• bazen hybs olarak da geçen ifade.
  • hastane bilgi sistemi ile;

    *hasta kapasitelerinin değerlendirilmesi
    *kaynak ve malzemelerin etkin kullanımının sağlanması
    *hastaya ait tüm bilgilerin takip edilebilmesi
    *bir hastaya ait tüm tetkikler sisteme ilgili birimlerden girilebilmesi,
    *sağlıklı veri kayıt sistemi
    *mali kayıtlar, malzeme akışı ve eczane sağlıklı olarak takip edilebilmesi,
    *yönetim için daha hızlı karar desteği , arşiv ve istatistiklerin oluşması sağlanır.

    hasta kabul modülü

    poliklinik modülü

    laboratuvar modülü

    yatış-çıkış modülü

    eczane modülü

    vezne modülü

    fatura modülü

    dekont modülü

    tek düzen muhasebe

    sağlık kurulu modülü

    kan merkezi modülü

    istatistik modülü

    ayniyat modülü

    personel-özlük modülü

    maaş modülü

    performans ölçümleri

    gibi modüllere sahiptir.
  • hastane bilgi yönetim sistemi nin kısaltmasıdır.
  • kamu hastanelerinin devletten ne kadar para alacağız, özel hastanelerin ise bu ay voleyi ne kadar vurduk hesabını yapmalarına yarayan programcıklar. havası olsun diye genelde oracle veri tabanı kullanırlar, oysaki select, insert haricinde bir sql cik kullandıkları görülmemiştir.
  • bu sabah artık sabrımın sınırını hiç eden, excel kadar bile çalışamayan hastane programımdır. bir eczane modulü vardır ki sorunsuz çalışan bir hastane varsa elini ayağını öpeceğim o programın.
    bu programlar kamu hastanelerinde zorunlu olarak mkys adı verilen bir veri tabanıyla entegre olarak çalışmayı sağlayacak şekilde kurulmuştur. belirli dönemler halinde ihale olur, hastaneler firma ile anlaşma yaparlar. ama türkiye'de her ihaleden bekleneceği üzere yarışmaya katılan arkadaşlardan en dandiği ihaleyi kapar ve siz bir sonraki döneme kadar saçma bir programla boğuşarak işinizi yapamaz hale gelirsiniz.
    adama sorarlar "program senin neyine" diye; çünkü devlet işinde yenilikler her zaman muhteşem bir altyapısızlığın üzerine gelir ve debelenip durursunuz.
    bir sürü modülü vardır bunun ve herbiri her gün apayrı sorunlar çıkarır. stoklar karışır, depolar derbeder olur, döner sermaye hatalı hesaplanır, faturalar yanlış kesilir. bu yetmiyormuş gibi programın sebep olduğu sorunların hesabını da siz verirsiniz, kimseye de izah edemezsiniz. tutanaklar, telefonlar, sorunlar havada uçuşur size de agopun kazı gibi bakmak düşer.
    uzun lafın kısası bu programlar yeterli kapasitede olmadığı için iş yapmanızı engelleyecek şekilde çalışmalarını sürdürmektedir(en azından benim gördüklerim öyle) ve excel candır.
  • bir de bunun ege üniversitesi için olanı var. (bkz: ebys)
  • yakın dönemde doğrudan olmasa da kenarından bulaştığım sektördür, gerek iş yapış şekli, gerek çalışan profili açısından savunma, telekom, finans dünyasından çok çok farklıdır, yazılım sektörünün geri kalanından izole bir dünyadır, bir arkadaş downtown ifadesini kullanmıştı ki haklılık payı var

    hbys dünyasının en dikkat çeken kısmı çalışan profili herhalde, düşünün şimdi çocuk odtü elektronikten yeni mezun olmuş, sonu sanla biten büyük savunma firmaları 5-6 bin net, bir sürü kurumsal imkan ve insani seviyelerde mesai saatleri sunuyor, buna karşın x hbys firması 3-4 bin net, sıfır kurumsallık ve tahmin edilemeyecek seviyelerde mesai saatlerinden bahsediyor, evet öğrenci dağılımı konusu anlaşıldı herhalde

    peki bunun sebebi nedir? basit, sağlık sektöründe pek para akmaz, dahası devletin saçma sapan müdahaleleri sonucu bu sektörde herkes günü kurtarma derdindedir ve kurumsallık çok nadir görülür

    sonuç ne midir? çalışkanları ...sanlar tembelleri hbys firmaları mı kapar? hayır hatta tam tersi, hbys firmalarında uzun zaman geçirmiş kişilerde rastladığım kişilerin ortak özellikleri arı gibi çalışkan ve işlerine bağlı olmaları, verimlilik, parlak zeka, işe katılan katmadeğer gibi konular ayrı mesele tabi

    hadi biraz daha deşelim, diyelim savunma sanayindesiniz ve uçuş simülatörü yazacaksınız ya da telco sahasında lawful interception mevzularına girip protokol analizleriyle, bunların parserlarıyla, olmadık anlarda patlayan güncellemeleriyle uğraşacaksınız, bunlar için ciddi miktarda algoritma temeli, bellibaşlı kognitif(kasten bu terimi kullanıyorum) yetenekler ve literatürü sürekli takip edecek, yabancılarla sürekli irtibat halinde olmaya yetecek seviyede ingilizce gerekir, bu sahalarda öyle adamlara rastlarsınız ki günün yarısını kapı önünde kahve-sigarayla geçirir, içeri girdiğinde facebookta laklak eder ama gün içindeki yarım saatlik bir evreka anında kodu kafasında yazar, artık bu kodun bilgisayarda yazılması işin teferruatı olmuştur

    hbys projesinde çalışan kişi için durum çok farklıdır, hani derler ya yazılım işi duvar ustalığına benzemez, harcanan efor ve ortaya çıkarılan iş lineer gitmez falan, işte hbys'de bu iş lineer gider çünkü bir kaç istisnai saha dışında türkiye'de sağlık yazılımları dümdüzdür, işin katmadeğeri algoritmik karmaşıklıkta değil değişen mevzuatları hayata geçirme esnekliğindedir, yukarıda bir arkadaş demiş ya select ve insert harici bir sql kullanmazlar, biraz abartılı da olsa haklılık payı olan bir tespit bu

    duvar ustası demişken, hbys firması çalışanının sorumluluğu sadece yazılımdan ibaret değildir, teknisyen pcleri doğru kurmuş mu, bilmemne aleti duvara düzgün monte edilmiş mi, dübel küçük mü gelmiş, bilmemne kablosunun patchlemesi yapılmış mı, bilmemne polikliniğindeki doktor kapris yapıp veri giriş ekranında bir köşenin eflatun görünmesini mi istemiş gibi bir sürü konuyu da takip etmek zorundadır, bu benim işim değil deme şansı yoktur, diğer sahalardaki yazılımcıların sorumluklarının başı sonu genelde bellidir

    neyse daha uzar bu, belki sonra yazarız devamını...
  • 10 yıl bu sektörde yazılım geliştirmekle uğraştım ama inanın 20 yıl çalışmış gibi hissediyorum. bu sektörde çalışan yazılımcı en gariban yazılımcıdır. ne doğru dürüst para alırsın, ne çalışma saatin belli, ne yapılacak iş belli (kervan yolda ...), kullanıcıların kaprisi v.b çok derdi vardır. size yaşadığım 2 olaya anlatayım.

    1-
    kullanıcı bir hastaya fatura kesmiş, sonra bu fatura herhangi bir sebepten iptal etmişler. dedilerki
    - birim sorumlusu : biz bu faturayı iptal ettik. geri getirin.
    - ben : tamam tekrar kesebilirsiniz.
    - birim sorumlusu : yok fatura numarası değişmemesi gerek.
    bunun üzre ben sistemden elle iptalin iptalini yaptım. ve bu aynı fatura için birak kere tekrarlandı.

    2-
    kulanıcının arayüz allertlerinden şikayetci olduğu söylendi, aradım.
    - ben: merhaba, programda mesajlar ile ilgil sorun olduğunu iletmişsiniz?
    - kullanıcı : evet, bu mesajlar güzel değil. ( ben bu arada mesaj textini kasdediyor sanıyorum)
    - ben : tamam, sizce nasıl olması gerekiyor?
    - kullanıcı: mesaj ekrana dank diye çıkmasın. döne döne döne döne gelsin, yansın sönsün yansın sönsün, döne döne döne döne geri gitsin.
    - ben : anladım.
    şimdi ne denir buna bumerang mı bu? arayüz oracle forms 6i ile yapmışsın, bişey diyemiyorsun tabi. daha onlarca örnek var bu şekilde.

    tavsiyem ilk iş olarak bu sektörde çalışacak isen çalış ama başka sektörden buraya transfer ise, dur yapma bunu kendine !
  • iki genç girişimci ve yazılımcı olarak hbys için bir proje üzerinde çalışmaktayız.
    tüm sağlık çalışanlarının öneri ve görüşlerine ihtiyacımız var. bir yeşil kadar uzaktayım :)
hesabın var mı? giriş yap