyim” demiş, babam da kabul etmiş. annem bir çuval unla yufka ekmek yaptı, aylarca yedik. sazı da hep abim çalıyordu. benim ise hiç dikkatimi çekmiyordu. daha sonra abimin iki yıl, üç yıl sürekli uğraştığı ama benim hiç tanımadığım bağlamayla tanıştım. o zaman niye öyle düşündüm bilmiyorum ama okulu okuyup, konservatuarı bitirip, müzik öğretmeni olurum, filan diye düşünüyordum. daha sonra bu düşüncem değişti. ´ben musa eroğlu´ndan ders alırsam, bir yılda mezun olurum, gene hoca olurum´ dedim. 1986 yılında musa eroğlu müzik evi´nde bağlama dersleri almaya başladım. 1986´nın ortalarında musa eroğlu´nun öğrencileri arasında ilk asistanı ünvanını aldım. musa eroğlu 1984´te kurmuştu dersanesini. ilk beste ve söz yazma çalışmalarım da orda başladı.
    evrende her şeyin bir oluşumu, başlangıcı vardır mutlaka. yazdığımız sözlerin ya da bundan sonra çizebileceğimiz düşüncelerimizin bizimle mezara gideceğine, insanlar dinlesin; duygu ve düşüncelerimizi kendi sesimizden anlasınlar, düşüncesini şiar edinerek, alternatif bir şans olarak bulduğum musa eroğlu´nun sayesinde tanıştığım bütün çevreye türkülerimi verdim. sonrasında hiç ummadığım, ekonomik açıdan bir taraflara ulaşabiliriz düşüncesiyle ve büyük bir özgüvenle unkapanı´na gittik. bir sürü albüm yaptık. hâlâ söz yazmaya, müzik yapmaya devam ediyorum. insanların bir adım daha ileriye gidebilmesi adına, var oluştan bu zamana kadar, var oluş. o. "
  • sadece "adi deniz olmali" sarkisi icin bile adinin sayfalarca islenmesi gereken ancak tek sayfa bile bile adina entry girilmemis adam. sahici adam. oyle ello cello degil ha.
    tam olarak bu ulkenin sanat anlayisini kavrayamiyorum, eksi sozluk gibi sol tandansli vatandaslarin bile yeteri kadar ilgisini cekememesi guzide ulkemizin icinde bulundugu ahval ve seraati gozler onune sermesi acisindan turnusol niteliginde bir sanatcidir kendisi.
  • sesi karakteristik abidesi olan bir derin sanatcidir.
  • yaşayan efsanelerdendir. söz yazarı, besteci, yorumcu; serde şairlikte vardır. kulağımıza çalınan onlarca türküde imzası vardır. kendine has bir şekilde deyiş ve türküleri yorumlayışını da çok severim.
hesabın var mı? giriş yap