hüzün
-
halk arasında o günkü havalara "hüzünlü sıcaklar" diyoruz. (bkz: 15 temmuz 2016 darbe girişimi/@ibisile)
hava mutluydu bu sabah, şimdi nasıldır acaba?
bulutları yakışmış mıdır, umutları dağılmış mıdır?
hem de var hüzün.
şeydayı gam, şeb-i yelda
hüzün, gül olup uçar
hazan, gün olur akar
hayat ve hüzün dolu alkolik adamım ali. onun gözleri gibi ıslak mutluluklar. ben hem hüznü hem mutluluğu seviyorum.
durgun oluyorum, dağınık oluyorum, (eski) karımdan ayrılık düşleri görüyorum -sahiplenici ton, şavksızlığımı belli ediyorum. sonra bir an bir konu, bir insan, bir kadın biraz ve birden yükseltiyor beni, sonra normal hüzün akağına geri dönüyorum. gözlerim benim dikkatimi çekmemek için bir iplik boyunda gözyaşı bırakıyor. (bkz: kendiyle kavga etmek/@ibisile)
hüzünde, çökkünlüğün hafif dozunda, bazı benzer blues duygu hallerinde insana zıt etkili, neşelendirici olan değil (ilaçlardaki parsiyel agonist gibi) aynı duygunun makulünü ifade eden sanatlar-müzikler iyi geliyor. daha beter gömenler ne yapar, aşağı çeker her halde. gömenler için biraz dayanıklı durumdayken karşılaşmak gerekli.
üzüntüden çekincemiz keder son durak olabilir diye. bir tür hüzün cehennemi. geçer tabii, geçer; hedef ve arzumuz olsaydı bile geçecekti.
ilkbahar bir renktir. ve durmaz bir hareket. yaz, o eylemin son haddi yani limitinde durma halinde bir duyuştur. evren algısı, sınırların algısı. sonbahar bir insan halidir, içedönüş. kendini kaybında, hüznünde buluş. kış bir güçtür, çelişkinin gücü. beyaz, soğuk, karanlık uzayın yeniden büyük patlamaya geçişi.
"evet itiraf etmeliyim ki; vaktiyle istediğim şeyin şimdi kendim oluşunda belirli bir hüzün var." thomas mann - değişen kafalar
"eğer kendimi hüzünlü kılıyorsam, bunun nedeni, hüzünlü olmamamdır; hüznün varlığı, kendimi hüzünle duygulandırma edimim aracılığıyla ve o edimin içinde elimden avucumdan kaçar." jean-paul sartre - l'etre et le neant/ varlık ve hiçlik
"bir yaz günü öğleüstü buluştuğumuz (eskiden hoş, o sıralar oldukça nahoş) bir barda bana "hüzüntülü" olduğunu söylemişti*. yani hüzün kadar koyu bir duygu değilmiş de üzüntü kadar hafif de değilmiş. birazdan belki geçermiş." tomris uyar - yüzleşmeler
[oysa "melal", bu tür çırpıştırma kederlere taban tabana aykırı bir duygu. yaşamın katılığı karşısında duyulan ince bir usanç, bezginlik, süregelen ve sürgit bir hüzün duygusu. (...) yergici amerikalı yazarlardan kurt vonnegut jr. şöyle diyor son romanında: "aşk tükenebilir, ama incelik yürürlüktedir."] tomris uyar - aşkın yıpranma payı
"melankolik hüzün, şeytanın insan üzerinde tanrıyla yarışması ve sonunda zafer kazanması olarak yorumlanmıştır." serol teber - melankoli normal bir anomali
"oysa öfkeli insan güçsüzdür. öfke, yoksunluk, sabırsızlık, kudurganlık, üstlenilmemiş hüzünlerdir." helene l'heuillet - gecikmeye övgü
"zamanı ancak beklenmedik vakitte hissedebiliriz. gecikme nedeniyle strese girmektense hüzünlenmek yeğdir. hüzün bizi stresin ortaya koyduğu gözü kapalı itaatten kurtarır." helene l'heuillet - gecikmeye övgü
"ama hüzün melankoliyi yeniden büyüler, harekete geçirir, çünkü zaman kaybını dile getirilebilir, dolayısıyla tahammül edilebilir kılar." helene l'heuillet - gecikmeye övgü
(ilk giri tarihi: 21.6.2018)
(bkz: hüzn/@ibisile), hazan, hazin, hüzünlü/@ibisile
(bkz: la tahzen), üzülme/@ibisile
(bkz: triste)
(bkz: elde var hüzün)
(bkz: hoş geldin hüzün), günaydın hüzün
(bkz: hüzün dolmak), hüzün dolması
(bkz: yüzündür cihanı münevver eden)
(bkz: ağlamak istiyorum)
(bkz: çökkünlük/@ibisile)
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap