*

  • çocukluğunda bisikleti olmayıp bunu koskoca adam olana dek içinde kanayan bir yara haline getirebilen türk erkeklerine özgü bir replik. en azından ben hiç kadından duymadım. çeşitli versyonlarıda vardır bisiklet yerine sahip olunamamış başka şeyler getirilebilir ama bisiklet türk erkeklerinin en çok sahip olmak isteyip de olamadıkları şeydir.

    duygu sömürüsüne ihtiyacı olan veya o an için sevilmeye ihtiyaç duyan her erkeğin rahatlıkla kullanabileceği bir replik böyle olmasında kim bilir belkide sezercik ve emrah'ın büyük katkıları vardır.

    kadınlarda aynı durum kendini kırmızı pabuçlarla gösterir, türk kadınlarındaki manyaklık derecesindeki ayakkabı düşkünlüğünüde buna bağlamaktayım.
  • yılmaz erdoğan'ın şiirlerini çağrıştıran söz...
  • on yaşında akülü arabası, on beşinde motorsikleti, on sekizinde arabası olan biri söylerse bu cümleyi acımıyoruz, ağzına ağzına vuruyoruz. anam ağladı lan pedal çevirmekten.
  • bisiklet tiyatrosundan bir replik. ve sonrası şöyle:
    - hic bisikletim olmadi benim.
    - oysa bende pompa vardı. lastiğin inse şişirirdik.
    - o derece?
    - tabii ya. ne sandın? otomofil miyim ben?
    - ...
    - neyse... kaç çekiyor senin alet şimdi?
    - 4 çeker bacım. o derece..
    - süpermiş. köşedeki lastikçiden al beni.

    (bkz: araba sevdası)
  • cümlenin devrik yapısı göz önüne alındığında küçük emrah taklidiyle okunması en büyük vurucu etkiyi gerçekleştirecektir.
  • bir erkeğin başına gelebilecek en kötü şey.

    zira bisiklet hayattır, bisiklet ölümdür, bisiklet risktir, bisiklet yolculuktur, gitmek geri dönmektir, geri dönemeyebileceğini bimektir..

    bisiklet eğlencedir, bisiklet yorgunluktur.. bisiklet yalnızlıktır, düşüncedir, fikirdir, efkârdır..

    bisikleti olmamış bir erkek, bisikletten düşmemiş bir erkek, arabalarla, kuşlarla yarışmamış bir erkek (evet serçeler havalanınca yerden 30 - 40 cm yükselip bir bisikletliyle yarışırlar yükselmeden önce) ne bileyim sanki sünnet olmamış erkek gibidir..

    onun için sünnet hediyesi bisiklet alınır kimi zaman..

    hayatında geçirdiği tek ciddi operasyonu 7 yaşında başından geçen sünnet olan birinin, ayağa kalkabilecek hale geldiği an bisiklete binmesi, böyle gitmek yürümekten daha kolay demesini görmemişseniz;
    bisikleten uçup da yere çarpmadan az evel önce toprağın kokusunu, sonra o tosun tadını almamışsanız;
    başınızı yana çevirdiğiniz zaman yanınızda dönen büyük tır tekerlerinin sıcaklığını hissetmemişseniz;
    önünden arabayla günde kırk kere geçtiğiniz bir yerde ufak güzel bir detayı bisikletle gezerken farketmemişseniz;

    hiç bisikleti olmamış bir çocuğun ne kadar eksik bir insan olduğunu bilemezseniz... bu yukardakielri yaşadıysanız zaten şu an o anılarınızı düşünüyorsunuzdur ben sizi anılarınızla yalnız bırakayım..

    ayrıca küçüklüğünde bisiklet sahibi olup da onun cantına küçük küçük boncuklar takan insanlar ilerde böyle olurlar:
    http://homepages.nyu.edu/~mk1845/projects/snl/
    bu da gecenin rengi olsun hadi..
  • (bkz: al capone/6)
hesabın var mı? giriş yap