• mezopotamya kültürüne ait bir tedavi yöntemidir. karaciğer falı olarak türkçeleştirebiliriz. karaciğer o zamanlar hayati fonksiyonların ve ruhun merkezi olarak görülüyordu. hatta bu anlayış "ciğersiz", "ciğerparem" gibi deyişlerle anadoluda günümüze kadar gelmiştir.
  • hayvanlarin karacigerlerine bakarak kehanette bulunma. yunanlilar , etrüsklerde ve frigyalilarda cok yaygindir.
  • hasta bir koyunun ağzına üfler, ardından hayvan kesilir ve karaciğerine bakılır. karaciğerdeki bozukluklara göre hastaya tanı konur.

    not: insanoğlunun geçmişi beni dehşete düşürüyor.
  • açıklayıcı bilgiler taşıyan ve kehanette kullanılan karaciğerlerin kilden yapılmış modellerinden ve çok sayıda metinden anladığımıza göre, kahinler karaciğeri meydana getiren beş yuvarlakça parçayı incelemekte ve kehanetlerini bu parçaların durumuna bakarak yapmaktaydılar. bu kil modeller yalnızca babil ülkesinde bulunmamaktadır. üzerinde değişik dillerde yazılar bulunan modellere babil ülkesinden çok uzakta rastlanması, bu modellerin kehanet tekniğiyle ilgili bilgileri aktarmada vasıta olduklarını açıkça ortaya koyar.
  • geçmişi çok eskilere dayanan, kurban edilen hayvanın ciğeri üzerinden geleceğe dair tahminlerde bulunulan bir çeşit falcılık.
    burada etrüsklerden kalma bir şema var. şemadaki organ çeşitli bölümlere ayrılmış. bu bölümlerde de çeşitli tanrıların adı yazıyor. tabiki önemli tanrıların adı üst sıralarda. kabaca: kahinler* kurban edilen hayvandan çıkarılan organı inceler ve anormallik olan bölümde denk düşen tanrıya göre kehanette bulunurlardı.
  • karaciğer falı
    (bkz: etrüskler)
  • sümerler'e dayanan bir teknikmiş.
hesabın var mı? giriş yap