• düşünen ve tam da bu nedenle bir türlü harekete geçemeyen insan durumu...(bkz: hamlet)(bkz: shakespeare)
  • bunun tam tersi robinson jeffers'in medea uyarlamasinda can alici bir sekilde gorulur; medea cocuklarini oldurmeden once dusuncelerde boguldugu o son anda cocuklarina bakar ve "let us go in children, too much thinking makes us mad" der.. ne zaman ki kendimi hamlet sendromuna kapilir gibi bulsam iste bu cumle aklima gelir, titretip beni kendime getirir..
  • örümcek kadın'dan son bir öpücük. annenin yapışkan genleri ile birlikte gelir her seferinde.
  • modern dünyanın modern insanının sendromudur. hamlet ise zaten ilk modern kahraman olarak bize eylemsizlikten (bkz: inertia) haberler getirmiştir. belli nedenlerden dolayı bir türlü karar veremeyen bu kişiler yıllar geçtikçe bir de sürekli şikayet eden kişi modeli olmak gibi özellikleri* de kapıp yollarına hareketsiz bir şekilde devam etmektedirler.
  • sair william shakespeare anadolu lisesi öğrencileri arasında yaygın olan bir hastalıktır.
  • girişeceği bir eylemi rasyonel biçimde incelemeye çalışıp (sanıyorum kaçınılmaz olarak) karmaşa adını vermek istediğim bitimsiz ihtimal hesaplarına düşen, ve bu analiz, kurgu-plan yap-boz sürecinde eylemsizliğe mahkum kalan düşünen insan haline verilen isimdir. ve öylesine karmaşık bir konu olduğu kadar, öylesine de çetin bir durumdur içine düşüldüyse. siyaset-politika literatüründe bana kalırsa hakettiği yerde değildir bu kavram, "dünyayı anlamaya (yorumlamaya) çalışan" entelektüellerin içine düşmekten kimi zaman kaçamadığı bir şeydir zira. bununla birlikte yalnızca politik eylemde değil, herhangi türden bir üretimde (yahut eylemde) de bu sendrom var olabilir.

    kendisindeki değişimleri gözlemleyip dehşete düşenler, bir "an"da içinde bulundukları hal karşısında (yaşananlar, eylemler ve reddiyeleri çoğaldıkça büyüyen bir) tereddütün içinde kalacaklardır. bir yerden sonra müthiş bir kafa karışıklığı içinde, söylenen sözlere giderek artan bir hızla getirilen reddiyeler eşliğinde kişi neredeyse yalnızca susmak ve dinlemek isteğinin eşiğine gelir. bu, önüne çıkan karmaşanın büyüklüğü ve içinden çıkılmaz gibi görünen derinliği ile üretmeyi durdurmak sonucunu doğurur.

    bu aşamadan sonra bir yorgunluk ile bozkırkurdu'nun kendisini hermine'e tedbirsiz teslim edişi ya da hamlet'in amcasını öldürmesi misali irrasyonel eylem girişimleri (ki irrasyonel olması bir eylemi yargılamanın çıkış noktası değildir -ya da belki öyledir), ya da intihar gelebilir.
  • büyük yıkımların, acıların, varoluşun sorgulandığı dönemlerde alınacak en küçük bir karar bile detayı ile irdelenir, karar verme ile uygulama süreci ters orantılı bir şekilde zuhur edebilir.
hesabın var mı? giriş yap