havamda değilim ^*

• keyfim yerinde değil anlamına gelen bir laf.
• bu biraz naz içeren,daha çok kadınların kullandığı bir tavır.sadece söz değil omuz ile de vurgu bulur.sevişme öncesisöylenir ve iptal edilen sevişme planın hemen akabinde daha güçlü bir ifadeyle tamamlanır.ilşkinin bitmek üzere olduğunun,ya da boynuz zamanının geldiğinin resmi ifadesidir.
• (bkz: modum ve param yok)
• havamda değilim hiç, sanki oksijen-azot oranında bir tuhaflık var, sanki bu havalarda her zaman sarhoş olmaya müsait bir fazlalık. ama alkole duyarlı bir bedenim var, beden derslerinde sıranın hep önünde durmaya mecbur. sonrasında askerde “yürüyen parkalar” diye adlandırılan grupta anılacak olan, sıranın en arkasında. arka sıralarda kalırdı aklım, sınıfın çalışkan çocuklarından biriydim çünkü, öğretmenlerin gözleri gözümde, aklım sınıfın en güzelinde. kopya çekerken bacağını açmıştı hani, o zamanlar bacak çok uzun bir kelime. ben kısayım.
  
  havamda değilim bugün, böyle bir yerçekimsizlik. içimden kalkan trenlerin sebebiydi gülüşü, yolcularım hep biletsiz. köşe bucak kaçarak kaç istasyon arası. dur durak bilmeden hani, duraklarda bekleyen gençler olurdu, korkkardım. tren durmadan atlarlardı vagona. insanda nedense hep bir şeyleri gösterme ihtiyacı, hep bir kendini ıspatlama. sağlama diyorduk matematikte, sağlama almalıydım oysa ben hep kendimi. ayaklarım yere basmalıydı , şimdi nereden çıktı bu yerçekimsizlik?
  
  havamda değilim, ısrar etmeyin. herkesin her dediğine hemen cevap verme ihtiyacı ne garip. her telefona bakma isteği, kimse üzülmesin telaşı. hiç bir kapının tarafımdan çarpılmamış olması mesela, sonucun kaç edeceğini bilemediğimden mi? oysa matematik bilirim ben, havamda değilim sadece. hani ders verdiğim bir çocuk vardı, saatlerce anlatırdım da hani “ abi sen ödevlerimi yap, yeter” derdi. peki neden bunca kolaya kaçma? kaçmak istiyorum yine, ama havamda değilim bugün, gelsin yakalasın bir yerden gülüşü, dibine vursun ayaklarım , bitsin bu yerçekimsizlik.
  
  sağa sola uçuşup duran güvercin yüreğim, hep yorulmak, boşuna. havamda değilim bugün, kendi hava sahalarında oynayan çocuklar mı pilotlar? pilot olmak isterdim mesela –her erkek çocuğu ister- sınavlarına bile almadılar, iki santim kısayım diye. havamda değilim bugün, kanadı kısa martı, üstelik yerçekimsiz ortamda, ortada kaldım.
  
  havamda değilim bugün, havandayım. dövülüyorum sanki hayatın her yerinde. oysa hiç dayak yemedim ben ne tuhaf. peki neden bunca ağrıması içimin? içim eskiden trenlerin kalktığı, saatleri glüşüne ayarlı bir istasyon, hani alt geçitleri hep kötü kokan sonraları. insan ne zaman karar verir yenildiğine?
  
  havamda değilim bugün, şanslısınız, havamda olsam en birinci ben olurdum girdiğim her işte, işte gördünüz, aslında nasıl çalışıyor kafam, durmadan atıyor kalbim, nefes alıp veriyorum örneğin, uyuyup uyanıyorum.
  
  havamda değilim bugün, hayır ağlamıyorum.
  
  yenilmedim ben, doksanıncı dakikada oyuna girdiğime bakmayın, ben hep yedek kulubesinde, hep gözüm sahada, hava sahasında dostça bir mücadele olurdu belki pilot olsaydım.
  
  havamda değilim bugün, yerçekimsiz sensizlik.
• kadın milletinin ifrit eden laflarından biri..
  
  sonra içip içip rusa gitti diyorlar.. tamam haklısınız aq..
  
  always coca cola ..
• geçen hafta bir gece, takıldığım bir kız ile yatağa gidiyorduk. tam ortam ısınıyorken birden "havamda değilim, bana sadece sarılmanı istiyorum." dedi. ben de "ne? o da neydi?" diye afalladım. ve malesef o da buna yanıt olarak her erkeğin duymaktan korktuğu o cümleleri söyledi.
  
  - senin bir erkek olarak fiziksel isteklerini karşılayabilmem için beni bir kadın olarak duygusal yönden yeterince desteklemiyorsun.
  
  ardından benim kafası karışmış halime cevap olarak şunları ekledi;
  
  - neden beni sadece olduğum insan için değil de, sana yatakta yaptıklarım için seviyorsun?
  
  o geceden iş çıkmayacağını anladığım için, uykuya daldım.
  
  sonraki gün o kız arkadaşım ile vakit geçirmek için işten izin aldım. öğlen güzel bir yemeğe gittik ardından büyük bir alışveriş merkezine, içinde şu her şeyden bulunan dev bir mağazaya girdik. çeşitli pahalı kıyafetleri denerken onunla gezdim. hangisini alacağına karar veremediğini söylediğinde hepsini almayı önerdim. ardından yeni kıyafetleriyle uyumlu ayakkabılara ihtiyacı olduğunu söyledi, ben de "o zaman her birisi için bir çift pabuç alalım" dedim tabi ki.
  
  sonunda bu döngü bitsin diye "yeterli mi tatlım" dedim ve heyecanı gözlerinden okunurken ograzm oluyor gibi bir ifadeyle "sanırım hepsi bitti, haydi kasaya gidelim" dedi.
  
  ve işte o anda kendimi zorlayarak, sessizce söylemem gerekenleri mırıldandım.
  
  - hayır tatlım, havamda değilim.
  
  önce yüzü tamamen ifadesizleşti, sonra ağzı bir karış açık kaldı ve "ne?!" diye bağırdı. sonra izah ettim;
  
  - senin bir kadın olarak alışveriş isteklerini karşılayabilmem için beni bir erkek olarak finansal yönden yeterince desteklemiyorsun.
  
  sonra beni öldürecek gibi bakarken, retoriğinin kalan yarısını da değiştirerek ona tekrar sundum.
  
  - neden beni sadece olduğum insan için değil de, sana aldıklarım için seviyorsun?
  
  benim açımdan bu gece de seks olmayacak aşikar. ama en azından sürtük ondan zeki olduğumu biliyor.
• (bkz: i am not in my air)
• vasat bahanesidir. senden beklenen bir işi beceremediysem bunun sebebi yeteri kadar hazırlanmaman veya ehil olmamandır. işi eline yüzüne bulaştırdıktan sonra gelip bir de bugün havamda değilim demek mantıklı değil. e sen yarın da batırırdın o işi. dün de beceremezdin. yani olay havada değil. sende.
• durup duruken bunu kullananları anlamıyorum. insan durup dururken kendi enerjisini bitirmeyecek ya. her şey stabilken bunu kullanıp basit işlere de limon sıkanlar gözümde beceriksiz insanlar olarak yer alıyor sanırım.
  sanki bana gemi. uygun hava falan gerektiriyor da onu alamamış. bu s*ktiğimin hayatında hiç kimsenin işleri tam istediği gibi gitmiyor ama bir de normal günleri s*kmenin manasını bilen anlatsın?
  oksijen oranın mı düştü co2 oranın mı yükseldi nedir yani amk? kadınlar gerçekten erkekler için tanrının bir kırbacı olabilir. huzurluca oturmasınlar diye.