herisson

• mr. herisson; taşlama üstadı, tatlı dilli türkücü..
  deliğinden çıkardığı yılanı çeşmelerden susuz getiren cinsinden, misafir ağırlamasını pek bir bilen..
  yakın zamanlar yolcusu, bahtı da açık olsun dilenen..
  
  hoş gelmiş vesselam..
• 1 mayis 2001 sabahi hoplaya ziplaya hasanpasadan vapur iskelesine yurudugumuzden beri hayatimin degismezlerinden olmus, nerde olsa aranan, gece dortte telefon edip uluslararasi raki muhabbeti yapilabilecek sevgili dostum, bir nevi kardesim.
• yıllar sonra buradan ettiği selamla bende kayıp olan adresini yeniden bulmuş olmanın mutluluğunu yaşatmıştır. var olsun.
  hazırladığımız ilk taş baskısı afişi hatırlar mı bilmem ama; katıldığımız ilk toplantı, ilk rakı soframız, izlediğimiz maçlar, ilk şiirleşmelerimiz, tartışmalarımız, marşlarımız, ayrışmalarımız, görüşememelerimiz, filmlerimiz, gülüşmelerimiz, şişli - taksimlerimiz dün gibi geliyor sanki.
  
  gerçi gülistan olmadı ömrümüz, gam değil.
• kirpinin zarafetidir: "dışardan dikenlerle zırhlı, tam bir kale (gerekirse sizi de o kalenin içine almaya hazırdır), ama bence içinde kirpiler kadar doğrudan bir rafinelik var. onlar haksız yere duyarsız, uyuşuk görülen, şiddetle yalnız (değildir umarım) ve korkunç bir şekilde zarif hayvanlar." ve dünyanın yükünü taşımaya hazır ve bundan yorulmayan ve varlığından gurur duyulan.
• "senin kafanın içi / yıldızlı karanlıklar kadar güzel, korkunç, kudretli ve iyidir / yıldızlar ve senin kafan / kâinatın en mükemmel şeyidir" dizelerinin sanki kendisi icin yazildigi.
• bes yil once bir dogumgununde bana, "acaba aksam ne yapacak, acaba beni de cagiracak mi, direkt bana bir sey soylemedi gitmesem mi acaba" yurek carpintilari yasatan zat. aman da ne firtinali, ne hirpalamali gunlerden sonra yanimda savas oyunu oynuyor simdi, pastamizi da dun kestik zaten, yaslandik mi nedir? neyse, dogumgunu kutlu olasi bir kirpi iste kendisi, sid mi demeliydim yoksa?
• belli etmemeye çalışıyorum ama yakın zamanda sanırım bayağı bir özleyeceğim kişi, neyse ki sözlükte dolanmıyor şu sıralar