• yeterince hoşlanmıyor olabilir ya da badakizm'in kurbanlarından biridir. aklıma başka mantıklı sebep gelmiyor.
  • (bkz: rahatsız olmasın diye hoşlanılan kıza açılmamak)
    (bkz: #42367374)

    edit: hazır dördüncü entry'i kapmışken daha detaylı yazayım.

    bu sebep sadece hoşlanılan kişi aynı zamanda arkadaşsa oluyor. eğer karşı tarafta da benzer bir ilgi sinyali gözükmüyorsa karşı tarafa ondan hoşlandığını söylemek ancak arkadaşlığın biraz gerilimli bir hal almasına sebep olacak (kız bilinçli veya bilinçsiz "umut veriyo gibi durmayayım" diye daha az ilgi gösterebilir, ilgi seven biriyseniz bu kötü olur falan). ki karşı tarafta da aynı biçimde* bir ilgi varsa dahi yersiz bir "awkward"lık getiriyor açılma durumu ("ee ikimiz de birbirimizden hoşlanıyomuşuz, şimdi daha farklı mı davranmamız gerekiyo" afallaması). sanırım tutturulmuş dengedeki en ufak bir bozulmadan rahatsız olma sendromuna sahip olmakla alakalı bir sıkıntı bu.

    edit 2: hoşlanılan kişi tanınmayan bir kişiyse adım atmak için önce tanışmak; sonra tanışıklık miktarını artırmak, yakınlaşmak gerekiyor. bunlar yeterince kısa bir süre içinde yapıldığında yukarıdaki adım atma engeli ortadan kalkabilir (zira aradaki yakınlığın değeri kişi daha az tanındığı için görece daha az oluyor; karşı taraf dünyanın en mükemmel insanı falan olmadığı sürece aradaki bağın bir aşk itirafıyla zedelenmesinin veya değişmesinin önemi daha az oluyor). ancak hoşlanılan kişiyle tanışmak zaten başarması yeterince zor bir eylem iken bir de bunun üzerine tanışılan kişiyle yakınlaşabilmek eğer ortada yakınlaşma sebebi yaratacak dış etmenler yoksa imkansıza yakın. bunun sebebi de sosyal kodları belli bir miktar önemseyen biriyseniz beliren, yavşak durma çekincesinden kimseyle yakınlaşamamak da denebilecek* bir olgu.
  • yaralıdır.*
  • sevdiği/hoşlandığı kızla hayallerindeki kadar güzel bir ilişki yaşayamayacağını ve bu seferde hayalkırıklığına uğrayacağını bilir, bu sebeple uzaktan sever. onu hep hayalindeki o kusursuz kız olarak düşünür ve uzaktan sevmek onu daha mutlu eder, çünkü eğer yakınlaşırsa hayalinin bir yalan olduğu yüzüne çarpılır ve mutlu olacağı yerde mutsuz olur. hayalindeki çoğu şey gerçekleşmez. yada o çok sevdiği kızın hayalindeki kadar kusursuz bir kız olmadığını görünce soğuma dönemi başlar. bunları düşünen biri bu yüzden kıza açılmaz bu bir.

    iki, korkar erkek. reddedilmekten korkar, sevdiği halde beraber olamamaktan korkar. uzaktan sever bu yüzden, reddedilemeyeceğini düşünür. bu sırada diğer kızları, olaylarıda kaçırır ve korku iyice büyür içinde. başka birini severse onun da reddedeceğinin, öbürünün de, diğerinin de reddedeceğinin korkusu dolar içine.

    üç, kız erkeğe ilgili olsa bile erkek açıl(a)maz. çünkü bilir erkek eninde sonunda kızı üzecek, eninde sonunda ayrılacak, sürekli kendiyle kavga edecek ve hatta belki başka bir kızı sevecek. sadık kalamayacak bir şekilde o kıza. eğer sadık olursa da sonuna kadar sadık olacak fakat ayrılık vakti geldiğinde hiç yaşamadığı bir yıkımla karşılaşacak, bir daha ayağa kalkamayacak yada baya zorlanacak. bu sebeplerle de uzaktan sevmeye devam eder erkek.

    yada erkek kızı değil, sevmeyi seviyordur aslında. sadece bu kutsal işlem o kızda vücut bulmuştur. aslında sevdiği kız değil, aşktır, sevmektir sevdiği.

    birde c. bukowski'nin dediği gibi "kızlar, uzaktan güzellerdi. saçlarına ve bedenlerine vuran güneş... yaklaştığımda, beyinlerinden ağızlarına dökülen kelimeleri duydukça silahlanıp yer altına saklanmak istiyordum."

    edit:imla
  • 'hoşlanan erkek adım atmaz' şeklinde söylenirse önerme olacak cümledir.
  • daha once adim atmistir ve basarisiz olmustur. bu sebeptendir ki ayni hayal kirikligini tekrar yasamak istemez. eger reddedilme ihtimali yuksekse biraz daha bekleyeyim moduna girip asla konusamaz.
    ama kizin da gonlu vardir ona ragmen adim atilmiyorsa erkek katiksiz maldir. omur boyu diger elini tutmasi mustehaktir.
  • kötürümdür.
  • bacağı uyuşmuş olabilir.
hesabın var mı? giriş yap