• bir haberi usulünce hazırlama ve yayın organlarında yayımlama işi.*
  • olan olaylarin insanlara duyurulmasinin meslegidir. kim, neyi nerede neden ne zaman yapmis sorularina yanit bulmadir ve daha da otesi gercegi aramadir. yoksa her knnn sorusuna cevap "haber" olurdu ki bu tam olarak gercegi yansitan bir olgu olmaz - degildir. haberci denilen insan habere konu olan insanlarin gorusunu - kendi gorusunu notrleyerek - yansitmasi gereken insandir. bir eylemde hem eylemcilerle hem polislerle hem de eylemcilerin karsi ciktigi kurum veya kisiyle gorusmeli ve bunlari yansitmalidir - zira bu insanlar olayin icindedir ve onu olustururlar. yoksa "aha su kadar insan burada toplandi slogan atti sonra polisler dagitti" demek pek bir bilgi vermez fiziksel ve zamansal bilgiler haricinde ki bunu da zamanimizin teknolojisiyle uydudan bile anlayabilirsiniz.

    haberci denilen insanin bu yuzden cesur olmasi gerekir; objektif olmasi icin bir on kosuldur bu. masabasindan, sokagi hissetmeden - bilmeden, haberci olunmaz maalesef - ki bu dustur gunumuz medyamizin cogu populer yazarinin unuttugu bir kavram. yani habercinin yargic ve infazci rolunu ustlenmesi meslek kavramini olusturan birsey degildir. bu haberci haberine karismaz anlaminda alinmasin, yani eger bogulan bir cocuk goruyor ve "aman bogulsun super haber olur" diyorsa o haberciden once insan degildir. benim kastettigim "ya iste varos cocuklari hep boyle bogulur" tarzindaki yargiyi sizin elinizden alip kendisinin yapistirmasi. bu hatali olabilir dogru olabilir sizin dusuncelerinizle uyusuyor da olabilir ama unutulmamasi gereken sey buradaki oznenin siz olmasi gerektigidir - size haberi yansitan insan veya kurumun degil.
  • yüreğime ateşi düşmüş meslek. yanıyorum allahım...
  • gerçekleri tarafsızca kamuoyuna sunmaktır. maalesef ülkemizde olmayandır.

    ülkemizdeki haber kanallarını kısaca ele alalım ya da ntv'yi bir keseye diğerlerini bir keseye koyalım.

    habercilik, anlayışı doğası gereği tarafsız olmalıdır dedik ya işte bizim medyamız bunun tam tersi bir tutum içerisinde. haberleri bu denli taraflıca ve çarpıtarak yapan bir başka ülke medyası yoktur bu dünyada.

    özellikle demokratik haklarını kullanmak isteyen kişilere polis müdahalesi sırasında çokça şahit oluruz bu üstün(!) habercilik anlayışına. neredeyse, "polisimiz, bütün göstericilerin ebesini zikti" demedikleri kalıyor haber kanallarının. zaten bilimum eylem, gösteri, anma, basın açıklaması yapan tüm kişiler, iktidar tarafından himayesi altına alınmış medya tekellerine:satılmış medya göre, terörist ve provakatördürler.

    hele ki bazı kanallar artık haddi olmayacak şekilde olayı abartır. bu kanalların başında da şüphesiz "flash tv" geliyordur. haberleri sunan ve yanılmıyorsam eski polis olan gökhan adındaki spikerin sunumları ise ayrı bir komedidir ancak bu komedi sinir bozan cinstendir. şöyledir ki; demokratik kurumlardan birisi taksim tramvay durağında bir basın açıklaması yapıyordur, polis açılan pankartın kaldırılmasını, söz konusu kurum ise pankartın kaldırılması için bir sebep olmadığını birbirlerine anlatmaya çalışıyorlardır, daha sonra polis amirinin "saldırın" demesiyle ellerinde cop ve kalkan bulunan bir güruh, göstericilere saldırır ve insanları iki büklüm hale getirerek, kollarını 360 derece döndürerek, biber gazlarını ağızlarına sıkarak etkisiz hale getirmeye çalışır. bu arada söz konusu spiker, polisin sert tavrını göz önünde bulundurmaz, onun aklı göstericilerdedir:

    -evet sayın seyirciler, siz de görüyorsunuz ki göstericiler türk polisine saldırıyorlar* hatta ve hatta bir de slogan atma cesaretini* gösteriyor bu provakatörler. neyseki polisimiz yine sağduyusu ile* göstericileri kontrol altına almayı başardı.

    daha sonra görüntüler sona erer ve spiker ekranda belirir:

    -evet sevgili izleyenler, bu ülkede polis olmak gerçekten zor iş (e tabi copu havaya kaldırmak, göstericileri dövmek), allah tüm polislerimize kolaylık versin. geçiyoruz sıradaki haberimize...

    habercinin ve haber kanallarının görevi haberleri sunmak, yorumu ise izleyicilere bırakmaktır. bu konuda taktir edilesi bir kaç kişi vardır* elbette*. onları şimdi hiç yazmayalım.

    bu arada, bu yazdıklarıma ntv'yi pek katmıyorum çünkü ntv, nispeten daha tarafsız ve daha gerçekçi.
  • abazan habercilik:

    ülkemizdeki bir kısım güzide medya mensuplarının ve onların habercilik anlayışının içinde yer alan ve insanlarımızı bilgilendirirken azdırmayı amaçlayan haber çeşididir.

    tabikide amme hizmeti yapan bu habercilerimizin, haber malzemelerine kattıkları bu ve benzeri farklı yorumlar, insanların libidosunu yükselterek birbirleri ile uzlaşı yolları aramalarını, yani "sataşma,yiyiş" sloganını kendilerine ilke edindiklerini görüyoruz.

    e görüyoruzda birşey değişiyor mu ? tabikide değişiyor.

    değişmese kaç posta gazetesi 500 bin satar mı ?

    toplumu yiyişme merkezli yönlendiren bu haber çeşidinin daha geniş yelpazelerde,mecralarda olmasını temenni ediyoruz.

    bu eşsiz haber çeşidine saman,yeni başak vb. gibi saygıdeğer basın kuruluşlarının da katılmasını beklemekteyim.

    şahsına münhasır, tevazu dolu ülkemizin basın lokomotifinin başını çeken medya grubunun bu konuda etkin rol oynadığı malumunuz. hüryet,milyet,kaç posta v.s. gazetelerin daha etkin rol oymanaları ve rollerini sanat adına soyunanlara yönlendirmelerini ve artık rus ablalardan vazgeçmelerinin ve eksenlerini arap ülkelerine kaydırmalarının zamanı gelmedi mi ? (bkz: eksen kayması)

    esas flaş gelişme ise; eski adıyla nakit, evrim geçiren fresh ismiyle yeni ak-it bu konuda farklı bir yol izleyip (bkz: helalporno habercilik) yoluna baş ya da benzeri birşey koyma eğiliminde olduğu gelen duyumlar arasındaymış. vivid'in helalporno habercilik konusunda yeni ak-it ile görüşmeye hazır olduğunu da anti parantez bildirelim.

    abazan habercilik ve daha vahşi çeşitlerini haber sitelerinde, gazetelerimizde fazlasıyla bulabilirsiniz.

    farz-ı misal;

    portekiz'in latin amerika ülkesi olarak gösterdikleri haber içeriğine hiç girmiyorum.

    http://img30.imageshack.us/img30/5926/hbrtrk.jpg
  • zor iş.

    bdp'li eylemciler akp binasını basıp (evet bu yapıldı, hala inanılmaz) olay çıkarınca, binayla göstericiler arasında etten duvar ören polisler grubun içinde iyice yoldan çıkanları* gözaltına almışlar. ortamı bilmiyoruz ama yoldan çıkanlar sayıca çoktu herhalde, aldıklarını akp binasına sokmuşlar. bunun üstüne bdp haksızlık, özgürlük, devlet baskısı, kürt sorunu ve daha bir sürü şey söyleyip gözaltındakilerin salıverilmesini, böyle muamelenin kabul edilemeyeceğini söylemişler. yazarken bile bir araya gelmeyen bu akıl almazlığı arka arkaya izlediğim iki haber kanalı haber yapamadı. kimin ezilen taraf olduğuna karar vermek zor haberci için. habercilik, bütün bu haberi verip iki partinin ve iki partilinin birbirinin gırtlağını kesmesine izin vermek değildir belki de.

    * "yoldan çıkan" az bile lafın gelişinde. protesto eyleminde parti binası basmak, o polisten et duvar olmasa, binayı yıkmak, ama önce yakmak... kesinlikle az.
  • filtresizinin desteğinizle mümkün olma ihtimali var:

    https://www.biayda.com/…aberciligi-mobil-uygulamasi
  • amerika'da yaşadığım dönemde eyaletlerin birbirlerinde olan biten olaylardan bu kadar bi haber olmalarına oldukça şaşırmamı sağlayan olgu idi. şimdi ise daha iyi anlıyorum neden öyle olduğunu. şöyle anlatayım:

    abd 52 eyaletden oluşan ve hepsi kendi içinde bağımsız. hepsinin kendi başkenti meclisi vs. var.buraya kadar hepimiz biliyoruz. ama bizim orda olan bitenden haberimiz olduğu kadar onların ülkenin diğer eyaletlerinde olan bitenden haberleri olmuyor. eğer kişi özellikle haber kanalı izlemeyen bir birey ise aldığı gazeteden veya izlediği kanalda ki ana haber bülteninden sadece kendi eyaletinde olan biten şeylere dair haberdar oluyor. hadi bilemediniz komşu eyaletlerde olanlardan haberdar olsun. tamam abd 300 milyon nüfuslu devasa bir ülke ama bir halk bu kadar mı bilgisiz bırakılır çevresinde ve ülkesinde olan bitenden. orda kaldığım dönem ırak savaşının çok canlı olduğu bir dönemdi ve bizde ırakla ilgili ordan çok haber yapılıyor. sokaktan sıradan bir insanı çevirip sorsan ırak- amerikan askerini bir araya koyamayacak kişi sayısı %50 fazla idi. nitekim o dönem yapılan sokak röportajlarında ırak'ı haritada gösteremeyen kişi saysıı %90'larda idi. bırakın askerlerinin neden orda olduğunu bilmeyi. yani kısaca amerika böl, bilgisiz bırak arada korku sal gibi çok kolay bir yöntemle yönetilmekte aynen şimdi türkiye'de olduğu gibi.

    önce bizleri gündem konularını kendileri belirleyerek olan bitenden bir haber hale getiriyorlar. sonra arada olur olmadık tutuklamalar yaparak korku salıyorlar ve tabii din, mezhep, ırk gibi konulurla da bölüyorlar. yani hükümet işi sağlam yerden öğrenmiş. haa habercilik mi demiştik? o artık türkiye'de olmayan bir olgu.
  • habercilik zor iştir... ben habercilikten anlamam... lakin aklım hala yerinde.

    habercilik ile biliminsanlığı benzer eğilimler gösterirler kimi yerlerde...
    ikisi de doğrulama gerektirir...

    bir haber insanın yapısı gereği eğilip bükülmeye, hacim değiştirmeye kısaca manipüleye açıktır. dahası manipüle etmek kimi otoritelerin isteğidir ve hatta silahı, aracıdır.

    bu nedenle her haber ilkeleri belirlenmiş kurumlar yahut kişiler tarafından sınanmaya muhtaçtır.
    ayrıca konunun gerçek haber niteliği arz edip etmediği de sorgulanmalıdır.

    en azından bu iki kalemden yoksun söylentiler haber niteliği kazanmamalıdırlar.

    işte sosyal ağ dediğimiz mecralar bu tarz ilkelerden yoksun oldukları için haber taşıma niteliğine sahip değillerdir... ancak ve ancak söylenti naklederler.

    habercilik, gün ve teknoloji ne olursa olsun haberci dediğimiz çerçevesi belli, bağımsız şahısların yapması gereken toplumsal bir hizmettir.

    lütfen bana haber diye twitter'la facebook ile gelmeyin... bu tarz mecralar ancak esas haberin haberini veren yerler olabilir.
  • habercilik çok şahane bir şeydir.
    bir yanda "doğanın gizli yüzü" diye fotoğraf galerileri verirsiniz
    öte yanda onu korumaya çalışırken tutuklananları.
    ama bunu öyle bir yaparsınız ki insanlar doğa için mücadele edenlerden nefret edip doğaya aşık olurlar.
hesabın var mı? giriş yap