*

  • ankara'nın genç ve klas akademisyeni. 1979, adana doğumlu.

    gazi üniversitesi kamu yönetimi'ni bitirip odtü'de “pierre bourdieu’nun ideoloji ve söylem tartışmalarına katkısı” başlıklı teziyle yüksek lisansını tamamladı. bu arada birikim'de türkiye'deki sağ siyasetler, muhafazakarlık ve akp üzerine zihin açıcı makaleler kaleme aldı.

    akabinde mülkiye'de doktoraya başladı genç parti üzerine hazırladığı tezi şimdilerde iletişim yayınları tarafıdan kitaplaştırıldı.

    akademik çalışmaları ve makaleleri gösteriyor ki türk sağının söylemlerini lime lime edip onları deşifre edecek vicdanlı bir akademisyenin ayak sesleri duyulmaktadır.

    çankaya üniversitesi'nde hocadır.
  • an itibariyle çankaya üniversitesi siyaset bilimi ve uluslarası ilişkiler bölümünde hoca olup aynı zamanda play station denen fasiliteden maksimum duzeyde yararlanan vedahi en sevdigi oyun god of war olan güzide bir insandır. öğrencileri içinde kendisinin sözlükte yazar olduğuna dair ciddi şüpheler mevcuttur. sözlükte yazıp yazmadığı bir kenara dursun kendisi bilgi, kültür ve birikim olarak muadillerinden çok öndedir ve bu anlamda bi takım öğrenci kardeşlerimize örnek teşkil eder. hedonizmin erken safhalarındadır.
    (bkz: dc istedim vermedi)
  • bu entrymle kendimi deşifre edecek olsam da... kendisiyle ilgili naçizane birkaç detay paylaşmak istediğim hocamdır:

    öncelikle kendisi yakın zamanda (tam tarih veremiyorum) doçent ünvanını almıştır. profesörlüğünde de buraları güncelleriz umarım.

    hbt, görüp görülebilecek en donanımlı, en süper hocalardan biridir. derslerinde sırf teoriye boğmaz öğrenciyi, muhakkak kültürel bir bileşen katar olaya ve öğrencinin olayı aklında bişeyleri bişeylerle karşılaştırarak kavramasını sağlar. zaten bir kaç dersini aldıktan sonra bir şeyler okuduğunuzda "eleştirmeden duramıyorum" hastalığına yakalanmamanız işten bile değil. pierre bourdieu adlı enteresan beyinli insanı bir de bahadır hocadan dinlemek gerekiyor. zira makalesini okurken ne kadar karmaşık şeyler düşünüyor dediğiniz adamı, bikaç derste baya baya anlarsınız. anlamaktan kastım beyninizi onunkine doğru yontabiliyorsunuz yani gerektiğinde, o derece anlıyorsunuz.

    tabiki de bunlarla sınırlı olmayan bir kişiliktir. sinema ve diziler hakkında inanılmaz bir bilgi birikimi vardır. nasıl yapıyor bilemiyorum ama hem okuyor, hem yazıyor, hem dinliyor, hem izliyor, hem de geziyor. ve günler ona da 24 saat, bize de. bu konuda garip teoriler var.

    müzik kendisinden sorulur efendim, ve bu en vurucu noktalardan biridir kendisi hakkında (arada şaşırtıcı tarzlara da geçiş yapmıyor değil tabi. özellikle dinlediği cdlerde, bir hazine saklı). yeni çıkanlar, oldies but goldies dediğimiz gruplar, sanatçılar. bir de daha da ilginç tarafı biyografilerine ya da ne bileyim şarkıların hikayelerine de meraklıdır kendisi. bunlar hakkında da ufak detaylar vermekten kaçınmaz. derslerinde ufak bi cümleden hadi bakalım bu cümle size hangi şarkıyı anımsattı diyerek kelimeyi öğrencinin beynine kazır. misal bu örnek benim için, (bkz: patrified - i will survive). bunlar yanında klasik müzik dinleyim başka bir şey istemem demez, rebecca black hakkında da bilgi sahibidir, justin bieber ve doğuş hakkında da.

    aynı zamanda da gezer, yeni mekanları takip eder. odasına her gittiğinizde x açılmış ya gittiniz mi, ben çok beğendim/baya kötü şeklinde yorumlar yapabilir ve siz her seferinde hocam yok artık ama şeklinde kalabilirsiniz. ancak bu sorular bir yana, kendisinin nerelerde takıldığını henüz pek çözebilen yok. şahsen sadece 2 kere karşılaşabilmiş olmamıza rağmen, sanırım kendisiyle en çok karşılaşan öğrenci ünvanı hala bende, emin değilim. kendisi bilgilendirebilirse bu konuda sevinirim.

    kahve konusunda tam bir efsanedir. süper güzel kahve kokan odasındaki dolaplarda bir abur cubur hazinesi gizlidir. zira çikolata konusunda da kendisi baya zevklidir, sever. (bkz: after eight) starbucks adlı kahve cenneti kendisinin bayıldığı bir noktadır. kupa koleksiyonu vardır, bunu bilmeyen öğrencisi de yoktur sanırım. kola konusunda keza aynı practice* mevcut.

    daha önce de belirtildiği gibi playstation konusunda bir çılgınlık var tabi, evet. ama fazla bir bilgim olmadığı için bu konuda çok bir detay veremiyorum.

    sözlüğü severek takip eder.

    namı diğer hbt, not adı verilen hadiseyi çok da öğrenciye eziyet haline getirmez, hatta yanlış tabir oldu orada 'çok'; hiç eziyet haline getirmez. dersine gelip, elinden geleni yapan öğrenciye her zaman yardımcı olmaya çalıştığı gözlemlenmiş bir gerçektir. ancak aksi durumlarda da, her hoca gibi kendisinin de elinden bir şey gelmemektedir. en ufak çabanın peşinden gitmektedir kendisi, öğrencinin asla ve asla hevesini ve öğrencinin kendisini de kırmamak adına.

    moraliniz bozuk, gelecek kaygınız var; hbt yol gösterir. şöyle şöyle yap, her şey yoluna girecek der. düşünmemeniz gereken milyonlarca detayı aklınızdan siler, olaya odaklanmanızı sağlar. gerçekten yol gösterir ve ne olursa olsun destek verir, bunu bilmek de sanırım bir öğrencinin başına gelebilecek en güzel şeylerden biridir.

    bu kadar bilgiden de anlaşılabileceği gibi kendisi çoğu hoca gibi öğrencisiyle ders dışında iletişim kurmaktan kaçınan bir insan değildir. aksine en iyi arkadaşlardan dahi daha da çok yardımcı ve destekçi olabilir size her konuda.

    sözün özü, kendisi çankaya üniversitesi'nde büyük bir değerdir. hâlâ dersini alabilmekte olan öğrencilerin, kıymetini bilmesini şiddetle tavsiye ediyorum.

    (bkz: çorapların karnı acıkır mı)

    not: bu entry daha sonra tekrar tekrar editlenmek üzere buraya bırakılmıştır.

    iki yuropiğın(!) üniversite sonrası gelen edit: hbt hala en iyi hocamdır. iyiki var.
  • çankaya üniversitesinin çıtasını yükselten genç hoca.

    devlet teorileri hakkında sahip olduğu engin bilgiyi pratikle(hayattan örneklerle) birleştirmesi, olayı çabuk kavramanızı sağlar.

    akademik bilgisinin yanı sıra kültür seviyesi de çok yüksektir. içki'den anlar, mekan'dan anlar. şık giyinir.

    birikim başta olmak üzere birçok dergide yazısı veya reportajı çıkar.
  • yeni kitabı "hayali kahramanlar hakiki erkekler" iletişim yayınları'ndan bu ay çıkacak olan genç, değerli bir araştırmacı. siyasal karakterleri analiz etmedeki ustalığını popüler kültür kahramanları üzerinde de konuşturmuştur muhakkak. kitap iletişim yayınları'nın da 1900. kitabıymış.

    " hayali kahramanlar hakiki erkekler
    çizgi roman ve fotoromanda erkeklik temsilleri üzerine denemeler

    popüler kültür ürünleri kolay unutulur. yayımlandıkları dönemde çok konuşulan, beğeni toplayan sayısız anlatı birkaç yıl içinde unutulup gider ve küçük değişikliklerle, benzer içeriklerle yerlerine başkaları ikame edilir. bu devridaim nedeniyle popüler kültür ürünlerini özellikle tarihsel bir bağlamda incelemek kolay değildir. muhtemelen bu sebeple popüler kültür çalışmaları ekseriyetle yakın tarihli anlatılar üzerinden gelişir. oysa bir zamanlar popüler olmuş bir filmi, çizgi romanı ya da fotoromanı incelemek hem o günü anlamamızı hem de bugünle ilgili bir değişim ve süreklilik çizgisini fark etmemizi sağlayabilir.

    hayali kahramanlar hakiki erkekler tam da böyle bir kitap. h. bahadır türk, neredeyse yarım asır öncesinin bilinen, okunan ve satan popüler anlatılarına, onların erkeklik hallerine odaklanıyor. altmışlı yılların bahadır, tolga, tarkan gibi tarihî çizgi romanlarını ve sahiden alelacayip bir fenomen olan sado-erotik fotoroman killing’i anlatıyor. türün gerekleri, tecimsel kaygılar, süper kahramanlığın genel kodlarını betimliyor. geniş anlamıyla hipermaskülinite meselesine bakarak, erkeklik bu tür anlatılarda nasıl işleniyor sorusuna cevap arıyor. kahramanların, baba eksikliğiyle ve silik bir anneyle başladıkları yolculukta nasıl birer intikamcıya dönüştüklerini, şiddeterkeklik performansının bir aradalığını irdeliyor.

    bugünün eril tahayyül ve tahakkümünü popüler kültür ürünlerinden incelemek isteyenler için zihin açıcı bir çalışma. az bulunur bir popüler kültür tarihi incelemesi."

    http://iletisim.com.tr/…r-hakiki-erkekler-2000.aspx
  • geçen sene yatarak geçtiğim derslere bir yenisini daha eklerim bahanesiyle çoğu dersine girmediğim güler yüzlü insan.

    tabii millet konuşuyor bahadır hoca şöyle süper, böyle muazzam falan; merak ettim son 1 ay girdim derslerine. öğrenim hayatı boyunca 6 okul gezmiş biri olarak geçirdiğim 1 ay için söyleyebilirim ki, dedikleri kadar varmış.

    ilk karşılaşmamızda da fakültenin önünde sigara içerken selam vermesi üzerine dumanı yüzüne püskürtüp selamını almışlığım var. düşünüyorum "kimdi lan bu" diye? alışmışız kel, bıyıklı ve gözlüklü hocalara; sonradan anladım ki öğrenci değil hocaymış.

    yeni kitabı çıkmış, bize de okumak düşer.

    dersten kaldım mı? evet kaldım. pişman mıyım? değilim.
  • nagehan ve rok hakkında leziz bir yazı yazmış: şöyle buyrun.
  • birikim'deki yazılarını okuduğum başarılı akademisyen.

    bugün twitter'da anka kadın araştırma merkezi'nin nisan ayı etkinlikleri içinde fotoğrafını görünce "bir yerden tanıyorum ben bu adamı" dedim. meğer kendisinin h. bahadır türk olduğunu bilmeden defalarca karşılaşmış, konuşmuşuz. şaşkınlığımı üzerimden atmak biraz zaman aldı açıkçası ama bu vesileyle "ne güzel kitaplar okuyor" diye düşündüğüm kişinin kim olduğunu da öğrenmiş oldum. iyi oldu.
  • adamdır, adamın hasırıdr. tek kelime ile karizmanın vucut bulmuş halidir. hbt'nin yanında insan kendini sorgular
    " ben aptalmıyım" diye, çünkü o derece zekidir. heleki derslerindeki o akışı 5 yıllık lisans ve 1 yıllık yüksek lisans hayatında ilk defa gördüm. benden hbt'ye 10 üzerinden 15
  • sırtını tanıl bora'ya ve iletişime dayamış, vasatlığın kutsandığı bir ülkede el ense akademisyenliği yapan, muhalif gibi yapıp (gazi mezunundan da ne kadar muhalif çıkarsa!) akademisyenlerin onar yirmişer hapse atıldığı bir dönemde profesörlüğe oynayan, ingilizcesi kadar kötü kakademisyen.
hesabın var mı? giriş yap