• gönüllere inşirah salan ve zalimin zulmünün karşılıksız kalmayacağını, firavunun ve hz. musa'nın şahıslarında bayraklaştırmış gayet muhteşem söz.

    kaderin latif bir cilvesidir ki, hz. musa, firavunun elleriyle büyütülmüş, sarayda, üzerinde ihtimamla durulmuş ve kutlu peygamber bir hüda-yı nabit olup, zulüm gören israiloğullarını firavunun zulüm cenderesinden kurtararak, zulüm altında yaşamayı hayatın değişmez gerçeği olarak görmeye başlamış zavallı kavmini, hürriyet potasına sürüklemiştir.

    ve ne acıdır ki, zulmün hamur olup, kendilerini içinde yoğurduğu israiloğulları, bugün aynı zulmün bin kat fazlasını, başta filistin halkına olmak üzere, sinir ağlarına sirayet etmiş olmasıyla da birçok devlete karşı sistematik olarak gerçekleştirmektedir.

    ama zamanın dümdüz bir hat şeklinde değil de, kendini, ilahî mesajın ifadesiyle ‘biz o günleri insanlar arasında dönderip dururuz’ şeklinde gösteren dairevî niteliği sayesinde, şu rahatlıkla ifade edilebilir ki, yükselenler düşecek, düşenler yükselecek ve bugün zirveleri tutan medeniyet jandarmaları, er veya geç, ya kendi toplumlarından çıkacak heraklit’lerin ya da işgalci oldukları topraklarda, fitilini ateşleyip patlamalarına sebebiyet verdikleri cesaret ve kahramanlık gamzeden musa’ların elleriyle yıkılacak müdebdeb zulüm saraylarının altında yok olup gitmeye mahkumdurlar.

    kendini, sultan süleyman’a ve uzun süre kıvranıp pes eden bizans’a bırakmamış olan dünya, insanlığı bezdirip sindirmiş okyanus ötesi ülkenin ve onun ortadaoğu’daki minik üssünün bitmez saltanatına sahne olacak değildir ya.
  • laf yerine ulaşmış cuk diye oturmuştur.
  • sufleyi fethullah verir, kilicdaroglu da yuksunmeden kullanir boyle.
  • (bkz: fatih terim)
hesabın var mı? giriş yap