hayatı seyretmek

• hayat manzaralı bir anda konaklamak.
• hayatin elinden kayarken trene bakar gibi bakmak. ayrintida kaybolup resmin butununu gorememek... gencken yaslanmak...
• ne diyoruz efenim, üçüncü gözün kanatlarının çıkması akabinde dördüncü gözün beholdere dönüşmesi ve sonunda beşinci gözün tanrısallaşması imiş. hayat tren ise ah evet seyretmekten zevk alıyoruz. ve kim söylerse söylesin ben şurda hayatı seyrediyorum diye, pandoranın kutusunu açmasın. sonra hayatı seyrederken uyuya kalırsınız, koyun falan olursunuz maazallah. bende sayarım böyle. pıt pıt pıt pıt pıt.
• (bkz: hayati banttan izlemek)
• hayat tren değil de, sanki sen trendesin. hayat geçip gidiyormuş gibi görünse de sen hayatın içinde dolaşıyorsun. fakat sadece pencerenin camına dokunabilerek seyrediyorsun, gibi...
• şebnem ferahın korkarak yaşıyorsan adlı parçasında da geçirdiği eylemsizlik hali..
  .....
  uçmayı seviyorsan,düşmeyi de bileceksin
  korkarak yaşıyorsan,yalnızca "hayatı seyredersin"...
• yaşamın kendine has ritmi ile devinimini izlemek.
  
  bazen hayat bizden hızlıdır, bazen biz hayattan daha hızlı hareket ederiz yaşamımızın içinde. hayattan hızlı hareket ettiğimiz zamanlar, çok eğleniyor veya çok üretiyor olsak bile, yaşamın aslını kaçırır, gerçekten tadına varamayız. hayatı seyretmek, nabız yavaşlatmak ve belki bir oyun kurucu gibi, neler olup bittiğini sakin sakin dışardan gözlemlemektir. yaşamda alınan kısa bir mola, bir keyiftir. mola uzatılırsa;
  
  (bkz: kronik tembellik sendromu)
• hayati isimli bir arkadaşı seyretmek.
• "yok boyle bisii" olarak aksetmesi gereken sey su bilgisayar ekranına.. hayır, o en uzak, en bitkin hissedilen anda bile kokusu ice dolarken nasıl bir kendini kandırma girisimidir seyrettigini farz edebilmek.. kısa caplı kandırmadır da denemez lakin boyle bir seye kaptırmak, donusunde yuz ustu kalısın en buyugune carpmaktır.. kısacası "katlanılamaz" gercege donmeye.. bu yuzden hic agzın suyu akmasın manzaraya karsı.. gercekten devinimsiz bir sure sineye cekebilseydik su benligi suphesiz farklı, cok daha farklı olurdu her sey..
• bazı şeyleri kaçırmak, yakalayamamak, geri dönememek.