*

  • 9 aralık 2007' de açılması planlanan havaalanı. antakya ile iskenderun arasında ikamet edecek.
  • açılmaması gerekir, ben ornitofobikim kardeşim. eğer göç etmesini bir şekilde engellerse kuşların, kuşlar hep burada kalır. kuş dediğime de bakmayın, bu göç edenlerin hepsi uçabilen koyun; onlar kuşsa bu kargalar falan hep faredir yani. şimdi tam çıkaramıyorum şu an ülkemizde değillerse açsınlar, gelmesin buraya kuşlar. fakat henüz terk etmedilerse ülkeyi, açmasınlar. biraz daha beklesinler. kuş deyince ben böyle birader, elim ayağıma dolaşıyor, yazamıyorum, konuşamıyorum, yoksa bu kadar anlamsız bir entrye imza atmam yani. ama kuş bu, korkuyor insan. hatay'ında ihtiyacı yok gibi duruyor aslında havaalanına, kim bilir kimler trilyon götürdü bu işten. leylekler kovalasın hepsini ki leylek kovalasa altına sıçarsın korkudan, devekuşu gibi hayvan.
  • ils olmayan bir havaalanımızdır.
    il özel idaresine bağlı havalimanımız için hatay valiliği 2 aya kadar koyarız demiş. ne güzel demiş. bekleyememiş.

    peki buraya nasıl geldik? rahmetli ecevit hükumetinin bir projesi olan hatay uluslararası havaalanı, il özel idresinin bütçesinde 2000 rakamlarına göre 38 trilyon lira ile yapılacaktı. arsa bedeli ise 32 trilyon lira idi. sebep adana şakir paşa havaalanının kargo yükünün yarısından fazlasının hatay'a ait olması idi. buraya bir hava alanı açmak, açmışken de uluslararası aktarım merkezi haline getirmek, projeyi ve bölgeyi daha cazip hale getirecekti. yüzde 50 leri geçen kırımlı ihalelermi, iptal edilen sosyal alan ihaleleri mi yoksa 2 yılda eriyen 38 trilyon mu, kuşlar mı, amık ovası mı? bu hava alanı her şeyi ile sorundu aslında. fizibilite, ön çalışma, araştırma terimlerini mühendislik lügatlarından silmiş olan zat-ı muhteremler, 2000 yılında ayırdıkları 38 trilyon için iki satır açıklama yapmadılar. elimiz cedvel pergel tutuyor allaha şükür bakalım ne olmuş? fikir 90 ların başında zamanın başbakanı demirel e ait. çiller ihale yapmış becerememiş, ihaleye giren olmamış, 1998 e kadar herkes bir yorum yapmış, ve fırlamanın biri, "milenyumda papa st.pierre kilisesine gelecek" diyerek 29 haziran 2000 i işaret etmiştir. bu olay ecevitin kulağına "efenim hristiyan bayramına papa gelecek, antakya ya gidecekmiş" diye fısıldanmış. ecevit gerekli emirleri verirken, bir diğer iş güzar "vatikan 5 milyon dolar para yollamış" diye ortalığı bulandırdı. sonucu itibariyle ihale %53 kırım ile yapıldı bitti. 2000 yılına gelirken, kurutulan amık gölünün ortası esen sert ve ters rüzgarları ile gündeme geldi ve havaalanı inşaası için gerekli servis yolu bile yarım kaldı. başta müteahit ertem elçi dahil olmak üzere o zamanki vali şimdiki emniyet genel müdürü oğuz kağan köksal bile inanmıyordu hava alanı projesine. 2002 deki muhteşem sel, doğayı durdurmaya yetmedi ve amık ovasının tam ortası derinliği 15 metreye varan su birikintileri ile dolmaya başladı. pist için kazılan alan haliyle yalan oldu. ocak 2003 te 38 trilyonun 35 i eriyip kül olmuştu. bu tarihi takip eden 3 yıl boyunca da, "haziranda açılıyor, ekim de bitiyor, kasım a uçak gelecek" nidalarına alışan antakyalılar, "açılırsa ekime, açılmazsa sikime; açmazlarsa kasıma, otursunlar kucağımıza" diyerek heyecanlarını yitirdiklerini ifade ettiler. 2005'te kaynağı henüz hala açıklanmayan bir şekilde inşaata yeniden girişildi, her şey süt liman oldu. ihale yok, teklif yok, giden paranın hesabı yok, projenin olabilirlik onayı yok, yola çıkılan proje, çekirdekçi de külah, yeni saçma proje kafaya fes oldu. uluslararası aktarım merkezi imiş. ils si yok. 6 km lik 2 pist idi, 3 km lik tek pist. 4456 metre kare sosyal alan idi, 876 metre kare dükkan yeri. ve daha neler neler. iş bitti kuşlar gene geldi. efenim başka yerden uçsunlar. sinyalizasyon ile kaçırırız. tamam doğru da, kefenin cebi yok bunu da biliyonuz değil mi diye sormak geliyor insanın içinden. 1900 lü yılların ortasında gölü kurutup, dünya da eş, benzeri olmayan 3 kuş türün yok ettiğiniz yetmedi mi? gölü 3-5 kuruşa parselleyip toprak diye satmadınız mı? yaza yaza yorulduk o ayrı, ama neye yarar, daha havaalanı fikir diye ben kıvrımları içinde dolaşırken, yabancı hava yolları ile "burada alamancı çok, almanya çok iş yapacak" pazarlık eden ben miyim? ama normaldir. siyanür liçi ile altın nasıl yapılır sorusu maden mühendislerine basın tarafından 8 yıl sonra sorulduğuna göre, hatay havaalanımız açıldıktan bir kaç sene sonra, amık ovasını, gölün tekrar dolma olasılığını, kuşların göç yolunu, kıcı dağının ve ikiz tepenin coğrafyayı olumsuz etkileyebileceğini, esen sert rüzgarları, kışın sis altında bir bölge olduğunu ve saire 3-5 sene sonra sorarız inşallah.

    planlanan hava alanı ile yapılan arasında dağlar kadar fark vardır doğrudur. peki burasının olumlu yönü hiç mi yoktur? vardır elbet. her şeyden önce antakyalılar arasında hakim olan "hiç bir hükumet hatay a yatırım yapmaz" fikrini biraz olsun aşmak için çaba gösteren 3 hükumet gördük. gelecekteki bazı yatırıma dayalı kalkınma hareketlerinin bir kıvılcımı olabilir. hatay'ın türkiye'nin sonradan eklenen bir parçası olmadığını ispatlamaya devam edebilir. umarım hava alanı açılan her şehir gibi asimize olmaz. ha bir de benim gibi ana babasından bin kilometre uzakta olan biri için faydalı olacaktır. o kadar. bir de açılışın bir show olmasına kıllık yapmayın, bu ilk değil çünkü.

    peki kim kazanacak?
    fransa ve hollanda başta olmak üzere, seralarını bir bir kapatan avrupa ülkeleri. yılda 6 farklı hasat ile ürün veren, pamuğu çok kaliteli olan güzelim topraklar, yabancılara sera karşılığı kiralanacak veya satılacak. başka da bir söylemeye gerek yoktur. bu söylemleri ve eylemleri başarı olarak değerlendiren beyinsizlere: anladın sen onu...

    yine söylemekte fayda var, ülkemizin en çok göç veren ve göç alan bir şehri olarak, hepimiz dışarıda sayılırız. ailemizi daha sık ziyaret edebileceğiz. keşke yukarıda yazdıklarımı hiç konuşmuyor olsa idik. o zaman daha bir güzel daha bir davullu zurnalı olacaktı. yinede hayırlı olsun, kazasız belasız uçuşlar diyelim.

    * *
  • gün itibariyle istanbul' dan karşılıklı seferlere başlanan havaalanıdır. son derece güzel, hatay için yeterli bir havaalanı olmuştur.

    edit: küçüktür, zira daha büyük olması lüzumsuzdur.
  • thy kullanarak seyahat edecek yolcular (ki şu anda sadece thy yolları geliyor - sun express ortak uçuş da dahil) hatay havaşı kullanmasınlar. thy iskenderun bilet satış ofisini arasınlar. onlardan yönlendirme alsınlar, isimlerini yazdırsınlar ve onların yönlendirdiği firma ile transfer yapsınlar. (zirve turizm sanırım adı) çünkü havaş'ın hatay şubesi mehmet ağanın tur firması gibi davranmakta, "tamam tamam gel götürürüz yola kadar" gibi cümlelerle alandan ana yola kadarki kısa mesafeyi (4-5km) 8tl ücret alarak gerçekleştirip yol sonunda indirip, "şimdi geçer buradan bir minibüs biner gidersiniz" şeklinde hizmetini tamamlamaktadır. indiğiniz yerden bir daha binip 5 tl daha verirsiniz,3 tl daha derken bir de 3-4 kişiyseniz taksi fiyatına ine bine şehir merkezine gidersiniz. thy'nin yönlendirdiği firma iskenderun - hatay havalimanı arasına 15 tl alır, sizi de alır ineceğiniz yerde indirir, bin minibüse buradan devam et demez. taksiler de şu anda 60 liraya götürmektedir. ister 4 kişi dolmuş gibi 15 lira verip kullanın, ister 60 lira verin tepe tepe gidin.
  • internette orada burada yaptığım araştırma sonucu araba kiralama servisinin olmadığını düşündüğüm havaalanıdır. yazın bir proje için gideceğim ama şimdi eğer burada araba kiralama yoksa sıkıntı olacak.

    (bkz: var mı oluru)
  • yatay havaalanıdır.
  • değil araba kiralama servisi, toplu taşıma ile ulaşımın bile nerdeyse olmadığı uçak inme merkezi. evinizin salonu kadar bir terminal binası düşünün. işte hatay havaalanı burası. sanırım 4 adet check in masası, iki tuvalet, bir adet büfe ve bir adet danışmadan ibarettir. aslına bakılırsa daha büyük olmasına da gerek yoktur zira yeterli, hatta artarlıdır bile.

    daha önce belirtildiği üzere iskenderun'a ulaşım sorun arz etmektedir. eğer havaalanıdan beş kilometre uzaklıktaki anayola çıkabilirseniz paclar ile dört lira karşılığında yaklaşık yarım saat sonra iskenderun'a varabilirsiniz. fakat asıl problem havaalanından anayola çıkmaktır. adam sikmek için sıra bekleyen taksiciler bir araca altı kişi bindirip kişi başına on lira talep etmektedirler beş kilometrelik yol için. en iyi çözüm anayola kadar otostop ile gitmektir.

    http://tr.wikipedia.org/wiki/hatay_havaalanı
  • bu havaalanına inmişseniz ve gideceğiniz yer antakya ise en iyi tercih havaş'tır. hatırladığım kadarıyla 8 liraydı en son.
    yok ben iskenderuna gideceğim diyorsanız, orada biraz durun. çünkü buradan iskenderun'a ne havaş var ne de otobüs. üç tercihiniz olacak.
    - havaşa 8 tl verip anayola çıkmak, orada iskenderun dolmuşlarını beklemek ve 5 tl de onlara vermek..(13 lira toplam)
    - taksiyle iskenderuna gitmek(ne kadar tutar tahmin bile edemiyorum, en az 40 km var)
    - yürümek*

    ama, birinci seçeneği kullanırsanız, akşam belirli bir saatten sonra iskenderuna anayoldan dolmuş bulamayabilirsiniz. sonra yolda kalmayın...
    sonuç olarak, bu entry'yi okuduktan sonra bu havaalanına gelecek arkadaşlara tavsiyem; antakya'ya havaş kullanmaları, iskenderun için ise akşam en geç 8-9 gibi inip anayoldan dolmuşa binmeleridir.
    not: iskenderun için söylediklerimin aynısı kırıkhan ve belen için de geçerlidir. samandağ, yayladağı, altınözü istikametine gidecekler için de antakya tarifi uygundur. yok ben dörtyol-erzin tarafına gideceğim diyorsanız, o zaman iskenderun tarifini kullanabileceğiniz gibi adana havaalanını dahi tercih edebilirsiniz.
hesabın var mı? giriş yap