• bernard lewis'in doğu'nun geri kalmışlığının tarihi üzerine yazdığı önemli kitap.

    lewis'e göre doğu geriye düşmesiyle ilgili olarak iki soru sormuştur: i) hata nerede? bu bir sorgulamadır ve reformlara götürmüştür. ii) bunu bize kim yaptı? bu da çeşitli komplekslere ve komplo teorilerine götürmüştür. "geri kaldık, çünkü batı izin vermedi"ciler bu soruyu sormaktadır.
  • "ortadoğu ve batı'nın ekonomik yaklaşımları arasındaki fark, hiçbir toplumun muaf olmadığı her toplumun kendisine özgü yolsuzluk biçimlerinde bile görülebilir. batı'da, bir kişi piyasada para kazanır ve bunu iktidarı satın almak veya etkilemek için kullanır. doğu'da kişi iktidarı ele geçirir ve bunu para kazanmak için kullanır. ahlaki açıdan ikisi arasında bir fark yoktur, ancak ekonomi ve devlet üzerindeki etkisi çok farklıdır."

    hata neredeydi? / bernard lewis / 2001
  • we think too much but feel too little.
  • doğu'nun 300 yıldır cevabını aradığı soru.

    - savaş meydanından alınan dersler
    - zenginlik ve güç arayışı
    - toplumsal ve kültürel engeller
    - modernleşme ve toplumsal eşitlik
    - laiklik ve sivil toplum
    - zaman, mekan ve modernite
    - kültürel değişimin yüzleri

    7 bölümden oluşan bernard lewis eseri.

    kitaptan bir iki bölüm paylaşmak isterim:

    namık kemal 1867 tasvir-i efkar

    " kadınlarımızın insanlığa çocuk doğurmaktan başka faydası yokmuş gibi görülüyor; müzik aletleri veya mücevherat gibi sadece bir hizmet nesnesi olarak görülüyorlar. ancak cinsimizin yarısını belki de daha fazlasını kadınlar teşkil etmektedir. onları başkalarının maişetini ve gelişimini sağlamaktan alıkoymak halk iştirakinin temel kurallarını ihlal etmektedir. sanki milletimiz yarışı felçli bir vücuda benzemektedir. ancak kadınlar zihni ve fiziki yeterlilikleri bakımından erkeklerden aşağıda değildir. kadim zamanlarda kadınlar savaş dahil bütün erkek faaliyetlerine iştirak ediyordu. köyde kadınlar hala tarım ve ticaret işinde ortaktır... kadınların aramızda böyle ayrı tutulmasının sebebi onların tamamıyla cahil, hak ve sorumluluk, fayda ve zarara dair hiçbir şey bilmedikleri yönündeki algıdır. kadınların bu konumu dolayısıyla birçok kötü sonuç doğmaktadır. en temelde bu durum, çocuklarını kötü yetiştirmelerine yol açmaktadır. "

    ogier ghiselin de busbecq 1560 da yazdığı bir mektupta:

    " ...hiçbir millet başkalarının yararlı icatlarını benimsemekte isteksizlik göstermemiştir. örneğin, büyük ve küçük topları ve diğer birçok icadımızı kullanmaktan geri durmamışlardır. ancak hiçbir zaman kitap basmaya ve meydan saatleri inşa etmeye yanaşmadılar. basıldığı takdirde kutsal kitaplarının kutsallığının kalmayacağını; meydan saatleri yaparlarsa da müezzinlerin otoritesi ile kadim adetlerin zarar göreceğini düşünürler. "
  • saçma sapan hiçbir soruya doğru düzgün cevap veremeyen bir kitap okuması zaman kaybından başka bir şey değil.
  • ilk olarak o iki ayak üstüne kalmayacaktık hocam. büyük hata ettik. sonrasında afrika'dan yayılmayacaktık.
  • (bkz: what went wrong)

    öncelikle kitap fazla iddialı bir başlığa sahip. doğu ve batı arasındaki farka bakıp "neden böyle?" sorusuna bir cevap arıyorsanız kitap ismiyle size vadettiği şeyden hiçbir şey sunmuyor. evet doğu ve batı arasında güzel bir karşılaştırma kitabı fakat ismi içeriğine göre fazla iddialı.

    #119641859 ben buradaki arkadaşımızdan tamamen farklı bir sonuca ulaştım. bernard lewis'in de aslında temel sorun olarak islamı görmediğini açıkça belirttiğini düşünüyorum. çünkü lewis kitabında şunu soruyor "sorun islamda ise neden ortaçağda kadim diğer uygarlıklar can çekişirken, hristiyanlar ortaçağ sancılarını yaşarken, sadece müslümanlar bilimde, kültürde, hoşgörüde bu kadar ilerlediler?"

    kitabın gri olmayıp hata neredeydi sorusuna net olarak cevap verdiği bölümlerden birisi müslümanların yaşadığı zafer sarhoşluğu ve düşmanlarına karşı olan kibirlerini önemli bir faktör olarak gördüğü bölümde açıklanmış.
    " avrupalılar ya da hristiyanlar en iyi döneminde de en kötü döneminde de doğuyla ve islam dünyası ile ilgilendiler. hem ticari olarak ilgilendiler hem de diğer açılardan ilgilendiler. müslümanlar ise batıyla pek ilgilenmediler. bir müslümanın gayrimüslim ülkede yaşamasının doğru olmadığına dair yorumlar din adamlarınca yapılıyordu. aynı şekilde devlet tarafından da batı hep ihmal edildi. sadece savaş zamanlarında hatırlandı. elçilikler açmak yerine tek seferlik elçi göndermek tercih edildi. batıda ne olup bittiği bu yüzden kaçırıldı. merak da edilmedi. bu yüzden coğrafi keşifler, rönesans, reform, ihtilal, sanayi devrimi vs bunlar ve bunların sonuçlarını sadece yaşayarak öğrenebildik.
    örneğin osmanlı'nın en önemli vakanüvislerinden naima 30 yıl savaşlarından sadece birkaç cümle ile bahseder. avrupa toplumu ve dolayısıyla dünya için son derece önemli olan bu tür olaylara osmanlı ilgi göstermemiştir."

    tabi söz konusu entrydeki arkadaşın ulaştığı sonuç hepten yanlış değil. aynı kitap içerisinde lewis doğu ve batı arasındaki en büyük farklardan birisini kadına verilen değer olarak belirtiyor ve tabi kadına verilen değerdeki ayrım da islamdaki kadın başlığı nedeniyle doğuda daha kötü durumda. yani nereden baktığınıza göre islamın bu gelişmemişlikteki rolü farklılaşabiliyor.

    islam uygarlığının zamanında altın çağını yaşayıp şimdilerde yerlerde sürünmesine karşın iki farklı önemli soru olduğunu görüyoruz kitapta. bunlardan birisi islam müslümanları mı geriye düşürdü yoksa müslümanlar mı islamı geriye itti? iran'ın bu soruya müslümanların islamı geriye ittiği sonucuna ulaşıp islam devrimini yaptığını görüyoruz. türklerin ise müslümanlığın türkleri geri ittiği sonucuna ulaşıp yönünü batıya çevirdiğini görüyoruz. kitapta buna net bir cevap verilmese de iki ülkeye baktığımızda hangi ülkenin daha iyi bir cevap bulduğu açık gibi.

    ama burada doğru cevap diye bir şey yok. tekrar soruyoruz sorun islamda ise o halde neden ortaçağ da islamın olduğu yerler altın çağını yaşadı?

    bazen diyorum ki bütün mesele zamandır. uygarlıklar zamanla doğar büyür yaşlanır ve ölür hepsi budur. diğer her şey sadece bu takvime düşülen notlardan ibarettir.
  • tarzı çok akıcı olmayan, doğu'nun batı karşısında neden geri kaldığını birçok yönden irdeleyen kısa bir bernard lewis kitabı.

    bana göre kitabın özeti 76. sayfadaki şu çarpıcı kısımdır:
    "batı'da bir kişi piyasada para kazanır ve bunu iktidarı satın almak için kullanır. doğu'da kişi iktidarı ele geçirir ve bunu para kazanmak için kullanır. ahlaki açıdan ikisi arasında bir fark yoktur, ancak ekonomi ve devlet üzerinde etkileri çok farklıdır."
  • kitabın yarısından sonrası yazılmasa da olurmuş, zaten yazar bile özet kısmında kitabın ilk bölümlerini özetlemiş.

    hata neredeydi size celal şengör hocam söylesin

    link

    bana göre tek hata budur yani halkı eğitememektir.kitabın tüm bölümleri sonuçtur, nedeni ise cahilliktir.batıdaki reformlar, okuyan halk tarafından gerçekleşmiştir.marco polo'nun yazdıkları kristof kolomb ve bir çok gezgine ilham olmuş yeni topraklar ve yollar keşfedilmiştir.gene okuyan halk sanayi devrimini gerçekleştirmiştir.yani kısaca okumak diğer her şeyi tetiklemiştir.
  • • kitap incelemesi •

    hata neredeydi?
    yazan: bernard lewis
    yayınevi: kronik

    sahi, hata neredeydi?

    soru açık ve keskin: hata neredeydi? yani bir zamanlar daha üstün olan ortadoğu islâm medeniyeti nerede hata etti de batı avrupa medeniyetinin gerisinde kaldı? soru bu kadar açık ve keskin olunca cevabın da şıp diye verileceğini düşünebilirsiniz. maalesef. cevabı, iki medeniyetin yollarının nasıl ayrıştığını iyi bir şekilde özetleyen kitaptan bulup çıkarmanız gerek. ne de olsa sorunun basit ve tek bir cevabı yok. birbirleriyle yarışan ve farklı hususları öne çıkaran çok fazla fikir var. ama cevabı bulmak için atılması gereken ilk adımın şu olduğu şüphesiz: yenildiğini kabul et ve yenileşmene engel olan bağlayıcı geleneklerden özgürleş.

    kitaptan bazı alıntılar

    ortaçağ avrupa'sı dinini ortadoğu'dan; modern ortadoğu da siyasetini avrupa'dan aldı. tıpkı bazı avrupalıların merhametsiz bir hıristiyanlık yaratmayı başarması gibi, bazı ortadoğulular da özgürlük olmayan bir demokrasi yarattı.

    batı'da, bir kişi piyasada para kazanır ve bunu iktidarı satın almak veya etkilemek için kullanır. doğu'da kişi iktidarı ele geçirir ve bunu para kazanmak için kullanır. ahlaki açıdan ikisi arasında bir fark yoktur, ancak ekonomi ve devlet üzerindeki etkileri çok farklıdır.

    on altıncı ve on yedinci yüzyılda büyük avrupa üniversitelerinde arapça kürsüleri kurulmuştu.

    bilgi edinilip saklanacak, gerekirse getirtilecek bir şeydi; büyütülüp geliştirilecek bir şey değildi.
hesabın var mı? giriş yap