• şu şekilde kullanıldığı da görülür; kardeşiniz, giymesine izin vermediğiniz bir giysinizi giymiştir, "hayrola" dersiniz, o da çıkarır hemen üstünden...
  • tarabya'da deniz kenarında bir nargile cafe.
  • soru olarak kullanilabilmesi turkcenin guzelligini yansitir. "sonu hayirli, iyi olsun" anlamindaki bir kelime gurubunun soruya "yolunu mu sasirdin kardes?" seklinde cevrilmesi bir hayli ilginctir.
  • uzun zaman sonra ilk kez etek gomlek topuklu seklinde ise gelindiginde, her gorenin ilk yonelttigi soz...
  • hayir ola'dan halk agzinda olusan degisim yuzunden tureyen kelime.
  • sibel egemen tarafından yorumlanan
    sözleri ;
    hayrola, güneş mi doğdu
    karanlık geçen hayatına
    hayrola, bir şey mi oldu
    yüzünden okunuyor da
    hayrola, gülüşün başka
    neşeden mi anlatsana
    hayrola, bakışın başka
    başımı döndürüyor da
    haydi, yıllar sonra, gel de başbaşa
    seninle uçalım biz mutluluğa
    bunca yıldan sonra, düşünme fazla
    ne sana, ne bana kalmaz bu dünya
    hayrola bir telaşın var
    anlatmak zor mu gelir sana
    lüzum yok, ardına bakma
    umutlar hep yarınlarda
    hayrola, saklıyormuşsun sevgini, artık haykırsana
    bak bende hazırım senle, bir ömür yaşamaya
  • süper garsonları olan tarabya cafe'si;

    nescafe fincanlarına japonla bağlanmışlardır. yalvardık 5 kişi adama, ekle hesaba, alalım gidelim şu fincanlardan birini, dedik, bak biz velinimetiz, dedik, siz koskoca sanemçelik-kudretsabancı şeysisiniz, bi fincan size koymaz, dedik, dinletemedik. bi dahaki gelişinizde verelim hocam, dedi garson, ok, dedik, gittik. ertesi gün gene gittik, 5 kişi değildik ama sağlamından 2 kişilik bi gruptuk, gene başaramadık bi fincan almayı. buradan kendilerine sesleniyorum, o fincanı vermediniz, ama size de yâr olmayacak

    (bkz: böyle buyurdu zerdüşt)
  • şaşkınlık ünlemidir.
hesabın var mı? giriş yap