• kadın erkek eşitliğini sağlamak için erkeklerin desteğini arayan, an itibariyle dünyada 25.189 ve ülkemizde 160 erkeğin desteklediği ve feminizme destek verdiği, un women kampanyasıdır.

    hareketin özelliği, kadın erkek eşitliği mücadelesinin ilk başta kadınlar tarafından verilmesine rağmen son yıllarda erkeklerin de bu konuda seslerini çıkarmasını vurgulamasıdır.

    ve bu noktada dünyadaki tüm erkekleri bu eşitsizliğin sadece kadınların ve kız çocuklarının sorunu olmadığını; erkeğin de toplumsal eşitsizliğin kurbanı olduğunu; cinsel kimliğin erkek için de başedilmesi zor bir şey olduğunu farkederek, kendini de özgürleştirmeye davet eder. erkek özgürleştikçe kadına baskısı azalacak ve kadın erkek eşitliği belki de daha hızlı ve kolay mümkün olacaktır. çünkü farkında olan birey, durumu iyileştirmek için bir adım atacak ve çevresine de bunu aşılayacaktır.

    şöyle diyor web sitesinde:

    "heforshe is a solidarity movement for gender equality that brings together one half of humanity in support of the other of humanity, for the entirety of humanity."

    bu da linki:

    http://www.heforshe.org/

    belki de gerçekten bu eşitsizliğin ne kadar haksız olduğunu ve bu konuda bir adım atmanızla ne kadar şeyi değiştirebileceğinizi farketmeyi sağlar.

    belki insanlar gerçekten okuyup da kadınların insani en basit hakları için bile savaşmaları gerektiğini artık daha da kanıksayıp, dayanışma yoluna giderler.

    aradan üç hafta geçtikten sonra editi: dünyada 181.600 ve ülkemizden 884 erkek olmuş katılım. e tabi, böyle ülkeye, bu kadar ilgili erkek çıkacak ancak, ne bekliyorduk ki! (15.10.2014)

    yıllar sonra gelen edit: 19.153 erkek imzalamış. yılda ortalama 4500-5000 erkek yani. erkeklerin de bu kendilerini arka plana atıp hiçbir şeye el atmama halleri ne zamana kadar devam edecek? buna ne zaman çalışmaya başlayacak acaba insanlar? erkekler uyanın, eski girişken halinize ihtiyacımız var!
  • birleşmiş milletler'in kadın hakları bölümünün düzenlediği, erkekleri kadın haklarını ve eşitliğini desteklemeye çağıran kampanya. amacı iyi, yararlı, ama hatalı.

    websitesi http://www.heforshe.org/ üç tane dil seçeneği sunuyor; ingilizce, ispanyolca, fransızca. yani üç avrupa dili. aynı tek kıtadan üç dil, üstelik bu kıta kadınların en çok hakka sahip olduğu yer. desek ki bu diller popüler dünyada? hayır değil, mandarin ve hindu dilleri fransızca'dan daha yaygın. bu kıta daha problemli? dediğim gibi tam tersi en az problemli yer.

    yanlış anlamayın, bu dilleri konuşan ülkelerde de kadınların problemleri var ve mutlaka bunların da konuşulması gerekiyor. ama uluslararası bir kampanyanın sadece tek bir kıtadan çıkan dillerde yayın yapması, en problemleri coğrafyaların dillerini kullanmaması saçma. nerede mandarin, hindu, arapça? bu dillerin konuşulduğu ülkelerde kadınların diğer tüm kadınlardan çok erkeklerin desteğine ihtiyacı var nitekim kadınlarla ilgili yasaları yapanlar, yer yer bir erkeğin yasal izni olmadan şehir dışına seyahat etmesine bile izin vermeyenler, onları çarşafların, başörtülerinin arkasına yasayla hapsedenler erkek. bu erkeklerin konuştuğu dilleri de ekleseniz, o erkeklere ulaşsa mesaj diyorum hani.
  • artık türkçe web sitesi de olan hareket heforshe türkiye
  • un women tarafından başlatılan, kadınların ekonomide ve sosyal hayatta güçlenmesine yönelik başlayan dayanışma hareketidir.
    ülkemizde koç topluluğu liderliğinde olan bu oluşuma borusan grubuda destek vermektedir.
    ülkemizde çocuklu annelere sağlanacak yarım gün çalışma tasarısı ve izin imkanları da göz önüne getirildiğinde bir çok şirketin kadın çalıştırmamaya yönelik eylemi olacaktır. bu haklar iyi hoş ancak, kadın çalıştırma oranı gibi zorlayıcı unsurlar olmadıkça işsiz kadın oranı artacak, dolayısıyla tüm kadınlarımız kocalarının maaşlarıyla yaşayacak, kocası olmayanlar ise ne yapacak gerçekten merak konusu.
    detaylı bilgi için [http://www.heforshe.org/ http://www.heforshe.org/]
  • erdil yaşaroğlu'nun da desteklediği hareket.

    video
  • daha demin televizyonda spotunu gördüğüm ve farah zeynep abdullah, kerem bürsin, mert fırat, özge özpirinçci, arzum onan, selma ergeç gibi ünlülerin destek verdiği un women kampanyası. ne kadar sevindim anlatamam. bu ülkede güzel şeyler de oluyor ara sıra.
  • türkçe'de he/she gibi bir ayırım olmadığı için katılmaya lüzum bulunmayan hareket.
    (bkz: o)

    şaka, şaka; sloganı komik geldi sadece. geçenlerde videosunu görmüştüm, bugün yine denk geldim, neticede fikir olarak elimden gelen her türlü desteğimi vereceğim bir düşünce. kimin, hangi kurumun ne amaçla desteklediği ile de pek ilgilenmiyorum, neden derseniz uzun uzun yazamam şimdi ama bu ve benzeri hareketlerin çoğu zaman ne amaca hizmet ettiklerini anlamak için arkasında kimlerin olduğuna iyi bakmak gerekir, eyvallah ama burada vereceğim destek de sadece bir klik ile olduğu ve fikren ve yaşam tarzımla zaten yüzde yüz katıldığım bir fikir olduğu için polemiklerle çok kasmayacağım, kasmadım da. doldurdum formu gönderdim. hele ki kadınların haklarının maalesef gerçek anlamda sıkıntıda olduğu memleketimizde, olayı başka yerlere çekmek yerine daha çok ses getirmeli böyle hareketler. sonuçta benim için olay gayet basit: dünyada hiçbir insanın bir diğerine renk, ırk, cinsiyet gibi bir üstünlüğü yoktur, olmamalıdır da.

    bu arada tekrar açılış moduna dönersem:
    (bkz: she yok it yok ne var lan he)
  • kampanya yedi aydır aydır devam ediyor, ben ilk defa duyuyorum. muhtemelen türkiye'de yaşayanların da önemli bir kısmı ya benim gibi çok geç duyacak ya da hiç duymayacak. o da koç holding sayesinde olacak olursa.

    neden böyle? çünkü biz cinsiyet eşitsizliği konusunda aşmış bir ülkeyiz, böyle şeylere ihtiyacımız yok. bak yazarken bile aklıma "cinsiyet eşitsizliği" gelmedi. "gender inequality"den çevirdim. o kadar uzağız konuya.

    aslında burası ilginç, neden? böyle kampanyalar kadınların topluma entegrasyonunu büyük ölçüde sağlamış milletlerden geliyor. ecnebi %50'lik bir potansiyelini boşa harcadığını on yıllar önce fark etmiş, bunu düzeltme yolunda (önce kadınları sonra erkekleri) elinden geleni yapmış, bu kayıp potansiyelin %90'ını kurtarmış kalan %10'un peşinde.

    biz ise hala kadının 'tek mesleği annelik', 'kadınlar iş aradığı için işsizlik yüksek' seviyesindeyiz. biz de bu cinsiyet eşitsizliği için çalışıyoruz gerçi ama bizimkisi eşitsizliği artırmak, toplumsal cinsiyet kimliklerini iyice benimsetmek üzerine.

    bak ben iyi kötü üniversite mezunu, okuyan yazan bir adamım hala feminizm ne demek bilmem. bu kampanyayla da ban ki moon'un fotoğrafını görmemiş olsam ve sözlükte de iyi bir tanımı olmamış olsa ilgilenmezdim.

    yani sonuç ne? toplumların geçtiği pek çok basamakta olduğu gibi cinsiyet eşitsizliğinde de bir kritik eşik var. bu eşiği geçmediğin sürece kampanyalar sana fayda sağlamıyor.
  • türkçe bir reklam yapmışlar: https://m.youtube.com/watch?v=kx2-hown7yi

    ben çok beğendim.
  • bundan bayağı bir yıl önce almanya'da bir fuara katılmıştım:
    iş ve işçi güvenliği fuarı..
    ilk bakışta; insana, emeğine verilen
    en büyük değer o fuarda kutsanıyordu..

    aman hasta olmasınlar, aman zehirlenmesinler,
    aman ayaklarına bir şey olmasın..
    özel ayakkabılar, gözlükler, vitamin takviyeleri,
    aparatlar vs.. vs..
    ne malzemeler, ne önlemler..
    bugün çoğu hala türkiye'de yok, o derece..

    çıkışta sendikacı ile sohbet ediyoruz,
    bayıldım dedim.. insana verilen değer..
    çok etkileyici, harikulade..

    bak dostum dedi, bu hesap kitap işi..
    burada gördüğün en pahalı malzeme
    bir işçinin günlük iş kaybından pahalı değildir.
    hele sakat kalır da iş gücünü tamamen yitirirse
    gerisini sen düşün..
    o an bir şimşek çaktı..

    bunu bir kenara yazalım..

    gelelim he for she'ye..
    ilk bakışta yine müthiş bir sivil toplum hareketi..
    hele bizim gibi ülkelerde..
    kadın erkek eşitliği, kadının iş gücünde
    hak ettiği yeri alması, üretmesi..

    ama bir dakika.. üreten kadın
    evet evet bir süre sonra tüketici olacak..
    harcamaya başlayacak..
    oturup utanmadan hesap etmişler
    he for she hareketi başarıya ulaşırsa
    şu kadarlık ekonomi yaratacak diye..

    yani sonuçta hep aynı şey..
    almadan vermek allaha mahsustur hesabı..

    yanlış anlaşılmasın, elbette eşitlik, hak , adalet
    hatta bildiriyi ilk imzalayanlardan biriyim ..
    benim derdim tarz, tavır.
hesabın var mı? giriş yap