• "aşkı tarif etmeye çalışmak haybeden gerçeküstü bir çabadır. içine etmek daha kolaydır!"
  • yılmaz erdoğan bizi yine gülme krizlerine soktu, oyun sonunda gözlerinde tipik türk erkeğini oynamanın haklı gururu vardı . demet akbağ yine bizim bildiğimiz gibiydi, kusursuz ve başarılı.
  • demet akbağ bir ilişkiyi başından sonuna kadar götüren kadın, yılmaz erdoğan da haybeden akışına bırakmış, ortalarında boynuzlama olaylarına girmiş bir erkek, sergilenen aşk pek cazip değil, gerçeküstü kelimesi de varolamayan bir aşkı betimlemek için kullanıldığından şairin amacına ulaştığı, seyrederken güldüren çıkışında kafada soru işaretleri bırakmayan light oyun.
  • benim bugune kadar gordugum, ilk defa televizyonda reklami yapilan tiyatro oyunu. ilginc geldi, alismamisiz ne de olsa...
  • salona girdiginiz de dekoru yapmayi unutmuslar sanki diye dusunurken oyun akisi sirasinda dekor olusmaya basliyor ve isler degistikce dekor tekrar teker teker toplaniyor.dekor oyunun havasini o kadar guzel uymus ki ellerine saglik.ayrica bu oyundan sonra artik yilmaz erdogan'a - o oyuncu degil denemeycek.kesinlikle kacirilmamasi gerek...
  • dekor olarak iki koltuk ve bir kac aksesuar bulunduran ve koltuklarin kisilerin ruh hallerine veya iliskideki durumlarina gore yer degistirdigi oyun.aslinda turk toplumundaki kadin erkek iliskilerinden ziyade,turk toplumundaki "kaymak kesimin" kadin erkek iliskilerinden bahseden biraz sonraki sahnede ne olacagini tahmin edebildigimiz bir oyun.esprilerin kalitesi ise vizontele filmindekilerle ayni seviyede.
  • kelime oyunları ile bezeli ,daha iyisi çıkabilirdi yılmaz erdoğan'ın kaleminden diye düşündüğüm, demet akbağ'ın soprano çıldırma sahnesinde çok güldüğüm oyun.bir de artık tatlım kelimesinden nefret ediyorum sayelerinde..
  • stereotiplemelerle bezenmis komik oyun. yilmaz erdogan zeki bir adam sanirim ama artik kadin erkek arasindaki iletisimsizligin karukatirize edilmis hallerinin temcit pilavi gibi ayni cozumsuzluk senaryolariyla pisirilip onume koyulmasindan cok sikildim. neymis kadin dirdirci, erkek umursamaz, kadin ilgi cekmeyi bekleyen simarik, erkek kiskanc, kadin rafine, erkek odun... ister istemez guluyosun tabi ama nereye kadar? daha kac yuz yil surecek bu ayni malzemeden, oyun yap, film cek, kitap yaz, ev yap, kurabiye pisir hadisesi? yine de turk tiyatrosundaki baska trendlerle karsilastirildiginda kesinklikle basarili bir yapim. seyircisi var en azindan. yer yer devlet tiyatrosu ekolunden miras kalmis yapayliklar gorulse de, her seye ragmen dogal sayilabilecek bir oyunculuk soz konusu. demet akbag' in zorlama entellektuel karakteri ile yilmaz erdogan'in lumpen sayilabilecek tiplemesi bir araya gelince ortaya durum komedisinden ziyade egretilik, yerine oturmamislik cikmis. ozetle, biraz daha cila gerektiren, fakat standart tiyatro seyircisine uygun, basarili sayilabilecek bir yapim haybeden gercekustu ask.
  • yılmaz erdoğanın kadın-erkek ikili ilişkisi üzerine gözlemlerinden (daha önce milyon kere işlenen demek istiyorum, belkide tecrübelerinden demeliyim- boyalı basında yeralan boy boy fotoğraflar, çorap değiştirme sıklığında değişen sevgililer, fırında sevilen mercimekler ve daha neler neler...)yola çıkarak, güldürme garantili, klişe konularında arkadan itmesiyle kotardığı (klozet kullanımı, kadınların alış-veriş saplantıları, kayınvalide geyiği, eski erkek ve bayan arkadaşlar, histerik kadın çıkışları gibi...) kelime oyunu ve laf cambazlığı çeşnili iki kişilik oyunu. performanslar ne yalan söyleyeyim fevkalade.
    konu son derece basit, işleniş biçimi ve kurgusu da keza öyle:

    1)kadın ve erkek bil vesile tanışır.
    2)metrelerce uzunluğa tekabül eden telefon faturaları ile yakınlaşılır.
    3)hasbelkader(!) beraber yaşamaya başlanır.
    4) ortak bir alanı kullanmanın getirdiği sorunlarla başa çıkılmaya çalışılır.
    5)enti püften, incir çekirdeğinden daha basit mevzular üzerine tartışmalar başgösterir, alarmlar çalmaya başlar.
    6) durum bu minvaldeyken, hatun kişi bir biçimde er kişiyi ketenpereye getirip evliliğe razı eder, imzalar atılır.
    7)balayı yarı kabus gibi yaşanır.
    8)beylik sorunlar... banyoyu temiz kullanmama, senin annen-benim ailem, üstencil kadın, ilgisiz erkek.
    9) cekette bulunan saç teli ve bini bir para bahaneler. kıskançlık tripleri.
    10) ve kaçınılmaz son. ayrılık.

    iki saat boyunca kimi zaman yüksek desibellere vuran şen kahkahalarla gülmekten çatlayanların, daha iyi kurgulanmış bir finali hakettiğini düşünüyorum. farklı bir final olsun zorlaması ve çiğ bir mesaj kaygısıyla anlamsızlaştırılmış sükutu hayale uğratan bir final. boşlukta sallanan iki saat.
    (televole spikeri edasıyla) dilerseniz biraz da esprilerle ilgili ipuçları verelim. takdir yüce türk adaletinin pardon halkının olsun.

    -armani. arkadaşımın armaaani.
    -en sevdiğim suşi çeşidi kapamaki - açık kalsın.
    -bolhozlu ceket
    -abazanov kardeşler, fişna bahçesi.
    -tübi-taki yettin. yılın en kısa boylu bilim adamı.
    -inceldiği yerden kopça
    -romeo rakamı
    -(telefonda) üstünde ne var? -üstümde (katımda) albay var.
    - george clooney (kuluni) çok sevdim, o beni hiç sevmiyooorr.
    -hamlet gaymiş, doğru mu lan?
    -ne kadını ya huuu?. ne kadını yahuu nokta kom.
    -(uzun zamandır okunan ve bitmeyen kitap üzerine) oku canım oku, sevdin sen o kitabı, 14 aydır birlikte olduğunuza göre.
    vs. vs. vs. vs. vs.

    iftihar etmeksizin sundum.
hesabın var mı? giriş yap