• sert ayakkabılar gıydıkce ayak bas parmagının uste bakan kısmının sag yanında cıkan kemiğimsi olay..
    cok can acıtır ayakkabı gıydıkce,hıc sıkışamaması gerekır..
    ve hatta bu kemıksel olusum ailenın 3 generasyonunda da varsa abartır olayı ve cırkın bır goruntu olusturmak ıcın cablar..ama basaramaz..
    (bkz: ayaklarını sevmek)
  • irsi bir deformasyon olabildigi gibi, surekli yuksek topuklu, dar ve sivri burunlu ayakkabilar giyen hanimlarda da olmasi kuvvetle muhtemeldir.
  • bu bozukluk "hallux valgus ateli" denen bir aletle tedavi edilebiliyor. bunun bir de "hallux valgus gece ateli" denen bir türü var. yatarken kullanabiliyorsunuz.
    gündüzleri de "parmak arası makarası" ya da "hallux valgus yastığı" denen ve baş parmakla yanındaki arasına yerleştirilen silikon bir alet kullanılıyor, ki şu anda ayağımda kendisi. alışana kadar bir süre zorluk çekiyorsunuz ama alıştıktan sonra varlığı unutuluyor. benimki henüz başlangıç aşamasında olduğu için sadece makara kullanıyorum ilerlerse atel kulanmak zorunda kalacam ki öyle bir aletle yürüyebileceğimi ya da uyuyabileceğimi pek sanmıyorum. bu yüzden üzerinde durulup ihmal edilmemesi gerekiyor.
  • "hallux valgus" yada "hallux abducto valgus" olarakta bilinir. "hallux" ayak buyuk bas parmagi, "valgus" is ayak bas parmagindaki normal olmayan deformasyona karsilik gelir.
    son zamanlarda gazetelerde meshur olan dünya bankası başkanı wolfowitz’in iki çorabının da delik in nedeni oldugu soylenmektedir.
  • ayak başparmağındaki kemiklerin yapısal deformasyonu olarak tanımlanabilecek rahatsızlıktır. aslında çoğu insanda başparmağın yanındaki kemik çıkıntısı olarak kendini belli eder; ancak durum ilerlediğinde ayakta çok abuk yapılar ortaya çıkabilmektedir: başparmak diğer parmaklara doğru yamulur, giderek ayar işaret parmağını sıkıştırır ve sonuçta bu iki parmak (orta parmağı da etkilemeye başlamışsa üç) çapraşık bir görüntü oluşturur.
    rahat olmayan, yüksek topuklu ve sivri burunlu ayakkabı giymekle oluştuğu bilinir ancak genetik faktörler çok daha etkilidir.
    başlangıc aşamasında silikon zamazingoyla yavaşlatılabilen hadisenin uç safhalarında kişinin ayaklarını ancak cerrahi müdahale düzeltebilir.

    ayrıca kısa bi süre sonra beni ilk kez ameliyat masasına yatıracak olan hadisedir. 19 yaşında olmama ve şuana kadar hiç yukarıda tarif ettiğim gibi bir ayakkabıya sahip olmamama rağmen ameliyatlık halde olmamı sağlayan (annemin söylediğine göre ayaklarım doğduğumda da aynı durumdaymış) genetik mirasıma sonsuz teşekkürler.

    netice: bir çift koltuk değneği edinilecek ve ameliyattan sonraki 20 gün boyunca ayağın üzerine hiç basılmayacak.
  • sevgili hallux valgus'lu kardeşlerim bu sorunun kesin, net çözümü ameliyattır, diğerleri ehvan-i şer çözümlerdir.

    ameliyatı geçirmiş, bu satırları bandajlı ayaklarını uzatıp yazan biri olarak öncelikle belirtmek isterim ki ameliyattan korkmaya hacet yok, panik yapmayın. hallux valgus sergüzeştimi burdan sizlerle paylaşacağım ki benden sonraki hallux valgus kardeşlerime kılavuz olabileyim (kılavuz - karga.... yok canım o ayrı bir hikayeydi) hadi yine iyisiniz.

    ....gelelim bir hallux valguslu'nun hatıra defterine...

    ameliyat öncesi:
    x: neee amliyat mı olacaksın. deli misin sen? zoruna ne durduk yere başına iş açıyorsun.
    nananem: yok durduk yere değil, ağrıyor kemiklerim, giyecek ayakkabı bulamıyorum.
    a: bak biliyor musun bizim bilmem kimin bilmemnesi de olmuş o ameliyattan 3 hafta sonra bir şeyi kalmamış şimdi çok iyiymiş
    nananem: hı hııı, ben de olacağım işte
    b: bizim yan komşunun kuzeninin dedesinin kayınvalidesinin hemşehrisi olmuş bundan ağrısı sızı olmuyormuş merak etme
    nananem: yok merak etmiyorum, olucam işte mecburum
    c: ay deli misin korkmuyor musun, kesecekler öyle, ya bir şey olursa
    nananem: yok korkmuyorum nasıl olsa narkozla yapacaklar (hahahah şuursuz iki üç gün sonra görecem ben seni)
    .....

    ameliyattan bir gün önce: ya bir şey olursa, ekstra sistolum de var benim, ya narkozda kalbim durursa, ya pisi pisine gidersem, bizimkiler mahvolur. yok canım bişi olmaz kendine gel. ama ya olursa... yok yok olmaz

    1 gün (ameliyat günü): hmmm uyandım, rüyamda da ağladım sanki... aaaa onlar ne kocaman iki beyaz şey.. sahi ya ayaklarım... ameliyat oldum ben... vallahi oldum, ölmemişim, heyt beee. bayağı da iyiyim. hmm pısır pısır sesler geliyor içerden. "iyiyim b
    en uyumuyorum burya gelin, ne konuştuğunuzu merak ediyorum." oley be, ağrım da yok süper...

    1. gün (akşam üstü): ahahaha sen misin iyiyim süper diyen, işte ameliyat süresince yapabileceğin en büyük salaklık uyumak yerine yatağın içinden car car millete laf yetiştirmek, şimdi işte kus ve dönen başını sabitlemeye çalış bakalım. nerden oldum ben bu ameliyatı, yüreyemeceğim ben imkanı yok.

    2.gün: doktor geldi, kar adam yeti bandajlarını çözdü, pansuman yaptı. ben o ara ayılıp bayılmakla meşgul olduğum için ayaklarımın durumun görmedim, görenler dümdüz olduğunu söylüyorlar. sol ayak iyi de sağ ağrıyor sanki ya. allah cezanı versin senin, kaşınıp durdun başın iş açtın geri zekalı. ayağımın üstüne basıyorum ama ağrıyor yahu, başım da dönüyor hala. doktor yarın çıkarsın diyor, hayatta çıkmam ben burdan, mümkün değil.

    3.gün: eheheheheh tek başıma yürüyorum yahu. bir kapmlumbağadan bile daha yavaş ama yürüyorum resmen. heeeeyt koca ayak yeti geliyor çekilin. eve de geldim, 3 kat merdiveni azıcık yardımla çıktım, çok zorlayınca ağrıyor ayaklarım ama abartmadığım sürece basabiliyorum. doktor haklıymış yahu.

    4. gün: hmmmm basıyorum resmen, bakiyim.... yok ağrımıyor. ah sözlüğe yazmalıyım bunları, hallux valguslu kardeşlerimi bilgilendirmeliyim.

    7.gün: dimdik, mağrur ve gözlerimden ateş saçarak tosun paşa edasıyla nasıl yürüyorum bir görsen sözlük. pansumana gittim bugün ayağıma ilek defa bakabildim, allah seni inandırsın dümdüz olmuş, meğerse normal ayak dediğin böyle olurmuş. bandajlarımla uygun adım bir-ki bir-ki yürüyerek gidip geldim. zara ve mango'da indirim varmış, gelirken gördüm. bir kaç gün sonra buralara uğramayı planlıyorum.

    11.gün: ay daraldım, vallahi daraldım. çözsem mi acaba şu bandajları?? rahat basıyorum, yürüyorum, eee demek yaram iyileşmiş çözülebilir bu bandajlar. pu havada bu bandajlarla kesin şimdi de pişik olacak ayacıklarım

    13.gün: sevgili sözlük ancak kendime gelip bu satırları yazacak gücü buldum kendimde. doktora gittim, dikişlerin hepsini aldı, 8er tane dikiş varmış her bir ayakta. dikişleri aldıktan sonra doktor tekrar sardı ayacıklarımı ama bu sefer çok daha ufak bir bandajla. bastığım zaman ayak tabanımın yerle temas ettiğini hissedebiliyorum en azından. haftaya komple alınacak bandajlar, ben de 20 temmuz'u ayacıklarımın bağımsızlık günü olarak kutlayacağım.

    20.gün: bandajlarım nihayet çözüldü sözlük, ayacıklarım nihayet nefes alıyor, havasızlıktan görsen ne hale gelmişler! ayaklarımda tenis çorapları günler sonra ilk defa ayakkabı-terlik giydim. başparmaklarıma birer adet makara eşlik ediyor; 3-4 hafta onları takıp gezeceğim. ayaklarım hala şiş biraz, az biraz da sızlayıp nazlanıyorlar ama güzel günler göreceğiz, güneşli günler, motorları maviliklere süreceğiz.

    40.gün: heheheheheh ayağımda parmakaraları olduğu sürece eskisi gibi haldır haldır yürüyorum, normal yürümek ne demek egzersiz babında tempolu yürüyüş bile yapıyorum façalı ayacıklarımla

    pek önemli edit:
    ameliyattan sonra topuklu ayakkabı giyeceğiniz ilk birkaç sefer (ki zaten 6-7 ayı buluyor)
    1- 1-2 saat gibi kısa süreliğine topuklu giyin.
    2- kesinlikle dolgu topuk giyin
    3 - giyeceğiniz ayakkabı sivri burunlu olmasın

    yoksa iki üç gün boyunca inim inim inlersiniz, başıma geldi ordan biliyorum
  • artık kurtulmak istediğim ve çok yakın zamanda bu konuda harekete geçeceğim, bağırtan hastalık. umarım yarı yoldan dönmem tırsıp. yoldaş nananem gibi gelecek vaat eden hallux valgus sahiplerine ışık tutar, iyileşirim bile belki bi ara...
  • dar ayakkabı giymeye bağlı olarak ayak tarak kemiğinde oluşan kemik çıkıntısıdır. ve zamanla baş parmağın yönü değişir neredeyse ikinci parmağın üzerine biner ( terbiyesiz. valla magneti olsa almam veya alçıdan yapılmış biblosu). ayakta kalma süresince şiddetli ağrıya sebep olabilir. erken dönemde, medikallerden özel ayakkabısı ve gece ateli gibi bir takım aparatları edinilebilir. cerrahi yönteme gelince, pek etkili olmadığı söyleniyor. bu da ameliyatla törpülenen kemiğin tekrar büyüyebilmesi demektir.
    peki onca ameliyat stresini boşuna mı çekelim hocam?...
    imza: kocaayak.
  • ağrısı adamı hayatından bezdirecek, ayağı kesip attıracak kadar fazla olabilir. ne makara ne bir şey işe yaramaz. sonunda kesicem o olacak.
  • ameliyatı sonrası sadece belli ayakkabılar giymenize müsaade edilen, dikkat etmezseniz tekrar baş gösteren rahatsızlık.
    ben de nananem'in özendirici entrysiyle cesaretimi topladım ve ameliyatı 4 ay önce geçirdim.
    benim ameliyat sonrası sürecim biraz daha yavaş ilerledi. çünkü rahatsızlık ne kadar ilerler ise iyileşme süreci o kadar uzuyor. o nedenle ihmal edilmemesi çok önemli.
    ilk 2 hafta hiç üzerine basmadan, sadece lavaboya gitmek üzere topuklarımın üzerine basarak bir yürüteç yardımıyla yerimden kalktım. bu süre zarfında 3 günde 1 eve hemşire gelerek pansumanlarımı yaptı. 3. haftada ayaklarıma özel ayakkabılar giydirip tek başıma hareket edebileceğim ve nihayet sofrada yemek yiyebileceğim duruma geldim. 6. haftanın sonuna kadar bu özel ayakkabılarla gezdikten sonra ayaklarıma özel yaptırılan tabanlıklar sayesinde camperya da new balance'ın iç tabanı çıkan modellerini giyerek tekrar işe dönebilir hale geldim. tabi ilk ayakkabılı günler zor geçiyo, ağrılar oluyor. ama kolay değil, kemikler kesiliyor ve tekrar kaynaması gerekiyor.
    şimdi aradan 4 ay geçti, farklı ayakkabıları biraz biraz giyebiliyorum, uzun süreli (şişli-beşiktaş) yürüyebiliyorum.
    sonuç: ayaklarımın şekli gerçekten inanılmaz düzeldi, ağrılarım geçti ve ameliyat öncesinde günü zor bitirirken şimdi ayaklarım çok rahat. yeni aldığım ayakkabılarda şekil bozukluğu olmuyor...
    gelelim dezavantajlara:
    öncelikle hiçbir zaman ince topuklu ayakkabılar giyemeyeceğim ( 2 saati geçmemeli giysem bile), ameliyat sonrası uzun bir süre banyo yapamadım ki zaten ayakların ıslanmaması gerektiği için banyo yapsam bile sıkıntılı oldu, ve en zoru da aktif ve hiperktif bir insan için o evde geçirilen 6 haftalık süreç oluyor. dişarı çıkıp bir kahve-çay içememek, kendi suyunu kendin alamamak işkence...
hesabın var mı? giriş yap