• 1901 yılında istanbul’da doğan halide nusret, meşrutiyet döneminde kerkük’te mutasarrıflık yapmış olan ve hürriyet mücadeleleriyle tanınan avnullah kâzimî’nin kızıdır. halide nusret, ilk tahsilini ailesinden alır. kerkük’te özel hocalardan bir yandan türkçe’sini diğer yandan arap ve iran dillerindeki bilgisini kuvvetlendirmiştir. dünya savaşı’nın başladığı sıralarda istanbul’a dönerler ve halide nusret erenköy kız lisesi’ne devam eder. mütareke yılları başlayınca çalışmak zorunda kalan şaire darü’lmuallimat’ta imtihana girerek öğretmen olma hakkını kazanır. bu arada istanbul darülfününu’na –edebiyat fakültesi tarih bölümü- devam eder. özel olarak ingilizce öğrenir. 1926 yılında süvari yarbayı aziz vecihi zorlutuna ile evlenir. 1930 yılında ergün adlı oğulları ve 1938 yılında da kızları emine işınsu kızları dünyaya gelir. tanrı’nın kendisini öğretmen olsun diye yarattığına inanan halide nusret, 1957 yılında kendi isteği ile emekli oluncaya kadar çeşitli illerde öğretmenliğe devam etmiştir. son yıllarında yüksek tansiyon ve romatizmadan rahatsız olan zorlutuna, 1984 yılında vefat etmiştir.
    zorlutuna’nın yazarlık hayatına girişi erenköy kız lisesi’nde orta tahsilini yaparken babasını kaybetmesi üzerine yazdığı “ağlayan kahkahalar” adlı yazısıyla olmuştur. bu yazısı 1917 yılında talebe defteri adlı derginin açtığı yarışmada birinci olmuş ve neşredilmiştir. on dokuz yaşında iken ilk romanı olan külleri kaleme almıştır. ayrıca türk kadını, kadınlar dünyası, aydabir, salon mecmuası, çınaraltı, çağrı, hilâl, defne, hisar, milli mecmua dergilerinde ve vakit, zafer, kudret, haber, yeni istanbul, sabah, hürriyet gazetelerinde yazıları yayınlanır.
    halide nusret, genç yaşlarından itibaren sosyal kuruluşlarda ve hayır cemiyetlerinde çalışır. türk kadınlar birliği, türk ocakları, halk evleri, muallimler birliği, yardım sevenler derneği, çocuk haklarını müdafaa cemiyeti ve çocuk esirgeme kurumu (himaye-i etfal cemiyeti) yönetim kurullarında uzun yıllar hizmet verdi. 1975 yılı birleşmiş milletler tarafından “kadın yılı” olarak ilan edildiğinde “kadının sosyal hayatını inceleme ve araştırma derneği” tarafından düzenlenen sergi ve toplantıda halide nusret’e “ümmül muharrirat” (kadın yazarların annesi) unvanı verilmiştir. 1983 yılında ise basın yayın genel müdürlüğü ile türk basın birliği tarafından “basın mesleği’nde 50 yıl şerefli hizmet” belgesiyle plaket verilmiştir.
    zorlutuna, şiirlerinde hece ölçüsünü; romanlarında da konuşulan türkçe’yi kullanmıştır. ince ruhlu, hassas şairlerimizden olan halide nusret, aynı zamanda yazı tekniğinin kuvvetiyle tanınmış kadın ediplerimizdendir.
    eserleri: şiirlerini 1930’de geceden taşan dertler, 1943’te yayla türküsü, 1960’da yurdun dört bucağı ve 1967’de yayımlanan ellerim bomboş adlı kitaplarında topladı. romanları ise, 1921’de küller, 1922’de sisli geceler, 1933’te gülün babası kim, 1945’te beyaz selvi, 1971’de büyük anne, 1974’te aydınlık kapı, 1978’de aşk ve zafer adlarıyla yayımlandı. ayrıca yazarın 1977 yılında çıkan benim küçük dostlarım ve 1978 yılında bir devrin romanı adlı hatıra türünde kitapları da bulunmaktadır.

    http://www.bengisu.net/…azi.asp?oku=1569&bolumno=14

    git bahar şiiriyle isim yapmış ve tanınmış başarılı kadın yazar, şair
  • 1980 lerin ilk yıllarında bir süre töre dergisini çıkarmış olan eğitimci ve edebiyatçı; diğer bir edebiyatçı olan emine ışınsu nun annesidir
  • muhtemel ilkokul ismi...
  • aydınlık kapı'nın da yazarı aynı zamanda.
  • ilk şiirlerini mütareke yıllarında yayımlayan, ''git bahar'' şiiriyle adını edebiyat dünyasına yazdıran yazar.
  • lisedeyken bir edebiyat dersinde öğretmenimiz bu kadıncağızın çok çile çektiğini okul okul gezerek kitap satmak zorunda kaldığını söylemişti.
  • git bahar

    çekil bu gölgeli yolda gezinme,
    bahar bakışların yine pek sarhoş.
    yanılıp gönlüme misafir inme.
    kapısı kilitli, mihrabı bomboş

    mabettir orası, meyhâne değil...

    ışıklar, kokular, sesler, çiçekler...
    ömrünün her günü bir başka düğün,
    bülbüller koynunda açtı çiçekler
    güller dökülürler göğsüne bütün!..

    gerçekten güzelsin, efsâne değil:

    altınlı başında papatya niçin?
    sarı saçlarına pembe gül takın
    git bahar...gönlümde ibadet için,
    diz çöken kızları ürkütme sakın,

    kalbime girme, o kâşâne degil!..

    git bahar, git bahar ! uzaklarda gül,
    denize renginden bırak hediye,
    ufuklarda gezin, semaya süzül...
    kalbime sokulma "peymane!" diye,

    gördüklerin kandil ... peymâne değil!
  • benim küçük dostlarım'daki gerçek bir olayı anlatan "osman" hikayesini okumadan adına konuşulmaması gereken gerçek bir "öğretmen"dir.
  • pınar kür’ün ‘aşkın sonu cinayettir’ isimli biyografik romanında anlattığına göre teyzesi zamanında nazım’la, vala nureddin’le ahbaplık eden anormal! güzel bir kadınmış. bu bilginin üzerine betül coşkun’un teyzesi hakkında yazdığı ‘ümmü’l muharrirat’ kitabının kapağında teyzenin fotoğrafını görünce büyük ihtimal içinin güzel olduğuna hükmetmiştim.
  • bir kızı emine ışınsu bir yiğeni de pınar kür olan, hislerini genetik olarak nesillerine aktaran mı desem yoksa kendi çevresindekileri etkileyen onlara yol gösteren mi desem ne desem bilemedim öyle bir yazar.
hesabın var mı? giriş yap