• (bkz: #10813543)
  • endonezya, komorlar, madagaskar, maldivler, mauritius, seyşeller ve sri lanka'yı içine alan okyanus.* * sudaki tuz oranı yüzde üç ile dört arasında gidip gelen, isminden dolayı hintlerin babalarının malıymış gibi görünen okyanustur.
  • birçok ülkeyi içine alması, hatta hindistan'ın kıyı uzunluğuna yakın birden fazla devlete kıyısı olmasına rağmen neden isminin hint olduğunu anlamış değilim. hindistan'a ve hintlilere yapılan bu ayrmcılık nedendir? bi de bu isim işleriyle kim ilgileniyor? hayır yani farklı memlekete mensup olanlara "okyanus bizim lan izin vermiyoruz bugün girmenize" diye artistlik yapan hintliler türüyor sonra.
  • asya kıtasının güneyinde, afrika ve arabistan yarımadasının doğusunda, malezya yarımadası ve okyanusya kıtalarının batısında bulunan okyanustur.
  • yerkürenin 3.büyük okyanusudur.
    hindistan, afrika kıtası ve avustralya tarafından çevrilidir.
  • aralıksız 218 gün üzerinde kaldığım okyanus.

    severiz kendilerini...

    bizim denizlerimizin en sakin (dalga olmadığı) olduğu nisan-eylül arası uzak durulması gereken okyanus.

    insanı doğduğuna pişman edecek azgınlıkta olabilir.
  • atlas okyanusu gibi enlem yönünde bir orta sırt ile iki havzaya ayrılmış olması başlıca topografi niteliğini oluşturan okyanus. bu sırt, karaçi dolaylarından başlar, rodrigues adaları, amsterdam ve kerguelen adasından geçer ve gauss dağında antartika'ya kadar ulaşır. atlas okyanusu surtu gibi bu sırt da uzunluğunun bir kısmında geniş bir orta karıkla açılmıştır.
  • şöyle büyüleyici manzaralara ev sahipliği yapan okyanus
    https://youtu.be/v8ko7opkalc
  • böyle bir manzarada 1 hafta tatil yaptığım için şanslı hissediyorum kendimi.
  • 20 madde ile okyanusu inceleyen bir yazıya denk geldim gayet hoş.

    1. anse source d'argent: hint okyanusu'nun muhteşem kumsallardan yana sıkıntısı yok. en güzeli diye bir şey seçmek neredeyse olanaksız ama yine de seyşeller'in la digue adasındaki anse source d'argent çok özel bir kumsal. bu kumsal mimar elinden çıkmış gibi bir arka plana sahip: manzaraya devasa granit kayalar eşlik ediyor. boyutlarıyla bir köşkü, kıvrımlarıyla da bir fili andırıyorlar. güneşin ışığı denizden yumuşak bir biçimde yansıyor, sular da çok derinleşmiyor.
    bir kilometre uzunluğundaki anse source d'argent, "gümüş pınar" anlamına gelen adıyla kesinlikle insanın kanına giriyor. tane tane mercan kumu, akıl almaz mavilikteki suları ve zor bulunan bir lüks olan tenhalığı ile burası eşi benzeri zor bulunan bir cennet.
    bu kıyılar aynı zamanda deniz korumacılığı konusunda da bir örnek. seyşeller geçtiğimiz yıl son ayrıntıları düzenleyerek sularının yüzde 30'unu (almanya'dan daha büyük bir alan) koruma alanı ilan etti. böylece okyanus türleri, onların yaşam alanları, aşırı avlanmanın ve iklim değişikliğinin tehdidi altındaki balıklar koruma altına alındı.

    2. mutfak kültürü: hint okyanusu dünyada mutfakların birbirine en çok geçtiği bölgelerden biri. burada hava baharat kokuyor, olgun, sulu sulu meyveler kahvaltı masalarını süslüyor, şefler afrika ve asya'ya özgü malzemeleri kullanıp bryan (marine et veya sebzeyle yapılan baharatlı pilav; bhuna (yağda kızarmış baharatlarla yapılan körü yemeği) ve bakliyat unuyla kaplanıp nar gibi kızarmış ekmek ağacı meyveleri gibi tabaklar hazırlıyor. bölgede bolca yemek kursu bulunuyor; örneğin maldivler'deki lük eko-otel constance moofushi istek üzerine mutfak dersleri sunuyor.

    3. komorlar: komor adaları (grande comore, moheli ve anjouan) olarak da bilinen komorlar, bölgenin az bilinen kıymetli yerleri arasında. başkent moroni, dar sokakları ve oymalı kakmalı kapıları ile tanzanya'nın zanzibar adasını andırıyor; anjouan da ada üzerindeki mongoose lemurları ve açıklarındaki balina ve yunuslarıyla yaban hayatı açısından madagaskar'a göz kırpıyor. benzerlikleri bir yana, komorlar birçok açıdan apayrı ve büyüleyici bir yer.

    4. dodolar: gezegenimizi tehdit eden kitlesel yok oluşun çarpıcı bir simgesi olan dodo yitip gitmiş olsa da hatırası buralarda hala taze. mauritius'a endemik olan ve soyu 17. yüzyılda tükenmiş olarak kabul edilen dodo kuşu, günümüzde halen adanın pasaport damgalarında kullanılıyor. mauritius 50 yıldır ülkenin tehlike altındaki bitki ve hayvan türlerine odaklanmış bir koruma ağına sahip. kıyının açıklarında yer alan ve koruma altında olan ile aux aigrettes, korumacılık çalışmalarının cevherlerinden biri olarak öne çıkıyor.

    5. filler: ne gariptir ki afrika hem hint okyanusu hem kumsallarını, hem de zengin yaban hayatını bir araya getiren az sayıda safari bölgesine sahip. tanzanya'nın saadani ulusal parkı bu nadir ve büyülü noktalardan biri. saadani safari lodge'u kendinize üs olarak seçebilir ve günlerinizi bir jip içerisinde fil sürülerinin izini sürerek geçirebilirsiniz. onları ağaçlarla wami nehri arasında hareket ederken görebilirsiniz.

    6. reunion: madagaskar'ın 675 kilometre doğusunda yer alan reunion adası, yükseklikleri 3000 metreyi bulan, unesco dünya miras alanı olan sivri zirvelerle dolup taşıyor. bunlardan biri de dünyanın en aktif volkanlarından biri olan piton de la fournaise dağı. steppes travel gibi tur şirketleri, la reunion'un zikzaklı patikalarını takip eden, yürüyüş ve kumsal tatillerini birleştiren kişiye özel turlar düzenliyor. böyle bir tatilin ardından mauritius'a geçip adanın rahat atmosferinde dinlenebilirsiniz.

    7. dev kaplumbağalar: bir zamanlar her kıtada bulunan dev kara kaplumbağaları, keşifler çağı (15.-17. yüzyıllar) boyunca o kadar çok avlanmış ki neredeyse yok olmuşlar. ancak 19. yüzyılda seyşeller'de çıkarılan ve bu hayvanların öldürülmesini yasaklayan bir yasa sayesinde hint okyanusu'ndaki son küçük popülasyonları kurtulmuş. günümüzdeki yaklaşık 150 bin aldabra kaplumbağası bulunuyor. bunların çoğu da aldabra adasında yer alıyor. bu mercan adası kıyıdan oldukça uzak, ama bu devasa sürüngenleri yabanda görmek için bir seçenek daha bulunuyor: praslin adası'ndan deniz taksiyle gidilebilen curieuse adası.

    8. kreol kültürü: kreol, kısaca sömürgecilerin yerli halkla karışmasıyla ortaya çıkan etnik gruplar olarak tanımlanabilir. afrika'nın hint okyanusu kıyılarında yer alan seyşeller ve mauritius, kreol kültürünün önemli noktaları olarak öne çıkıyor. mauritius'taki avrupa etkisi aşikar olsa da zilwa attitude otelinde yerli kültürü önce geliyor. yatak odası duvarlarını kreol atasözleri süslüyor; otel ayrıca dil dersleri ve yerlilerin evlerine ziyaretler de düzenliyor.

    9. kambur balinalar: her yıl temmuz ile ekim arasında doğu afrika'da maasai mara'da (kenya) gerçekleşen büyük göçler az çok bilinen bir şey. ancak doğu afrika'nın deniz göçlerini duydunuz mu? zebralar ve gnular serengeti'den dönerken kenya açıklarında da kambur balinalar beliriyor; kimileri watamu deniz ulusal parkı'nın sakin, ılık sularında yavruluyor. watamu deniz derneği bu canlıları 2011 yılından bu yana çalışıyor ve turistlerin gözlemlerini veritabanına eklemelerini sağlayan bir proje yürütüyor.

    10. festivaller: eğer hint okyanusu seyahatinizi bir festivale denk getirirseniz, günlerinizi capcanlı bir atmosferde geçirmeyi garanti edersiniz.
    10.a. sautiza busara, tanzanya: zanzibar'ın her yıl düzenlenen canlı müzik festivali, afrika'nın en iyilerinden biri. festival, yerel taarab ve bongo flava tarzlarında müzik yapan grupları, güney afrika'dan cezayir'e afrikalı yıldızlarla bir araya getiriyor.
    10.b. holi, mauritius: kültürel açıdan bir mozaik olan mauritius'un yıllık takvimi festivallerle dolup taşıyor. bunlar arasında en renklisi, iki günlük ünlü hindu bayramı holi. şenlik ateşleri yakılıyor, her yerden müzik yükseliyor ve insanlar rengarenk tozları elleriyle serperek arkadaşlarını ve komşularını gökkuşağının renklerine boyuyor.
    10.c. azgo, mozambik: maputo'nun her yıl düzenlenen sanat festivali azgo (yerel dilde "hadi" anlamına geliyor) mayıs ayında beş gün boyunca eduardo mondlane üniversitesi'nin kampüsünü şenlendiriyor. festivalde mozambik ve afrika müzikleri, sinema gösterimleri ve iddialı sanat gösterileri yer alıyor.

    11. ilha de moçambique: svahili kıyısı, ortaçağ'ın kalabalık günlerinde bir uçtan bir uca zengin ticaret kentleriyle bezeliydi. ne yazık ki en muhteşem yapıların birçoğu, bölgedeki ülkelerin bağımsızlıklarından sonra zarar gördü. ama mozambik'in ilk başkenti ilha'da (bölge halkı kendisine böyle diyor) bu öykü biraz biraz değişiyor. kıyının biraz açıklarında bir ada olan ilha'da birçok köşk restore edildi; tarihi sokaklarda göz alıcı pansiyonlar, galeriler ve müzeler açıldı ve ada geçmişin güçlü kentine bir bakış atma şansı sunar oldu.

    12. quirimbas takımadaları: turkuaz suları, mercan resifleri ve lüks otelleri, mozambik'teki quirimbas takımadaları'nı hayallerdeki ada tatili yapıyor. ibo adası'nın kuzeybatısında yer alan ibo island lodge, deniz kenarındaki üç müstakil evden oluşuyor. burası aynı zamanda adaları keşfetmek için de ideal çıkış noktası: kanolar, geleneksel dhow'lar ve paddleboard gibi seçenekler mevcut.

    13. denizkaplumbağaları: seyşeller'de cennet gibi bir ada olan kuzey adası, lükse olduğu kadar çevreye de önem veriyor. kuzey adası'nın genel müdürü ayyoub salameh, adanın korumacılık çabalarını anlatıyor.
    şahingagalı ve yeşil denizkaplumbapaları popülasyonları küçülüyor. buraya dört hafta veya daha uzun bir süre ayırabilenler, kuzey adası deniz koruma gönüllüleri olarak çalışabiliyor ve uzun soluklu bir ekosistem restorasyon çalışması kapsamında kaplumbağaları ve diğer tehlikedeki türleri gözlemleyerek korumacılara yardım edebiliyor.
    denizkaplumbağaları neden korunmaya gereksinim duyuyor?
    kaplumbağalar kilit önemdeki bir tür. örneğin yeşil denizkaplumbağaları deniz çayırlarında "otlayarak" çayırların sağlıklı kalmasında rol oynuyor; hayatta kalamayan yavrular ve yumurta kabukları da ekosisteme önemli bir besin girdisi sağlıyor. yirmi yıldır şahingagalıların ve yeşil kaplumbağaların yuvalama alanlarını koruyoruz; burada yuvalayan kaplumbağaların sayısında önemli bir artış gözlemledik.
    bu türlere yönelik en önemli tehlike nedir?
    doğrusunu isterseniz okyanustaki çöpler ve balıçılık aletleri. balıkçıların geride bıraktığı aletlere takılan kaplumbağalar boğulabiliyor. bu tehlikeyle mücadele etmek için kuzey adası "sıfır plastik" kavramını benimsedi. tek kullanımlık plastiklerin kullanımını yasakladık; ayrıca her sabah sahil devriyeleri rüzgarların taşıdığı çöpleri topluyor ve okyanuslara ulaşmayacaklarından emin olmak için geri dönüştürüyor.
    seyşeller'deki ekoturizm deniz korumacılığına ne şekilde yardımcı oluyor?
    ekoturizm bir yandan insanları eğitiyor, bir yandan da daha fazlasını yapabilmemiz için fon oluşturuyor. wildlife act adlı stk bizim için muhteşem bir partner oldu. orjinal ekipteki isimlerden biri olan elliot mokhobo, adanın flora ve faunasına aşık olmuş ve burada kalmaya karar vermiş.

    14. vanilya: dünyadaki vanilya çubuklarının yüzde 80'i madagaskar'da üretiliyor. kilosunun en az 3350 tl'den ihraç edildiği düşünülürse, oda görevlilerinin yastığınıza vanilya bırakması hoş bir süpriz oluyor. tatlı ve tropik bir kokuya sahip olan vanilya buralarda o kadar temel bir yere sahip ki, madagaskar, seyşeller, reunion, mauritius, komorlar ve mayotte gibi destinasyonlar, bir araya gelerek kendilerine "vanilya adaları" adını vermişler. turizmde işbirliğini öngören bu marka, ziyaretçileri bir adadan diğerine salınmaya davet ediyor.

    15. sualtı maceraları ve su sporları: kristal kadar berrak sularla çevrili, yükseltisi az adalardan oluşan maldivler, şnorkel ve tüplü dalış öğrenmek için kusursuz bir yer. rangali adası'ndaki the muraka ise pek çok kişinin rüyalarını süsleyecek bir lükse ev sahipliği yapıyor. 2018 yılında açılan ve bir gecelik kalışa 50.000 dolarlık bir fiyat biçen iki katlı bu villanın suyun altında yer alan yatak odası devasa pencereleriyle ve kavisli bir cam tavana sahip. kişiye özel bir akvaryumun içinde uyumak gibi bir deneyim. mauritius'un yabanıl bir yanı var. güneybatısında yekpare bazalt kayaç le morne brabant doğal bir motor gibi çalışarak, buraya akın eden rüzgar ve uçurtma sörfçülerinin yüreklerini pır pır ettiriyor. batıda ise ünlü, cıvıl cıvıl ve sular yükseldiğinde ziyaret edilmesi gereken one eye adlı sörf noktası yer alıyor. yeni başlayanlar için ise sörf dersleri düzenleyen lux le morne gibi otellerin yer aldığı le morne lagünü ideal bir destinasyon.

    16. gözden uzak eko-oteller: ziyaretçilerin doğayla iç içe muhteşem yerlerde kalmasına olanak tanıyan, gezegen dostu otellerin sayısı artıyor.
    16.a. alphonse adası, seyşeller: güneybatı seyşeller'de özel bir mülk olan alphonse adası'ndaki evler kendi bisikletlerine sahip; böylece ziyaretçiler palmiyelerle bezeli patikalarda gönüllerince dolaşabiliyor. doğa bilimcileri kaplumbağaların geliş ve gidiş tarihleri hakkında bilgi veriyor; ayrıca burası dalış açısından da mükemmel bir yer.
    16.b. the rainforest ecolodge, sri lanka: the rainforest ecolodge çıkışlı yürüyüşler, tastamam bir yağmur ormanı deneyimi için biçilmiş kaftan. otel, unesco dünya miras listesi'nde yer alan ve sri lanka'nın en büyük yağmur ormanı olan sinharaja orman koruma alanı'nın kıyısındaki bir çay plantasyonunun içinde yer alıyor.
    16.c. mafia takımadaları, tanzanya: tanzanya'daki mafia takımadaları beş kara parçasından oluşuyor. merkez kilindoni, mangrovlar ve papaya ağaçlarıyla çevrili, toprak yollu bir kasaba. öte yandan chole körfezi ise tanzanya'nın en nadide şnorkel noktalarından birisi: buradaki resifler palyaçobalığı ve vatoz kaynıyor. körfezi tepeden gören pole pole, kalmak için iyi bir tercih.

    17. marimba: tahtadan elle yontularak yapılan ve tuşlarının altında içi oyulmuş kabak oluklar bulunan marimba, ksilofonun afrika yorumu katılmış hali. kenya ve tanzanya'daki sakin otellerde esen meltemlere karşı otururken sık sık çevredeki bir yerlerden gelen marimba melodilerini duyacaksınız. marimba, akustik veya elektro gitarlarla, tahta ve keçi derisinden yapılan davullarla birlikte, otel ve barlarda canlı müzik çalan birçok yerel grubun yapıtaşını oluşturuyor.

    18. ylang-ylang çiçekleri: marilyn monroe kendini kuzeybatı madagaskar'daki nosy be adasında evinde hissederdi. ada dünyanın en büyük ylang-ylang çiçeği üreticilerinden biri. tatlı ve egzotik bir aromaya sahip bu çiçekler, monroe'nun en sevdiği parfüm olan chanel no 5'te kullanılıyor. ihtişamlı oteller ve avrupa'dan başlayan aktarmasız uçuşlar adanın popülerliğini arttırıyor. ada şu aralar italyanların gözdesi.

    19. lemurlar: madagaskar'da geceleri orman patikalarında yürümek son derece olağan bir şey. aslına bakarsanız şiddetle tavsiye ediliyor. tropiklerdeki diğer yerlerde ormanlar geceleri korkutucu olabiliyor; böcekler, zehirli yılarlar veya tehlikeli memeliler. ama madagaskar'da böyle dertler yok. orta madagaskar'ın tepelerinde mouse lemurları, iki metrelik boya ulaşabilen zehirsiz ağaç boalarıyla iç içe yaşıyor. boa yılanları, sahip oldukları ısıya duyarlı delikler sayesinde avlarının yerini tam olarak anlayabiliyor. onları yabanda görmek güzel bir deneyim.

    20. zanzibar: eğer tanzanya'daki bir safarinin ardından denizin sizi çağırdığını hissederseniz, istikametiniz zanzibar'ın beyaz kumlu, palmiyeli sahilleri olacaktır. üstelik zanzibar takımadalarının en büyüğü olan unguja'nın başkenti stone town'ı keşfetmek de apayrı bir zevk. adanın batı kıyılarında yer alan bu korunaklı körfez, geçtiğimiz iki bin yılın büyük bir kısmında hint okyanusu'nun en nadide limanı oldu. birinci yüzyıl gibi erken bir tarihten itibaren yemen, iran ve batı hindistan'dan gelen tüccarlar buraya demir atıyor ve svahili kıyısındaki baharat, köle ve fildişi ticaretinden pay alıyorlardı. 10. yüzyıldan itibaren ise stone town şeklini kazanmaya başladı. 16. ve 20. yüzyıllar arasında da portekiz, umman ve ingiltere adayı kontrol etti; hem bu üç gücün, hem de arabistan ve hindistan'ın etkileri adaya nüfuz etti.
    günümüzde stone town birbirine geçmiş dar sokaklardan, taşlaşmış mercanlardan yapılmış konaklardan ve kakmalı ahşap kapılardan oluşan bir orman. kapıların çoğuna oyulmuş asma yaprakları ve çiçekler göreceksiniz. bunlar evin bir baharat tüccarına ait olduğunu işaret ediyor. kimi diğer kapılar da geometrik desenlere, tüccar sembollerine veya kuran ayetlerine sahip.
    kimilerinde de pirinçten dövülmüş dikenler göreceksiniz bu da fillerin kapılara toslamasını engellemek üzere hindistan'da ortaya çıkmış ve zanzibar'a da yansımış bir gelenek.
    2000 yılı unesco dünya miras listesi'ndeki yerini alan stone town'ın sokaklarını arşınladığınız zaman afrika kültürlerine ait antikalar, kumaşlar ve tinga tinga'lar (tanzanya'ya has parlak renkli resimler) satan dükkan ve galeriler göreceksiniz. bu labirentte kaybolabilirsiniz de; ama kaybolursanız korkmayın, çünkü sokaklar sizi er ya da geç denize çıkaracaktır.
hesabın var mı? giriş yap