• 13.01.1986 dogumlu nizza'nin brezilyali orta saha oyuncusu. her iki ayagini kullanir, frikikleri vardir.. tipik bir amc'dir. genctir, güzeldir. juventude'dan bir iki kere kiralama yöntemi ile satin almis ve 2010 yilina kadar da kontrat yapmistir. durmaz ama 2010'a kadar..
  • olympique lyon'un 14 milyon euro'ya nice'den transfer ettiği etkili bir brezilyalı orta saha oyuncusu.
  • 1986 doğumlu olup belki de cm denilen oyunda tek keşfettiğim oyuncudur kendisi. cm 03/04 serisinde bulmuştum bu elemanı. sonra araştırdım, kendisi için yeni kaka diyorlardı. ulan kaka kaç yaşında sanki? her neyse, bu arkadaşı ben keşfettiğim zaman daha brezilya'nın üçüncü liginde top koşturuyordu. hatta ona top koşturtmak bile denemez, kenarda oturuyor, her oyuncu değişikliğinde de yerinden kalkıyordu. arada sırada gol sevincinde bulunuyordu; ama çoğu da yaşının verdiği gençlik ateşiydi. rs futebol'du takımının adı ve de genç ederson'a hiç para vermiyorlardı. bir sabah kalktım, daha ederson antrenmana gitmeden önce, ki oralarda bu saatte bırakın uyanmayı insanlar daha yeni yatar, evlerine gittim. kapıyı yaşlı annesi açtı, içeride 14 tane çocuk var. dillerini de anlamadığımdan "ederson ederson" dedim ve annesi hemen anladı ne için geldiğimi. bir şortla geldi karşıma, cılız bir şey. hemen aldım annesiyle bunu, babaları yokmuş daha küçükken bir pembe dizide bahçıvan rolünde oynamak için terk etmiş campos ailesini. bir güzel yedirdim, içirdim, elbiseler aldım. biraz da ceplerine para sıkıştırdım. aramızda dil sorunu var inanılmaz bir şekilde. ben almanca biliyorum, bunlar da portekizce/brezilyanca bir şeyler söylüyor. ama ortak dilimiz "para, elazıgspor, para, rio, karı" buydu.
    akşam ederson antrenmana çıkmadı. ben bu arkadaşı hemen kaçırdım elazığ'a. ilk başta bayağı bir zorlandı, yaş ufak, elazığ ortamına da alışamadı fazla. soğuk bir de, şortunun altına içlik yaptırdım buna. her akşam üşümesin diye üstünü örttüm. dilimizi de öğretmeye çalışıyordum. 15 maç geçti ve ederson yavaş yavaş havaya girdi. 1-2 gol ve asist. ortama da uyum sağladı. kaptanlığı mehmet'ten aldım hemen 17 yaşındaki genç bir delikanlıya verdim. taraftarlar ilk başta isyan etti "gavur bu" diye. bizden birisi, evimde bakıyorum, kardeşim o dedim ve biraz olayı yatıştırdım. tabii yükselen performansı sonrasında takım tapmaya başladı ona.

    genç milli takıma çağrıldı ederson, "abi gideyim mi yoksa bir 5 sene sora türk olup sizin ülkede mi teptiriyim" diye sormuştu bir gece yatarken. hiç unutmam, o an gözlerimden yaş geldi. "yok, olm dogdugun topraklara git. hem ananı da gorursun" diyerekten kendisini brezilya milli takımının en iyi oyuncularından birisi yaptım. yüreğim sızlamıştı; ama türk olacak ve formamızı giyecek. bir yandan da brezilya ile şöhret olup, bana bok gibi para kazandırabilirdi. 3 sezon beraber elazığspor'da durduk. her maçta ya bir gol attı ya da asist yaptı arkadaşlarına. tam anlamıyla bir 10 numaraydı. duran toplar da bile döktürüyordu. gerektiğinde stoper bile oynattım. hiç sesini çıkarmadı. inter'e orta sahadan attığı bir gol vardı ki o sene yarı finala çıkmıştık şampiyonlar liginde.

    sonra beni fenerbahçe aldı, ben de jose mourinho taktiğiyle hemen ederson'umu yanıma aldım. bok gibi de para saydım. 5 milyon dölar. 10.000 dolara aldığım adam bayağı bir değerlenmişti. fenerbahçe taraftarları sevindi bu transfere. artık ikimizin de hedefleri yüksekti. ama işler yolunda gitmedi. medya, taraftar, başkan baskısı bizi zaman zaman zor anlarda bıraktı. hatta ederson disiplinsiz davranışları yüzünden benden ceza yemek zorunda kalmıştı. kestim kadrodan, takımdan ayrılmak istediğini belirtti. istanbul'da aynı evde yaşıyorduk; ama artık birbirimize yabancı iki sevgili gibiydik. ederson yokken de takım inanılmaz bir form yakalmıştı. nasıl keseyim ben şimdi kemal'i diyordum. bu sırada ederson'a da almanya'dan teklifler yağmaya başladı. ben göndermiyordum, kendisi de bundan şikayetçi oluyordu. baktım olmuyor çıkardım bunu sarıyer'e bir rakı-balık yaptık. hemen tav oldu, kafası iyiyken de bir de sözleşme imzalattım. gelecek 8 sene benimdi. sabah da takıma aldım. bir mutlu oldu, basına açıklamalar veriyor "ben sever abi lappland, çok iyi, olur var benım peder gibi" ulan eşşoğlu eşek dedim peder seni bahcıvanlık ıcın terk etmıs, 3 yasında gormussun, ben mına goyim donunu bile yıkadım -pezevenk. bir mi tutuyorsun beni onla? "ben olur var az türkiş. abi olur var sen sevmek, pederim olur var türk ben" türk oldu, nüfüsuma geçirdim pezevengi.

    2 sene içinde chelsea'ye gittim. yanımda yine bu dürzüyü de aldım. bir de bunla birlikte elazığspor'a leo diye bir sol bek almıştım. aynı yaştaydılar. o çocuk da çok iyiydi; ama bizle pek takılmadı. onu da londraya aldım. bu sefer 14 milyon dölar vermiştim. sene 2008 filan, belki de daha fazla. hemen tartışma çıktı basında. "ederson ve lampard birlikte oynar mı" diye, bir de bu sırada paranın hepsini gerrard transferine harcamıştım. bir tartışma da böyle çıktı. oyuncular "kadro çok geniş oynayamıyoruz" gibisinden dert yandılar. sesini çıkartanı hemen şutladım. ilk sırada zaten joe cole oldu. severdim; ama içip içip antrenmanlara geliyor it. takım ciddi anlamda sıçtı o sene. diğer sene de ligi 3. bitirdim, şl'de yarı final oynadım ama roman amcam beni kovdu. ederson, abi kal benle ben sana bakarım burada dedi. o an kendimi kötü hissettim. beni sen yarattın abi, sen olmasaydın şimdi tanrı kentte bir ölüydüm sözlerine kulak asmadım ve kapıyı çarpıp çıktım. ülkeme, gençlerbirliğine döndüm. çok büyük bir düşüştü, psikolojim bunu kaldıramadı. takıma alışamadım ve zor ligde kaldım. bu sırada ederson en sevdiği kişiyi basın yoluyla açıklıyordu: "benitez" o an dünyalar başıma yıkıldı. lampard,la iki seneden az bir zaman geçirdim; ama hala beni sevdiğini söylerken ederson'dan, çocuğum gibi gördüğüm birisinden bu sözü duymak beni çok yaralamıştı. hemen ingiliz medyası beni aradı cepten, "öyle birisini tanımıyorum" dedim ve teli kapattım. o gece çok ağladım, rakı bağımlısı olmuştum o sezon. ve gençlerbirliğinden de atıldım. 2. lige kadar düştüm. sonra tekrar yükseldim, hep chelsea'nin başına geçip ederson'u takımdan kovmak için planlar yaptım; ama olmadı. en fazla fulham'a kadar yükselebildim. karşılıklı maçlarda da hiç selamlaşmadık. hatta oyuncularıma markaj yaptırdım, ayağa oynamalarını belirttim özellikle top ederson'dayken. bu adam böyle birisi işte.

    rs'den, birinci lig ekiplerine transfer oldu, sonra fransa'nın nice kulubune. takip ediyordum kendisini. ama pek de değer verilmiyordu açıkçası. bu sene lyon kendisine 15 mılyon euro gibi dehşet bir para vermiş. tv'de gördüm kendisini. kanım ısındı tekrardan. oğlum.
    (tam götüm)
  • championship manager 03/04'te rs futebol forması giyen, 7-8k'ya rahatlıkla alabileceğiniz futbolcu. inanılmaz bir tekniği, usta bir oyun zekası vardır.
  • lazio tarafından sözleşme fesih bedeli ödenmeden transfer edilen brezilyalı hücuma dönük orta saha oyuncusu. lyon gibi bir kulüp artık nasıl ah aldıysa 15 milyona alıp hayrını görememişti sakatlıklar ve formsuz dönemleri sayesinde. brezilyadan fransaya gelip ogc nice taraftarlarını coşturduğu günleri yeniden yakalayabilir mi bilinmez ama italyada kendini toparlarsa iş yapar, seyir zevki açısından güzel maçlar izletebilir. potansiyeli mevcut, aksiyonu hafiften belirsiz gibi. umarım başarı eğrisi dikey seyreder.
hesabın var mı? giriş yap