hard candy
-
entry'nin girildiği tarih itibariyle çıkmış en son counting crows albümü.aha bu da track list'i :
1. hard candy
2.american girls
3. good time
4. if i could give all my love (richard manuel is dead)
5. goodnight l a
6. butterfly in reverse
7. miami
8. new frontier
9. carriage
10. black and blue
11. why should you come when i call?
12. up all night (frankie miller goes to hollywood)
13. holiday in spain -
ayrica albume adini veren parca..
on certain sundays in november
when the weather bothers me
i empty drawers of other summer's
where my shadows used to be
she is standing by the water
as her smile begins to curl
in this or any other summer
she is something all together different
never just an ordinary girl
and in the evenings on long island
when the colors start to fade
she wears a silly yellow hat
that someone gave her when she stayed
i didn't think that she returned it
we left new york in a whirl
time expands and then contracts
when you are spinning
in the grips of someone
who is not an ordinary girl
when you sleep
you find your mother in the night
but she stays just out of sight
so there isn't any sweetness in the dreaming
and when you wake the morning covers you with light
and it makes you feel alright
but it's just the same hard candy
you're remembering again
you send your lover off to china
then you wait for her to call
you put your girl up on a pedestal
then you wait for her to fall
i put my summer's back in a letter
and i hide it from the world
all the regrets you can't forget
are somehow pressed upon a picture
in the face of such an ordinary girl
when you sleep
you find your mother in the night
but she fades just out of sight
so there isn't any sweetness in the dreaming
and when you wake the morning showers you with light
and it makes you feel alright
but it's just the same hard candy
you're remembering again
again [4x]
it's just the same hard candy
you're remembering again
again [4x]
and it's just the same hard candy
you're remembering again
go ask her to come around
and see me late after dark
don't ask me to come around
then wait to if there's a spark
[3x] -
album aranan tadin biraz uzaginda da olsa bu sarki insani en kotu zamaninda da gulumsetebilen bir sarki. sozleri hayata dair kucuk detaylarla doludur, gun gelip de yasadiginizda sizi belki aci aci, belki tatli tatli gulumsetir. ayricana boylesine guzel nakarat nerede yazilmis?
(bkz: adam duritz) -
çok şekerli bir counting crows albümü.
-
ingilizce argoda sertleşmiş erkek cinsel organı anlamına gelen bir deyim.
-
patrick wilson ve ellen page in kafa kafaya verip surukledigi, 2006 yazinda avrupada vizyona giren, ava giden avlanir gerilim filmidir. bana gore her iki oyuncunun bomba performanslarinin, hollywood hillsdeki sahane minimalist evin ve provakatif icerigin bu basarili yapima ne kadar artisi varsa genel olarak fimin, ozellikle de kimi sahnelerin ve yavan diyaloglarin gereksiz uzunlugununda bir o kadar eksisi olmus. istenirse daha kisa daha compact, daha vurucu olabilecegini dusundurtmus, ama bu haliyle bile bu sene aklimda kalacak filmler listesine adini yazdirtmistir.
-
official sitesinin theme müziği ile titreten, trailer'ı ile merak uyandıran, dört gözle beklediğim film.
-
david sladein yonettigi film
-
cok guzel cekilmiş, montaj ve renk kullanımından dolayı keyifle seyredilen fakat hikayedeki didaktik ahlakcıkıgından dolayı benim için pek birşey ifade etmeyen bir film. diyaloglara ozenilmiş nedense sadece. bir de sandra oh da oynuyor iki dakikalıgına...
-
2005 yili yapimi, pedofili biraz merkeze koyularak uretilmis bir gerilim filmi. filmin orijinal hikayesi japonya'da orta yasli adamlarla internet yoluyla randevu ayarlayip tuzaga dusuren okul kizlariyla ilgili haberlerden olusturulmus, hard candy'de yasi kucuk kizlar icin kullanilan bir internet argosu. (bazi noktalarda japon filmi audition'la benzerlikler tasiyor hard candy)
bu filmde hosuma giden ve gitmeyen bir kac nokta var. bazi yonlerden basarili olmasina ragmen, bazi yonlerden kotu uretilmis. fakat tartısmasız mukemmel bir posteri var.
--- spoiler ---
filmi seyretmediyseniz okumayin, bu entrynin gerisi bir suru spoiler icerir (spoiler'i spoiler etmis oldum boylece).
--- spoiler ---
iyi buldugum noktalari soyleyeyim ilk once: sadece iki aktorle tek mekanda cekilmis bir gerilim fılmi yapmak cesaret ister, o bakimdan bayagi curetkar bir film. dekorlar, kamera oyunlari, montaj, isik vs gibi teknik konular oldukca basarili. yonetmen david slade'de video clip kokenli bir yonetmen (aphex twin ve stone temple pilots'un bazi islerinde imzasi var). zaten bazi kamera oyunlari ve montaj bicimi buram buram mtv kokuyor, genc seyirci kitlesinin ilgisini cekmek icin ideal, filmi begenenlerin buyuk kisminin da bu kesimden ciktigini saniyorum. basroldeki pedofil fotografci jeff kohlver (patrick wilson) ile genc kiz hayley stark(ellen page)'i oynayan aktorler iyi bir performans sergiliyorlar (hatta biraz asiri bir performans ama bunu asagida anlatacagim gene)...
...diyip filmin beni rahatsiz eden noktasina deyineyim: bir thriller olarak oldukca uzun cekilmis ve gereksiz diyaloglarla doldurulmus. butun olaylar sadece fotografcinin evinde gecmesine ragmen ortamin klostrofobik elementleri filmin ihtiyaci olan gerilimi yaratmakta yetersiz kalmis bana gore. filmin ilk yarim saati neredeyse cok uzun ve sıkıcı gecerken (gerilimi yavas yavas insa etmeye calismislar) sonuna dogru ortaya cikan action sahneleri de gereksiz yere kendini tekrar eder bir hal almis. kisaca filmin suresi haddinden uzun ve insa edilen tempo yer yer yetersiz kaliyor.
simdi de beni daha cok rahatsiz eden bir noktaya deyineyim. iki aktorun oyunculuklari gercekten iyi ama asiri bir performans sergiliyorlar. karakterlerle nasil bir bag kurmasi gerektigi konusunda seyirciyi zorlayan bir film. fotografciyi oynayan aktor temiz yuzlu, seyircinin kolaylikla sempati duyabilecegi biriyken klasik 'kotu adam" imajina uymayan bir gorunus sergiliyor. bildik, cirkin bir pedofil yaratmaktansa bu tur bir secim yapmalari sahsen ilginc buldugum bir nokta. bu pedofil kahramanimiz "kotu adam" rolunde iken -ki bu nokta filmin isleyisi boyunca golgede birakiliyor, kesin bir sey soylenmiyor uzun bir sure, sadece bildiginiz bir seyi tahmin ediyorsunuz-, filmin ilk yarim saatinden sonra "masum" genc kiz karakteri cani bir manyak rolune burunuyor. karakterlerdeki bu degisim ilginc fakat "masum" bir teenager rolundeyken her seyi planlayip kontrol eden, oldukca cool, soguk, manyak bir teenager'a donusen hayley uzerine yapilan vurgu o kadar asiri ki -her ne kadar ellen page cok iyi oynasa da- bir sure sonra nerdeyse karikaturize edilmis bir sekle donusuyor. butun film boyunca eziyet edilen bir fotografci ve ikide bir ayni tur sakalari, konusmalari sergileyen manyak bir teenager etrafinda donen olaylara sahit oluyorsunuz o kadar.
her neyse, kisaca "ava giden avlanir" mantigi karakterlerde ki bu degisimle sergilenmeye calisilmis ama bu degisimin asiri bir sekilde kizin karakterinde canlandirilmis olmasi "pedofili" gibi hassas bir konuda seyircinin neredeyse kiza antipati fotografciya sempati duyar hale gelmesini sagliyor. karakter gelisimi cok derin verilmemis, jeff'in rolunde bunun verilmeye calisildigi bazi yerlerde de film biraz basarisiz kaliyor. hayley ise tamamen bir muamma, hatta film bittikten sonra bu kizimizin ne oldugu konusunda hala hic bir fikir yok. film boyunca hem kurban, hem katil, hem sorgucu, hem yargic, hem de infaz memuru gibi butun karakterleri kendi bunyesinde barindiriyor ama film ilerlerken bile hayley'nin motifinin ne oldugu konusu acik degil. sadece film boyunca kizin "deli" oldugu uzerine yapilan vurgular var ki bu bence asiri derecede yuzeysel kalmis ("well, 4 out of 5 doctors agree that i am actually insane" diyip duruyor)..
bu noktada beni rahatsiz eden baska bir konu daha var ki "pedofili" gibi bir suc ortadayken, filmin sonunda fotografcimiz hakkinda kendi sorgusunu, kendi yorumunu yapip, kendi infazini uyguluyan genc kiz karakteri bir kac soru isareti birakti ben de. orta yasli bir pedofil mi sucludur yoksa bu adam hakkinda kendi hukmunu verip onu öldüren bir teenager mi? hadi buyrun bakalim (belki de film bu noktada kesin bir cevap vermektense seyirciyi kendi kararina birakmayi amacliyor ama filmin gelisimi bunun icin cok yetersiz).
bir de film etrafinda hayley'nin motifini belirlemek icin uretilmis "kayip" bir teenager kiz hikayesi var. jeff'in bu kizla baglantisi oldugu ama ne tur bir sey oldugu aciklanmiyor filmin sonuna kadar. bu hayley'ye bir tur intikam melegi rolu kazandiriyor ama hayley'in bu karakterle iliskisi var mi yok mu belli degil. bana bir tur motif uydurmak icin uretilmis, yama gibi filme katilmis bir hikaye hissi uyandirdi. tabii butun bunlarin yaninda filmde mantiksiz olan bir cok sey var: en buyuk mantiksizligin basinda 14 yasinda, her seyi bu kadar iyi planlayan bir teenager olmasi var ama seytani zekaya sahip biri diyerek bunu gormezlikten gelelim. kizin film boyunca kendinden iki kat agir bir adami bayiltip tasimasi gibi konulari da unutalim -ne de olsa bir film bu-. jeff film boyunca sinir bozuklugu geciren bir karakter olarak da verilmiyor, bir cok yerde kizi alt edebilecekken sadece film ilerlesin diye bu noktalar hasir alti edilmis. ozellikle filmin son sahnelerinde yasadigi degisim cok absurd ve adamin intihari bile aceleye getirilip seyirciye sunulmus (o bakimdan filmin sonunu oldukca kotu buldugumu soylemeliyim). vs. vs. anlatmaya degmez, gidenler kendileri bulsun diger noktalari.
sonuc olarak; gorsel olarak cok basarili bir film ortaya koyulmus ama diyaloglar ve plot olarak bu gorsellige paralel bir nokta ne yazik ki yok. film dunyasinda siklikla rastlanilan tecavuz, intikam vs gibi gerilim filmlerinden izler tasiyor hard candy. fakat bu filmleri basarili kilan nokta, minimal diyaloglar sonucu ortaya koyulmasi gereken maximum duygu hali ve oyunculuk ile filmin kendiliginden "konusmasi" dir. hard candy ise laf kalabaliklari etrafinda seyahat edip bunu oyunculukla suslemeye calisiyor. gercekci olamayacak kadar absurd karakterler etrafinda bir sonuca ulasmadan bir hikaye ortaya konulmus. yani sacma olamayacak kadar ciddi ama ciddi olamayacak kadar sacma kaliyor film.
edit: yapilan bazi yorumlari okuyunca filmin en rahatsiz edici sahnesinin hadim edilme sahnesi oldugu belli oluyor dogal olarak. freudian bir yorum yapmaya luzum yok, bu sahnede birazcik olsun rahatsiz hissetmeyen bir erkek oldugunu zannetmiyorum. yaniliyor olabilirim ama sahsen bu sahnede insa edilen gerilimin kadin erkek butun seyirciler icin gecerli olup olmadigindan emin degilim (yani en azindan benim filmi beraber seyrettigim hatun bas bayagi guluyordu bu sahnelerde). erkeklerin bilincalti korkusuyla oynayip bir gerilim yaratmak tamam da, eger izleyen herkes bu gerilimi paylasamiyorsa yaratmak istenilen sahnenin gerilim acisindan o kadar basarili cekildigini soyleyemiyecegim. en azindan audition ve ichi the killer'in bazi sahnelerinde ya da marathon man'deki dis cekimi sahnesinde daha cok tirsmistim ben.
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap