• emeği ne ise kar$ılığını vermek. (bkz: emek)
  • gönül ödeşmesi.
    (bkz: hak vermek)
  • "ne olduysam hakkını vererek olmaya çalıştım hayatta
    sarhoş olmak madara olmak kahrolmak mahvolmak da dahil bunlara!"

    metin üstündağ
  • kendimizin hakkını vermek; elimizden gelenin en iyisini yapmak, kendimizi ve hayatı keşfetmekten korkmamak, bazen başarısız olsak veya yenilgiye uğrasak bile anlam yüklediğimiz şeyler adına mücadele etmeyi yeterince onurlu bulmak, denemekten – yanılmaktan – düşüp yine kalkmaktan – gelişmeye gayret göstermekten geri durmamaktır.

    kendimizin hakkını vermek, harekete geçmek kadar bazen durmamız gereken yeri de bilmek ve bundan gocunmamaktır!

    kendimizin hakkını vermek, olan bitenin sonunda elimizde hiç bir şey kalmasa bile kendimizi kaybetmediğimizi görmektir.
  • iftardan sonra bi sigara yaktım. başım döndü biraz. uzun zamandır yaşamıyorum bunu. sigara içen bilir. bir yerden sonra o ilk sigaralarda yaşadığınız çarpılma kaybolmaya başlar. pek bişey anlamazsınız içtiğiniz sigaradan.
    fırsat bu fırsat, dur bi tane daha yakiyim dedim. sonra farkettim ki, ikinci sigara çarpmayacak ilki gibi. üstüne bi tane daha yaksam hiçbişey olmayacak.
    oysa yapmam gereken az önce yaşattıkları için sigaraya teşekkür edip, hayattan sigarayı çıkardığımda kalanlardan elimde olanlara odaklanmak. sigaraya iç dünyasında biraz zaman geçirmesi için müsade etmeliyim. kendisini toplasın. sonra buluşuruz yine. planlamazsam bir sonraki buluşmayı, sigaradan koparabileceklerimi kafamda kurmazsam onu bir dahaki görüşümde yine az önceki gibi ilk kez karşılaşıyormuşcasına taze kalabiliriz ikimiz de. ve dudaklarıma götürüp içime çektiğimde onu, ciğerlerime dolan dumanı parmak uçlarımla dokunuyorcasına hissedebilirim. sigara konsepti ve ben. başbaşa. öyle bir içebilirim ki onu, o an ölsem, ben yaşayacağımı yaşadım diyip teşekkür edebilirim.
  • çağın hastalığı inançsızlık. doyumsuzluk ta üretiyor bu. söz konusu inançsızlık öncelikle kendine, yaşama, sürece inançsızlık zaten. duygularının, inandığının, inanabildiği kadarının hakkını vermeme. acıya hayır demeyen kişi, neşeye coşkuya evet eklediğinde mucizeler başlıyor. kağıt üstünde değil, hayat üstünde, deneyim içinde. inancın kazanımı bu.

    "neticede hakkını vermek gerekirse hepimiz minnettar olmalıydık ama değildik işte." george orwell - paris ve londra'da beş parasız

    (ilk giri tarihi: 27.7.2019)

    (bkz: hayatın hakkını ver)
    (bkz: sorumluluk almak)
  • bunun için bileşenlerin lazım olduğu hede... ki haz almadan hakkının verebileceğini düşünmüyorum açıkçası. "insan bir şeyden haz alabilmek için o şeyin yokluğunu, ızdırabını tatmaya muhtaç. açlık gibi, soğuk gibi, yalnızlık gibi. fakat istenen bir kere ele geçti mi verdiği haz yok oluyor."*

    velhasıl kelam; insan insan oldukça, bir yerden sonra hakkını veremeyecek*
hesabın var mı? giriş yap