• bu ulkede ilkokullarin zwart/wit (siyah/beyaz) olarak ikiye ayrildigi gorulmustur. siyah okullardaki ogrenciler genelde yabanci cocuklardan olusurken, beyazlar hollanda'lilarin ugrak yeridir.

    7. sinif sonunda cito adli sinav sonucuna gore ogrenciler geleceklerini belirleyecek okullara dogru dagilirlar. bunlar:

    -vmbo: en dusuk ortaokul/lise budur. teknisyen vs yetistirirler.

    -mavo: orta ayarda ortaokul/lise. meslek lisesi olarak da adlandirilabilir. mezunlari mbo denen meslek yuksek okulu ayarindaki kurumlara gecerler

    -havo: bizim liselere denk sayilabilecek ortaokul/liseler. mezunlari hogeschool, yani hbo'lara direkt kabul edilirler

    -vwo: gymnasium ya da atheneum olarak bilinen bu kurumlar direkt universite'ye gidecek ogrenci yetistirirler. gymnasium'un atheneum'dan tek farki extra olarak latince ve antik yunanca derslerinin verilmesidir.

    siyah okul mezunu ogrencilerin cogunun vmbo/mavo'ya gittigini soylememe bilmem gerek var mi?
  • turk egitim sisteminden daha saglikli ve de daha sakat yonleri olan sistem.

    biraz aciklamak gerekirse,sanirim en sakat uygulamasi o yukarda belirtilmis -vo ile biten okullara ayrilirken yasanir.cunku dikkat edilecegi gibi o -vo larin basindaki harfler ogrencinin gelecegini belirleyen harflerdir.direk bir sonraki adimi etkiler. fakat bu test 7.sinifta yani mini minacik bir ogrenciyken yapilir. halyle 14 yasindaki bir cocugun, dur ben kasayim hbo veya wo yapayim demesi, cok kisitli haller disinda imkansiz gibi birseydir.bizdeki anodolu lisesi vs sinavi gibi biraz ittirme gidilir sinava. tabiki bir cok ogrenci vardir zaten caliskan vs fakat yine de 14 yasindaki bir cocugun onundeki 4 farkli ve gelecegini belirleyen okula bilerek kanalize olma sansi dusuktur.

    ve istisnayi durumlar haricinde bu dort cesit okulda yani mbo dan hbo ya mesela, gecmek icin once mbo da 4 sene okumak daha sonra hbo da 4 sene okumak gerekir. universite icinde hbo da en az birsene okumak daha sonra uni birinci siniftan devam veya 4 sene sonunda iki yillik masterla normal uni gibi mezun olmak gerekir.

    bu arada hbo lar meslek okulu degil, bilim yapilmayan universitelerdir. yani fizik okunur fakat quantum fizigi konusunda uzmanlasilamaz bunun icin universite de olmak lazimdir. amerikadaki 4 yillik uni kolejlere denk bir sistemdir. yani hbo lar pratik ile donatilmis piyasaya hazir fizikci yetistirirken, uni pratige onem vermeden teoriyle ugrasir.
    bir diger dez avantaji da wo denilen bilimsel arastirma icin okunan universitelerdedir.bu okullarda 3+2 lisans+master sistemi uygulanir. yani 3 sene sonunda turkiye de 4 yada 5 senede alinan bsc diplomasi alinir. fakat ne bolumde okunursa okunsun bu diplomanin unvani yoktur. yani ne muhendis ve fizikci ne kimyaci diye birsey verilmez bunun icin once master yapmak gereklidir. bu sebeple turkiye deki gibi biitirip alaninda bir is bulma cabasi genelde husranlar sonuclanir.cunku is veren bilirki bu adam bu uc senenin iki senesinde mat,fizik kimya vs gibi seyleri ve okudugu alanin temel kavramlarini ogrenmistir.baskada bir numarasi yoktur.ve sen git hele bir master yap gel der. ve hakli olarak hbo denilen okullarin 4 senede alinan bsc diplomasina yonelir.cunku bu adamlar universitede 3 seneye sikistirilmis bilgiyi 4 senede en az 6 aylik stajla bereber ogrenmislerdir.dolayisi ile universite ogrencisine zorumlu master yollari gorunur.

    avantajlari ise, turkiye`den farkli olarak bir hbo sistemi kurmus ve isletiyor olmalaridir. ve kanaatimce hbo sistemi ayakta tutan kurumdur.kanseri arastirmayacak ogrenciler yetistiren onlarca (( turkiye deki universite sistemi gibi)) okula kisitli imkanlarla laboratuar kuracagina, kanser arastirmasi yapacak olan universitelere bu yonden parayi harcarken, hbo ya yetistirdigi adamlari calisacaklari alanda pratik kazanmasi yolunda para verir.

    sonucta hbo fizikcisi bir optik fabrikasinda calisacaksa buna gore yonlendirilirken, uni fizikcisi, yeni bir kuram bulabilirmiyim diye kasmak konusunda egitilir. haliyle, ortalikta ne pratikten ne teoriden tam anlamayan muhendisler dolasacagina, pratikten super teoriden yeterli derece anlayan kisilerle,eger kisisel meraki yoksa pratigi olmayan fakat teoride zehir adamlar yetistirirler.

    ikinci avantaji ise, her nekadar 7 sinifta ki dez avantaji olsada , sistem bir pazar guune sikistirilmis ve sahte basari puanlari ile suslenmis bir universite sinavi yerine, secilen konularda lise sonu bitirme sinavlari uygular. merkezi sinavlardir bunlar.

    yani ogrenci ogrenim hayati boyunca 9 cekmisse matematikten ve aniden lise bitirme sinavlarinda 6 olduysa adama sorarlar bu ne is diye. torpil mi var diye? ve en onemlisi hemen butun okullar, bu sinavlarda ogrencilerin basarilari ile degerlendirildigi icin, kimse ustun koru diploma veremez. verirse cok buyuk yaptirimlar gelebilir okula.

    ucuncu avantaji ise, her ne olursa olsun bu sonu vo ile biten okullar. bitirildiginde adama bir meslek kazandirir. yani mbo da bilgisayarla ilgili bir bolum okunmussa derecesine gore bilgisayar tamircisinden network uzmanina kadar birseyle mezun olunur .is bulunur.

    havo ve vwo dan sonra hbo ve ya wo okunduysa bir bilgisayar programcisi ya da yazilim muhendisi olunurken(hbo)
    wo okunursa informaticus yada bilgisayar muhendisi olunur.
    sonucta herkes bir konuda uzmanlasarak mezun olur.

    okul sonrasi bu egitimlerin konumuna gelindiginde,sanirim en sanslilari hbo bitirmislerdir. cunku bunlarin unvani uni bitirmis kisiden birbasamak dusuktur.(digerinde master olayi sart oldugu icin) fakat piyasada yapilan islerin cogunda akedemik duzeyde elemana ihtiyac duyulmaz. adam informatigin kitabini icmis linux u olsada, fiyatida cok pahali oldugundan eger bilgi isleme programci alinacaksa haliyle daha ucuza ayni programi yapabilen hbo mezunu tercih edilir.cunku java javadir. ve piyasada kullanim alanlari bellidir is yasantisi icerisinde.
    fakat uni mezunu sansli konuma microsoft gibi bir firmaya basvururken gecer.cunku burada programlama dillerinde uygulama gelistirmekten daha ziyade yeri gelirse o dilleri gelistirmek soz konusudur.ve tabiki eger bulursa maas olarak daha yuksek alir. ya da egitildigi uzere akedemik kariyere doktoranin ilk sinifindan adim atar.

    mbo okullari ise isin cok daha basit kisimlariyla ugrasir.bir bilgisaray servisi haliyle bir hbo veya wo mezununa 3 kati maas odeyecegine gider.onu alip sok-tak ,sistem kur, network kur vs tarzi islerle sorumlu kilar.
  • hollanda universitelerinde egitim 2001 senesine kadar teknik bolumlerde 5 sene iken (bachelor + zorunlu 2 sene master), hukumetin dunya standartlarina uymak amaci ile cikardigi yasalarla 3 sene bachelor + 2 sene opsiyonel master olarak degistirilmistir.

    bu 3 senelik bachelor mit, cambridge gibi amerikan ve avrupa üniversitelerinin 4 senelik bachelor'ına tamamen denktir. sadece ders programi sıkıştırılmış olduğundan 3 sene olarak görünmektedir, fakat pratikte bachelor diploması gene 4 senede alınmaktadır. (öğrencimiz tatillerde de ders çalışan bir süper asosyal değil ise). bachelor'ı bitiren öğrenci tüm dünyada olduğu gibi bsc (bachelor of science) diploması ile mezun olur. ünvanı bsc'dir. bachelor diplomasını alan master yapmadan direkt iş hayatına atılabilir. universite mezunu sadece teorik alanda egitim gormez, fakat egitim gordugu yelpaze bir hbo'nunkinden cok daha genistir, bu yuzden universite egitimi cok daha zordur, ders programi da yogundur.

    2 senelik master'a kabul için hollanda'daki üniversitelerin ilgili bölümlerinden bachelor diploması istenir. hbo mezunları ise master yapmak isterlerse bölümüne göre değişen (30 ile 60 kredi) bir geçiş programını bitirmeleri gerekir. bu da yaklaşık 1 senelik extra bir süreye denk gelir.

    master mezunları genelde şirketlerde yönetici veya üniversitelerde doktora öğrencisi olarak hayatlarına devam ederler.

    hbolar ise "daha az teori daha az detay bol pratik" örneği ile iş hayatında çalışacak mezun çıkarırlar. üniversitelerde zorunlu 5 senelik bachelor+master eğitimi varken hbo lar gayet popüler kurumlardı, zira üniversitelerde ortalama mezun olma süresi 7 seneydi ve 4 senede mezun olan genç hbo mezunları iş hayatında kendilerine hemen yer buluyorlardı. fakat yeni gelen bachelor-master düzeni ile 3 senelik bir bachelor mezunu da aynı şekilde rahatça kendine iş bulabilmektedir.

    universite mezunu alakali bolumden mezun bir hbo'lunun yapabildigi isi yapar, fakat tersi mumkun degildir. piyasadaki islerin cogu hbo'lunun yapabilecegi seyler oldugundan, ve bir universite mezunu cok daha genis bir egitim aldigindan, sirketler genelde hbo mezunlarini secerler (daha ucuza calistiklari icin)
    dolayisi ile hollanda'da yaşayacağına emin olan ve direkt iş bulup para kazanmak isteyen bir birey için bu sistemde en mantıklı seçim hbo olarak görünmektedir. fakat hbo ların ülke dışındaki statüsü belirsiz olduğundan ileride uluslararası parlak bir kariyer, veya master düşleyen kişi üniversite eğitimini düşünmelidir. hbolarin bazısı bsc denkliğinde, bazısı değildir. hbo'ları temsil eden kurum hükümet ile yaptığı ve hbo ların genel statüsünü açıklığa kavuşturmak amacı ile yaptığı görüşmeden sonuç alamamıştır. hbo ların bir kısmının yök tarafından denkliği bulunmaktadır. buraya turkiye'den okumaya gelenlerin gelmeden okullarini iyi araştırmaları gerekir.

    bir örnek vermek gerekirse, bilgisayar mühendisliği alanında master mezunları yazılım geliştirilirken müşteri ile iletişimi sağlar, aldığı yoğun teori (matematik ve analiz dersleri, vs ) ile şirket için en uygun programlama dilini belirler, bunun yazılım mimarisini çıkarır (uml, design patterns, vs), dökümanları hazırlar.

    hbo mezunu da verilen direktife göre programı yazar.
  • hakkinda hollanda devletinin akreditasyon kurumunun hazirladigi resmi belge icin:

    http://www.nuffic.nl/pdf/do/newnetherlands.pdf
  • kanımca son 20 yılda kalitesi hızla düşmüş eğitim sistemidir ve öğrenciler üzerinden toplumsal ve sınıfsal segregasyonu da körükleyen bir etkiye sahiptir.
    nedir bu körükleme? zengin ve fakir çocukların eşit eğitim görememe hakkı.
    üstüne üstlük mevcut eğitim sistemi 11 yaşında bir çocuğun da tüm eğitim hayatını çok erken belirlemekte.

    bugün 'onderwijsraad' (eğitim hakkında tavsiye veren resmi kurum) çok umut verici bir plan/tavsiye ile geldi. gerçi bu planı ilk 5 sene içinde uygulamak imkansız, ama umarım hollanda eğitim dünyasında bu değişim bir an evvel gerçekleşir.
    kurumun tavsiyesi nedir? şudur:
    'ilkokulda son sene yapılan devlet testini kaldırın ve çocukları düzeylerine göre ayrıştırmayın. her düzeyde olan çocuğu 3 sene aynı köprü sınıfına koyun, meziyetlerini geliştirmeye yönlendirin ve çocuk 15 yaşına gelince gelişim ve yetenek düzeyine bakıp, ona göre yönlendirin'.
    bu tavsiyenin 100% arkasındayım.
    11 yaşında ki bir çocuğun eğitim düzeyi tüm hayatını alt üst edecek, onu komplekse sokacak derecede nasıl bu kadar belirleyici ve katı bir şekilde ilkokul sonrası oldu bitti misali şekillendirebilinir? bunu asla anlamadım.
    çocuk ilkokuldan sonra bir kendine gelsin, bir serpilsin. kaldı ki bazı çocukların düşünce becerileri biraz daha 'geç' gelişiyor, buna biraz zaman tanınsın.
    tamam, her çocuk bir doktor, nasa uzmanı, fizikçi zekasında değil.
    bir berber, fırıncı, bir marangoz da çok ama çok önemli. ama belki direkt 'meslek' okulu diye damgalan çocuk biraz iyi yönlendirme ile sevdiği bir alanda akademisyen olarak ilerleyecek?
    ya da direkt 'bu çocukta akademisyen ışığı var' denilen çocuğun kalbi bir sanat dalı için atıyor. eğitim sistemi gerek çocuk, gerek ebeveyn, gerek toplum için çok kısıtlayıcı.

    önce drone hızlılığı ile hollanda eğitim sistemini açıklayayım:

    ilkokullar:
    hollanda'da ilkokul toplam 8 sene.
    bunun ilk iki senesi anaokulu, diğer 6 senesi ilkokul.
    çok çeşitli ilkokullar var. ama temeli iki tarz: dini ilkokullar, dinsiz ilkokullar. bunlar kendi içlerinde de çeşitli eğitim sistemlerine göre ayrılmış durumda. soft bilinen 'özgür düşünce' ilkokullardan, montessori'lere kadar.
    çocukların hepsi ilkokulun en son senesinde devlet sınavı olarak bilinen 'citotoets' sınavını veriyor ve sınavda alınan sonuçlar ve okulun da tavsiyesi ile birlikte bir 'ortaokul/lise tavsiyesi' belirleniyor. son seneler öğretmenlere müthiş bir podyum verildi bu tavsiyede. öğretmen çocuğun gidebileceği düzeyi belirliyor.
    bu tavsiye çocuğun hayatını ya kara ediyor, ya beyaz, maalesef bunun ortası yok. şayet anne baba hollandaca'dan bihaberlerse, eğitim sistemi hakkında da çok bilgili değillerse ve okulda çocuğun gidişatını da takip etmiyorlarsa, vay o çocuğun haline. tekrarlıyayım, bu ilkokul sonrası için verilen 'tavsiye' sadece bu 'citotoets/devlet testi' sonucuna dayanmıyor. okulun da çok önemli bir rolü var. son yıllar öğretmenin verdiği 'tavsiye' citotoets kadar önemli demiştim, ama şayet citotoets testine göre çocuğun düzeyi öğretmenin verdiği 'tavsiye'den daha yüksek ise, anne baba da bastırıyorlarsa, çocuk gene de daha yüksek bir düzeye gidebiliyor.

    ilkokul sonrası ortaokul ve liseler:
    - vmbo-t : teorik ortaokul
    - vmbo basis / vmbo kader : ortaokul, ama vmbo-t'den farkı daha pratiğe yatkın olması. bu okullarda türkiyeli, faslı ve surinamlı çocuklar çoğunlukta.
    - pratik okullar (praktijkscholen): zor öğrenen çocukların, ya da hollandacayı tam konuşamayan çocukların gittiği, daha ziyade el becerilerine yönlendiren okullar
    - havo : düz lise (bitirince direkt yüksek meslek okuluna gidiliyor, ya da vwo ile devam edilebilir)
    - vwo : direkt üniversiteye hazırlayan 'entel' fiyakalı liseler. atheneum / gymnasium olarak da bilinirler ve gymnasium bölümünde 'latince' dersleri verilir v.s.

    bu genel okulların yanı sıra öğrenme ya da davranış bozuklukları olan çocukların gittiği ''speciaal onderwijs'' (özel eğitim) olarak bilinen küçük çaplı ilk ve ortaokullar var.

    çocuk ortaokul/liselerden sonra şu okullara gidebiliyor:
    - mbo (middelbare beroepsonderwijs): vmbo'lardan sonra direkt gidilen, kendi içerisinde gene 2.ci, 3.cü, 4.cü düzey olarak ayarlanmış orta çaplı meslek okulları.
    şu anda bayağı bir sorunları olan okul düzeyi bu okullar zinciri.
    derslerin kalitesi iyi değil, öğretmenler bir hayli zorlanıyor.
    tabii bu zincirde her bölüm/meslek için geçerli değil bu belki, ama mbo'lar maalesef eğitim sisteminin kanayan yarası. amsterdam'ın mesela şehirde olan mbo okullarında olan mevcut sorunları çözmek adına özel bir 'mbo ajendası' var.
    - hbo (hoger beroepsonderwijs): yüksek meslek okulu
    - wo (wetenschappelijk onderwijs): üniversiteler

    şimdi sorun nedir?
    parası olan anne babalar bir dolu para akıtarak çocuklarını ilkokul son sınıfta yapılan devlet sınavı testinden 'vwo' denen okulları tutturup göndermeyi başarıyorlar.
    vwo (voorbereidende wetenschappelijk onderwijs) yani direkt üniversiteye hazırlayan 'liseler' demiştik.

    parası olmayan, ekstra ders alamayan, ama zeki çocuklar ise ilkokul son sene kendi çabalarıyla sadece bir 'havo'yu tutturabiliyorlar.
    eğitim sistemine göre 'zeki' olmayan çocuklara değinemiyorum bile.
    şayet onların anne babaları da hiç ilgilenmiyorsa, durumları gerçekten çok vahim.
    bu çocuklar direkt düşük çaplı okullara gönderiliyorlar.
    oysa doğru yönlendirme ile bu çocukların bile çok iyi yerlere gelebileceğinden, optimal bir performans gösterebileceklerinden eminim.
    vmbo b/k ve vmbo-t okullarının genel kalitesi de vahim.
    tam ilgi göremeyeceği bu okullara gönderilen bir çocuktan ne olur?
    son senelerde özellikle amsterdam'da küçük çaplı 'pilot' bazında vmbo-t okulları gelişti ve sanki biraz daha 'iyileşir' gibi. ama o okullara girmekte zor, çünkü amsterdam gibi bir şehirde kafanda olan okula gidemiyorsun, çarpık bir kura sistemi var, ama bu da apayrı bir konu.

    dolayısı ile parası olan ve olmayanların cirit attığı bir alan oldu hollanda eğitim sistemi.

    işim dolayısı ile bir sürü okula girip çıkıyorum.
    ne zaman bir vmbo b/k okuluna girsem hep birkaç etnik grubun yoğunluğunu görüyorum. arada tek tük sarı saç, mavi göz var, ama ya rus, ya polonyalılar. hollandalı çocuklar genelde vmbo-t'ye gidiyor (ya da gönderiliyorlar).
    kendi oturduğum amsterdam üzerinden değerlendirirsem, şehirde ki vmbo b/k okullarına değil de, amsterdam dışında olan, daha ziyade hollandalıların çoğunlukla oturduğu şehirlerdeki nitekim daha 'beyaz' vmbo b/k okullarına gidiyorlar.

    bu arada vwo okullarına giden öğrencilerde de başka bir sorunlar var:
    anne baba tarafından uygulanan performans baskısından bu okullarda da uyuşturucu kullanımı gençler arasında çok yüksek. vmbo b/k ya da mbo okullarında olan gençler uyuşturucudan daha uzak, ama onların da bir bölümü uyuşturucu satıyor.

    tabii her vwo ya da vmbo b/k öğrencisi için bu geçerli değil.
    vmbo b/k ile başlayıp ve dişini tırnağına takıp üniversiteye gidebilen çocuklar tanıyorum.
    vwo'yu tutturup, performans baskısından hiçbir yere gelemeyen ve en sonunda özel yardım ve büyük paralarla zar zor diploma aldırılmış gençler de tanıyorum netwerk'imde.

    maalesef sistem sayesinde değneğin iki ucuda bir garip.
    onun için -bugün 'onderwijsraad'ın tavsiye ettiği gibi- umarım bu saçma citotoets denilen olay kalkar ve tüm öğrencilere 3 sene ayrım gayrım yapmadan aynı eşitlikte bir imkan sunulur.

    not:
    lütfen doğru değil bunlar diye yeşillendirmeyin.
    bu yazdıklarım, çizdiklerim fantastik bir hikaye değil. hollanda medyasında'da bilinen, üstüne üstlük gerek siyasette ve kurumlarda da enine boyuna tartışılan ve benimde işim dolayısı ile içinde bulunduğum sorun.
  • okudugunu anlamayanlar icin ozetlemek gerekirse, hatta ozetlemeyeyim direkt alinti yapayim:

    “ son 20 yılda kalitesi hızla düşmüş eğitim sistemidir ve öğrenciler üzerinden toplumsal ve sınıfsal segregasyonu da körükleyen bir etkiye sahiptir.
    nedir bu körükleme? zengin ve fakir çocukların eşit eğitim görememe hakkı.”

    tum yazida bir kac cumlede geciyor gocmen konusu, ki cok da dogru tespitler. ustune ustluk cikarim da yapmiyor, durumu belirtiyor.

    ama okudugunu anlamayanlar icin trigger point olmasi icin yeterli demek ki bu cumleler... buna trigger olup klavyeye abanacagina, sadece ilk paragrafi okusaydi mesela konunun sosyo-ekonomik oldugunu anlardi, tekar alintiliyorum ki okusun bari:

    “... zengin ve fakir çocukların eşit eğitim görememe ...”

    edit: evet aynen gozlem belirtiyor ve bu gozlemler cok dogru. ben gocmenlik uzerinden bir cikarim goremedim, var olan tek cikarim senin anlamakta zorlandigin sosyo-ekonomik cikarim. ki onu da cok net yazmis yazar ama, iste trigger olunca kan nereye gidiyorsa, beyne gitmiyor sanirim.

    haha hic gulecegim yoktu, bana laf eden adam kendi atlamis ama ayni entry’ye bu arada, ama caktirmayin. hatta en guzeli yok gibi yapin, zira baya bos konusuyor.
  • konuyu anlayamayanlar ve ya hollandaca'ya tam hakim olmayanlar için hollanda istatistik bürosunun bizzat yaptığı araştırmayı harfi harfine tercüme edeyim dedim.
    hollanda'nın merkez istatistik bürosu (cbs) vmbo basis/ kader okullarını araştırmış ve aynen şu veriler ile gelmiştir.

    (...) batılı olmayan öğrenciler daha sık vmbo-b / k'ye gitmekteler.
    batılı olmayan öğrenciler vmbo'nun üçüncü yılında hollandalı veya batı kökenli öğrencilere göre nispeten daha sıktır. 2018 /2019'da, batılı olmayan ortaokul öğrencilerinin yüzde 63'ü vmbo'da iken, hollanda veya batı göçmen kökenli öğrencilerin sırasıyla yüzde 50'sı ve 46'sı vmbo'dadır. batılı olmayan öğrenciler, hollandalı veya batı göçmen kökenli öğrencilere göre daha çok vmbo içinde bir mesleki öğrenme yolunu (vmbo-b veya -k) izliyorlar. bu hem erkekler hem de kızlar için geçerlidir; batılı olmayan vmbo erkek çocuklarının yüzde 57'sı ve vmbo kızlarının yüzde 51'i vmbo-b / k okullarındadır. batılı olan kız ve erkek çocuklar için bu sırasıyla yüzde 49 ve 43 iken, hollanda kökenli kız ve erkek çocuklar için yüzde 47 ve 41'dir. vmbo içinde, hollanda'da doğmamış (birinci nesil) göçmen kökenli öğrenciler, hollanda'da doğmuş göçmen kökenli öğrencilere (ikinci nesil) kıyasla daha sık vmbo-b'ye gitmekteler. (...)

    kaynak: hollanda merkez istatistik bürosunun 2019 gençlik raporu

    -------------------------------------------------------------------
    not:
    'batılı olmayan' terimi hollanda'da şu etnik kökenler için kullanılmakta: afrika kıtası, latin-amerika, asya (endonezya ve japonya hariç) ve türkiye'de doğmuş olanlar.

    -----------------------------------------------------------------
    2016 yılında oecd ve hollanda eğitim müfettişliğinin araştırmaları sonucu yüksek eğitimli ebeveynlerin çocuklarının citotoets sınavından aynı sonucu almış olmalarına rağmen düşük eğitimli ebeveyn çocuklarına mukayesen daha yüksek okul tavsiyesi aldıklarını ortaya çıkarmıştır. buna 'eğitim eşitsizliği'' adı verilmiş ve bu sorunu çözmek için adımlar atılmıştır. eğitim eşitsizliğinin nedenleri ise şunlar olarak belirlenmiş:
    - bazı öğretmenlerin 'batılı olmayan' çocuklar hakkındaki önyargıları
    - ev ortamın yeterlice eğitici olmaması. bazı devlet finansal yardımları var evet, ama her okul bunu gerçekten iyi organize edip o çocuklara yeterli yardımı sağlayamıyor.
    - ebeveynlerin istemelerine rağmen paraları yetmediğinden çocuğa ek ders aldıramamaları, hobiye v.s. yazdıramamaları.
    - citotoets sayesinde 11 yaşında çocuğa yapıştırılan 'sen bu düzeye aitsin' damgası ve çocuğun bu kategoriden kurtulamaması.
    - ilkokul öğretmenlerin yetersizliğinden çocuğun daha erken ek yardım alamaması ve eğitimde ciddi geri kalması.
    - hollanda'da olan ve bilinen segregasyon sorunu: paralı çocuklar belirli okullara gidiyorlar ve parasız çocuklarda kendi belirli okullarına gidiyorlar.

    ------------------------------------------------------------------------------
    araştırma bazında görüyoruzki maalesef vmbo b/k okulları daha ziyade yabancı kökenli çocuklardan ibaret. pratikte benim gözlemlediğim, vmbo b/k düzeyi olan hollandalı çocukların ebeveynlerinin daha ziyade 'beyaz' vmbo b/k okulları seçmekte oldukları. bu okullar büyük şehirlerin dışında yabancıların daha az oturduğu küçük şehirlerde. yani orada bile bir segregasyon söz konusu.
    -------------------------------------------------------------------------------
    döviz nick'li yazarın şu cümleleri gerçekten üzdü beni:
    '' yani felemenkce konuşmayan bir türk bakkalın çocuğu, akıcı felemenkce konuşan bir uber şoförü olur en fazla. belki onun çocuğu veya torunu bir doktor olabilir. yani sen çocuğun yetiştiği aile ortamını, ebeveynlerin eğitim durumunu, yetiştirme tarzını görmezden gelerek, çocuğun okuldaki başarısızlığını sadece sisteminin ayrımcılığıyla açıklayamazsın.

    sen çocuğuna disiplinli olmayı öğretmezsen, ona bizzat kendi davranışlarınla örnek olmazsan onun sadece okul hayatıyla iyi bir birey haline gelmesini bekleyemezsin. yani faslıların, türklerin ve surinamlıların çocuklarının kötü okullara gitmesi biraz da kendileriyle alakalı.''

    ----------------------------------------------------------------
    yapmayın etmeyin güzel yazar.

    nice 'türk bakkal' çocuğu olup, üniversite bitirmiş verimli çocuklarımız var.
    nice akademisyen çocuğu olup, bir şeyler yapamamış çocuklarımız da var (ki onların bile özel hikayesi ve nedenleri var)

    baban bakkal diye kaderin en fazla uber şoförü mü olmaktır?
    bu sığlıkta yüzmeyelim, lütfen.

    tekrara düşmek istemiyorum, ama tekrarlamak zorundayım:
    eşit eğitim şansından bahsediliyor burada. (hollandacası olanlar, buyrun okuyun: kansengelijkheid)

    yani bir 'türk bakkal' çocuğununda zengin sınıf arkadaşları gibi eşit, adaletli, aynı eğitim hayatı başlangıcı yapabilmesinden bahsediliyor.
    sosyo-ekonomik şartlarından dolayı bir çocuğun kısıtlanmaması, aynı zengin çocukları gibi en optimal eğitim şansından faydalanıp okuyup en optimal yerlere gelmesinden bahsediliyor.
    kapasitesi olan bir 'türk bakkal' çocuğununda 'senden en fazla uber şoförü' olur mentalitesiyle harcanarak kapasitesinin çok daha altında bir tavsiye verilip, bu çocuğun hayallerini kursağında bırakıp, okuma şevkini kırıp, işin tee torunlarına kalmaması için.

    hollanda eğitim sisteminde maalesef segregasyon vardır.
    siyaset ve kurumlar tarafından da bilinmektedir ve bununla mücadelede ciddi çalışmalar vardır.

    bilmiyorum daha nasıl anlatsam.

    içerik olarak bilgi isterseniz döviz yazar mesaj atmanız kafi.
    yeter ki başlık altında sığ söz düellolarına girmeyelim ve bilgi bazında yazıp ilerleyelim, okurlar da faydalansın.
  • internette not sisteminin geç kal olduğu yazıyor. bizdeki gibi 0-100 arası puan yok. böyleyse yani geç kal sa vasat üretimi yapıyor. kimse çalışmaz doğru düzgün.
hesabın var mı? giriş yap