hearts and bones

• hikaye gibidir sözleri :
  
  one and one-half wandering jews
  free to wander wherever they choose
  are travelling together
  in the sangre de cristo
  the blood of christ mountains
  of new mexico
  on the last leg of the journey
  they started a long time ago
  the arc of a love affair
  rainbows in the high desert air
  mountain passes slipping into stones
  hearts and bones
  hearts and bones
  hearts and bones
  thinking back to the season before
  looking back through the cracks in the door
  two people were married
  the act was outrageous
  the bride was contagious
  she burned like a bride
  these events may have had some effect
  on the man with the girl by his side
  the arc of a love affair
  his hands rolling down her hair
  love like lightning shaking till it moans
  hearts and bones
  hearts and bones
  hearts and bones
  and whoa whoa whoa
  she said:
  why?
  why don't we drive through the night
  we'll wake up down in mexico
  oh i
  i don't know nothin' about nothin' about
  no mexico
  and tell me why
  why won't you love me
  for who i am
  where i am
  he said:
  'cause that's not the way the world is baby
  this is how i love you, baby
  this is how i love you, baby
  one and one-half wandering jews
  return to their natural courses
  to resume old acquaintances
  step out occasionally
  and speculate who had been damaged the most
  easy time will determine if these consolations
  will be their reward
  the arc of a love affair
  waiting to be restored
  you take two bodies and you twirl them into one
  their hearts and their bones
  and they won't come undone
  hearts and bones
  hearts and bones
  hearts and bones
  hearts and bones
• 7. uluslararası boğaziçi film festivalinde izlediğim kendisi de bir fotoğrafçı olan ben lawrence yapımı film.
  
  hugo weaving' in savaş fotoğrafçısı dan fisher rolünü oynadığı bu filmde, yıllardır şahit olduğu anlar dolayısıyla post travmatik stres bozukluğu yaşayan dan'in bir gün sudanlı bir mülteci olan sebastian ahmed ile tanışması ve sebastian' ın bu ilişkideki gizli ajandası ilmek ilmek işleniyor. izlediğim savaşa ve geride kalanlara dair sinson yıllarda izlediğim en insancıl yaklaşıma sahip filmlerden biri şahsım adına. after credit sahnesi ise ülkemizden görüntüler içeriyor.
  
  puanım: 8/10
• paul simon'ın 1983 çıkışlı albümü. babamın arabasında genelde bu albümün kaseti çalardı. rene and georgette magritte with their dog after the war şarkısı kasete tam çekilmediği için paul simon, "when they wake up they will find" dediği gibi şarkı kesilirdi. yıllar sonra öğrendim ki uyandıklarında tüm kişisel eşyalarının birbirlerine karıştığını görüyorlarmış.
• bu kez belki olabilir diye denedigim, avustralya sinemasina olan inancimi tipping pointte yikan filmdir.
  
  agir aksak ilerlemesi bir yana cok guzel bir senaryoyu sinematik ogeleri gozunuze sokmak uzere heba etmis yonetmencagiz.
  
  avustralya sinemasinin kapisindan bir kez daha gecmeyecegime and ictim. bu senaryo hollywood dan cikaa dram alaninda odullere doymazdi.
  
  filmin en sonundaki fotograf turkiye den fakat her nedense yerel basin tarafindan servis edilmedi halka.
  
  puanim 6/10 o da after creditteki fotograflarin hatrina
• kasvetli bir konusu var, içinizi karartabilir baştan uyarayım. bence esas mesele senaryoda bazı ufak tefek boşlukların bulunması. hikayenin yeterince sürükleyici anlatılmadığını düşündüğüm hearts and bones'un bitişinin road to nowhere ile yapıllması ise, benim en hoşuma giden tarafı oldu diyebilirim. (bkz: talking heads)
• paul simon bu şarkıyı biricik leia organa'mız carrie fisher'a flört ettikleri dönemde yazmıştır.