• ekmek satilan,yollarda karsilastigimiz kucuk bufeler..
  • ekmegin ucuz olmasi nedeniyle sabahin erken vaktinde onunde uzun kuyruklarin olustugu yer.
  • haksız rekabet yaratıyor diye diğer ekmek üreticileri adına hukuki süreç başlatmak isteyen hukukçu* ları gördükçe meslekten soğumama neden olan ucuz ekmeklerin satıldığı yoksulun lokantası büfe(ler)
  • buğday unundan organik ekmek üretimine başlamıştır. fiyatı uygun, gerçekten de lezzetli. benzerlerinin de en az yarı fiyatına*. belediyenin kentte yaşayan her kesime yönelik ucuz ekmek üretip satmasının nesi yanlış olsun ki.
  • bunlarin ekmekleri saglikli ve kalitelidir. mesela kepekli ekmekleri gercek kepekli ekmektir, marketlerde satilan uno gibi lezzetsiz, ekmek mi kek mi belli olmayan cabuk bayatlayan sahte bir urun degildir. buzdolabi rafinda saklanirsa 10 gun sureyle bile tuketilebilir bir paket ekmek.
  • her gün sabahın köründe otobüs beklerken, nereden çıktığını anlamadığım terlikli, başörtülü kadınların, montsuz çocukların ekmek aldıkları yer..
    sekiz-dokuz yaşlarında bir kız çocuğu düşünün. çelimsiz olmasından başka bir ihtimali zaten olmamış; çelimsiz... bir önceki gün gördüğüm o değildi de erkek kardeşiydi belki. o ablasından da çelimsiz, yaşının getirdiği bir küçüklük dahil üstüne. ortaokula gelince serpilecek belki.. ya da daha beklemek zorunda kalacak. yediği ekmeklerin diğer yiyeceklere oranla fazlaca olması, lisede de serpilmesine engel olacak belki. bir yaz tatili sonrası bu acı gerçeği fark edecek. ablası da öyle.
    kış ve evet hava soğuk. ben annesinin üzerine titrediği şehirli çocuk, hep sıkı giymeye alışmışım. kazak, mont, eldiven, bere, atkı beşlisinden vazgeçemiyorum neredeyse bahara kadar. bu çocuklar montsuz. montları vardır elbet, en azından bunu düşünmek rahatlatıyor beni. rahatlamamam lazım oysa.. ama konforlu hayatıma devam edebilmek için başka çarem yok, insan beyni unutmaya müsait, hatırlamaya değil. hatırladığımız değil unuttuğumuz sürece yaşayabiliyoruz çünkü..
    montları var ama giymiyorlar, bu hava soğuk değil çünkü onlara göre. sobaları evde ne kadar yakıyorsa anne, o kadar sıcağa alışkın bu çocuklar. her sabah, onlar ve daha nicesi, gelip halk ekmekten ekmek alıyorlar..
    bugün abla gelmişti.. saymaya çalıştım aldığı ekmekleri. ben on tane saydım, iki beyaz poşette, istanbulluların almayı çoktan bıraktığı "tekli ekmek"lerden, halk ekmek porsiyonu. çelimsiz bedenler gibi çelimsiz ekmekler. iki poşet dolusu ekmekle, poşetleri aşağı yukarı sallayarak ve sekerek geçti gitti önümden küçük kız. yarın yine gelecek, o değilse başkası..
  • tazeyken çok lezzetli olan, kolay kolay bayatlamayan, fiyatı için değil tadı için tercih eden fanatiklerinin bulunduğu ekmek çeşidi.
  • yolda anlam veremedigimiz bir kuyruga bakıpda alla alla bunedir halk ekmekmi satıyorlar acaba diye her kuyrugu ekmek kuyrugu sanmamıza sebebiyet veren lezzetli ve ucuz ekmek
  • kaynak: http://www.ihe.com.tr/vizyon_misyon.asp

    temel değerlerimiz
    * insana saygı
    * kalite
    * yenilik
    * müşteri odaklılık
    * nimete (ekmeğe) saygı (*)
    * dürüstlük - tutarlılık
    * sosyal sorumluluk
    * güvenilirlik
    * ekip çalışması
    * mesleki ve teknik yetkinlik
    * şeffaflık

    bazıları beylik laflar olsa da, iyi güzel yazmışlar. ama ben "nimete saygı" bölümüne takıldım. n'apıyorlar yere düşen ekmeği 3 kere öpüp alınlarına falan mı koyuyorlar?
  • ..'tense cezaevi satış büfelerine meyl ettiğim ekmek satış alanlarıdır.
hesabın var mı? giriş yap