• şimdiye kadar bu konu hakkında hiçbir fikrim yoktu, kendim gelip görene kadar. sınırda askerlik yapan arkadaşlarım çok anlatırdı terörist görüyoz vur emri çıkmıyo kaçakçı geçiyo bişe yapamıyon diye ama bana pek inandırıcı gelmezdi, yalnızca orası öyledir lan koskoca ülkeyiz güçlü ordumuz var bi sınırı korumaktan aciz olacak değil ya diyordum. ama yavaş yavaş anlamaya başladım sevgili sözlük bu işler hiçte öyle uzaktan göründüğü gibi değil.

    --- spoiler ---

    yazarın ara notu (konuyla alakasız okumasan da olur); askere geldiğimden beri farkettim ki sivil bir entry hiç girememişim ancak gördüklerimi anlatmaya harcamışım zamanımı,şu an yapabildiğim tek şey bu olduğu için bunu yapmaya devam edip sözlükte birkaç anı bırakmak istiyorum askerliğe dair. ilerde bu askerlik yüzünden başıma birşey gelirse benden sonrakilere yol göstermek açısından.

    --- spoiler ---

    gelelim asıl konumuza, asteğmen olarak askerlik yapacak kişiler türkiye çapında dönem başına toplam kaç kişi oluyor tam olarak bilmiyorum ama bunların 260 kadarı tuzla piyade okulunda hudut birliğinde karakol komutanı olmak üzere yetiştiriliyorlar(!). evet yaklaşık 1 ay sonra bu ülkenin sınırları bizlere emanet edilecek, yalnızca sınır değil sınırda görev yapan yaklaşık 40 50 er tamamen bizim sorumluluğumuzda olacak. ve bu biz diye bahsettiğim insanlar en fazla 23 24 yaşlarında üniversiteyi daha yeni bitirmiş hayatın hiçbir sorumluluğu henüz tepesine binmemiş, çoğu para kazanmayı dahi öğrenmemiş kendi sorumluluğunu bile alamamış delikanlılar.

    tuzlada aldığımız süpersonik eğitim sayesinde 2 ay içerisinde bu delikanlılar buradan yetişmiş bir subay olarak ayrılacak ve görevini ifşa edeceği karakola gidip vatanın sınırlarını koruma görevini üstlenecekler. yanlış anlaşılmasın kimsenin teröristten çatışmadan korktuğu yok nede olsa ".... sorumluluk bölgesinde korumakla görevli birliğim vatan ve millet uğruna seve seve can vermeye hazırdır komutanım!." şeklinde tekmil veriyoruz. askerlikse askerlik sınır da çıkar, allahın terkettiği terörist yuvası dağın tepesi de, ölmekte var öldürmekte emin olun ki kimsenin sorunu bu değil.

    ama dımdızlak bırakılmış hudutlarda 3 km uzunluğa 1 gözetleme kulesi koyup ordaki askerlere 24 saat nöbet tutturup buradan kuş uçurtmıcan denmesinde bir hinlik seziyor insan, ve bu sezgi bütün bu vatan millet sakarya duygularını alıp götürüyor. lan diyorsun güçlü ordu güçlü türkiye!, ama huduttaki karakolların haline bakınca hiçte öyle gözükmüyor. sanki o sınır bilerek ihlal edilsin diye özellikle o şekilde bırakılmış ve sizde göstermelik koruma kuvveti olarak oraya gidiyormuşsunuz gibi daha çok.

    5 gün boyunca hudut dersi alıyorsunuz. 5 günde ne öğreniyorsunuz söyleyeyim, bilmeniz gereken yönetmelik ve kanunlar, kaçakçılara, teröristlere neler yapamayacağınız ve olurda birini yakalamış bulunursanız onun hakkında tutmanız gereken tutanaklar yapılacak yasal işlemler, yakalayacağınız kaçakçı ve teröristlerin onlara en ufak yersiz davranışınızda bir tutanağı eksik yazışınızda mahkemede götünüzden kan alma hakkına sahip oldukları falan filan işte. evet bunlar yalnızca konu başlıkları 5 günde bunların hepsini öğreniyorsunuz, tarım ve orman kanunlarından tutun kaçakçılık kanununa, sınır ihlal yönetmeliklerinden, angajman kurallarına hepsi 5 gün. (üniversitelerde bu eğitim sistemine geçilse 3 ayda hukuk fakültesi biter benden söylemesi 4 sene kasmaya gerek yok)

    derslerde size öğretiliyor, askeri yasak bölgeler, sorumluluk sahaları vb. ama onca anlattıklarından çıkan tek özet şu aman ne yapın ne edin silah kullandırmayın. niye? çünkü yasak, çünkü kanun benden değil suçludan yana. gözlerinin önünde kaçakçı sınırdan girdi sırtında bir çuval mal koşa koşa gidiyor senin yapabileceğin tek şey dur deyip havaya ateş etmek sonra bulabilirsen peşine takılıp silah kullanmadan bir şekilde o adamı yakalamak. hea diyelim ki yakaladın, vatanın sana verdiği görevi başarıyla ifa ettin ve bunun haklı olarak gururunu yaşıyorsun. adamı aldın işlemlerini yaptın yetkililere teslim ettin, hop 1 ay sonra eline geliyor mahkeme kağıdı kaçakçı bey sizi dava etmiş, cebimde para vardı karakoldaki asteğmen çaldı zorla yanlış ifade verdirtti demiş al başına belayı soruşturmalar savcılar gırla, hele birde ordaki erler çavuşlar cidden kaçakçılarla işbirliği yapan tiplerse ve bu olay açığa çıkarsa haberiniz bile olmadan ertesi gün manşetlerde para için vatanını satan asteğmen yakalandı şeklinde geçmeniz işten bile değil. hea kaçakçının olay ne mi oldu? sorun yok en fazla 3 4 gün gözaltı sorgu sual işlemler tamamlandıktan sonra tutuksuz yargılanmak üzere 5 6 ay sonrasına bir dava günü veriliyor arkadaşa, ee tabi 5 6 ay boş boş geçermi arkadaş 10 gün sonra yine karşımda.

    hadi kaçakçısını geçtim, artık olaya o gözle bakmıyorum. devlet o sınırı o şekilde el kol sallayarak geçilebilecek şekilde bırakıyorsa ve adamın köyünde hiçbir türlü iş imkanı yoksa bunlara ek olarak adam gibi kanun koymayıp kaçakçılık adına hiçbir caydırıcılık yaratmassan o adam her türlü o kaçakçılığı yapar ki hakkıdır da buna sebep olan devlettir. tavsiye ederim kimse işin iç yüzünü bilmeden kaçakçılara vay şerefsizler sizin yüzünüzden ülke batıyor şöyle böyle demesin, adamların bir teşvik almadıkları kalıyor bu işi yaptıkları için, askerliğim bittikten sonra bir sınır köyünde birkaç sene yaşayıp bi ev alacak kadar para yapmak için kaçakçılık yapmayı düşünmedim desem yalan olur.

    peki ya eli silahlı teröriste ne demeli.. adamı dürbünle görüyorsun sınırda 1. derece yasak bölgede geziyor elinde kalaşnikov bir işler peşinde uğraşıyor kimbilir belkide senin yarın devriye atacağın yere mayın döşüyor. insanın içinden ne bekliyorsun vur şerefsizi ölsün demek geliyor değil mi? ama yook olur mu hiç öyle o da insan onunda hakları var öle sorgusuz sualsiz dan diye ateş edilir mi adama. önce duurr! diye bağıracan, bağır bağırabildiğin kadar çokta sikine takar ya seni, senin zaten ona ne yapıp yapamayacağını senden daha iyi biliyor o şerefsiz. olmadı havaya ateş edicen silahını bırak deyip tehdit edecen. bu sırada gece görüşle izliyosun adam yere yatıp sana doğru namluyu çevirip siper alıyor. dur hele heycan yapma namluyu sana çevirmesi ateş edeceği anlamına gelmez o ateş etmeden ateş etmen hala yasak..! lavuk bastı tetiğe kuledeki askerini şehit etti koştu diğer askerler yetişene kadar karşı tarafa doğru kaçtı gitti, görsen dahi ateş edemezsin karşı ülkeye doğru ateş etmen yasak. bitti gitti ertesi gün şehit haberleri. tabi o da eğer olay kapatılmadan önce medyaya bi şekilde ulaştıysa, yoksa siz gerçekten senede en fazla 90 100 şehit verdiğimize mi inanıyorsunuz, onlar yalnızca medyaya yansıyanlar..

    ee sonuç ot yasak bok yasak lan adam benim askerimi öldürüyor sallana sallana kaçıp gidiyor elim kolum bağlı, neymiş kanunmuş nizammış. ee ulan madem böyle bu iş beni ne diye koyuyorsun sınırı koru diye. bir de deniliyor ki burası senin sorumluluğun burdan kuş uçurtmıcaksın. lan uçurtmıyım tamam da nasıl yapacağımıda söylesene mübarek taşlamı vuracam adamları. neymiş efendim hiçbir suçu olmayan elin sarhoşu yolunu kaybetmiş adamı dolaşırmış orda öyle her önüne gelen vurulmazmış. ulan heryerde dikenli teller bilmemnemeler 5 farklı dilde askeri yasak bölge yazıyor bırak sarhoşu hayvanlar bile anlar oraya girilmeyeceğini aklı başında adamın ne işi var orda, yok kanunları biz daha iyi bilecek değiliz ya.

    o kadar yazdım yazdım kuyruğuna geldim hala asıl konumuz olan karakol komutanlarının asteğmen olması hakkında birkaç ipucundan başka bilgi vermedim. şimdiye kadar yazdıklarımı okuyunca lan şartlar öyleyse karakolun başına albay koysan ne farkeder yine aynı şey olacak o kaçakçı yine geçecek o terörist yine gelip ateş edecek diyorsunuz değil mi.

    evet.. zaten ben de bunu kendi kendinize diyebilmeniz için onca şeyi anlattım. pekala ordu o karakolun başına iyi yetiştirilmiş muvazzaf subaylarından niye koymuyor dersiniz. o adamların işi askerlik olmuş bizim 3 aylık eğitimle yapacağımızdan çok daha iyi iş çıkartacakları kesin değil mi? ama ne var ki askeriye dünyanın en mantıklı kurumudur. üst düzey rütbelilere sorun askeriyede yaşanan herşeyi hemen açıklar herşeyin mantığını anlatırlar size. ahada size bu olayın mantığını; askeriyede şimdiye kadar kaç tane muvazzaf subayın şehit olduğu yada görevini iyi yapamadığı gerekçesiyle yargılandığı görülmüş? şahsen ben hatırlamıyorum. ordu kendi adamını sever, kendi adamı dediğim subay sınıfı tabii ki, kendinden olan adamı sınıra görev yapsın diye yollar mı. herkes biliyor ki sen o sınırı adam gibi son teknoloji ürünü teknikleri kullanarak, olmadı gerekirse boydan boya duvar örerek kapatmadığın sürece o adamlar ordan geçecek.

    ee peki geçince ne olacak karakol komutanının başı yanacak. sen bunları niye geçiriyorsun? işbirlikçi misin? pkk mısın? vatan haini misin? bu işten ne çıkarın var? ver bakalım bu soruların cevabını hadi kanıtla masum olduğunu. lan bu kadar adamla bu iş yapılmaz tutamıyorum geçiyorlar desen, bunca senedir geçmemiş de sende mi geçiyor diyecekler. e adamda haklı karakolun geçmişine bir baksan 3 ayda 1 olay olmuş yada olmamıştır. yani en azından raporlar öyle gösteriyordur. çünkü aklı olan her insan ilk birkaç hafta görevini namusuyla yapma hevesi içinde olup komutanlardan azarlar işitip sistemin çivisinin çıktığını ne yapsa etse düzeltemeyeceğini farkedince rapor mapor yazmayı bırakıyordur eminim.

    sonuç olarak bizler hudut karakollarına komutan sıfatıyla gönderilen bu ülkenin günah keçileri olmaları için yetiştirilmiş üniversite okumuş kurbanlarız. muvazzaflar ordu evlerinde çoluk çocukları karıları aldıkları maaşı yiyemezken biz 3 kuruş para alırız belki diye orduya domalan fahişeleriz. onlarda verdikleri 3 kuruşluk parayla bizden 5 kuruşluk muamele isteyecek kadar yüzsüzler yapacak birşey yok el mahkum göt gardiyan.

    dip not: gge olabilir neyse zaten ben kendim gge oldum kaybedecek pek birşey yok saygılar...
  • arazi de at (arama tarama) yapan birligin astegmeninin ikmal icin durdugu karakolda tuzladan bir dost gormesi, coook uzun zamandan sonra birine gercekten sarılmasıdır. karakolların durumu, organizasyonu ve yonetmelikleri ise bambaska bir konudur. (bkz: gge)
  • her karakola bir general verilseydi çözülebilecek bir problem olurdu değil mi ama?

    bizim tugayda* da bir sürü asteğmen vardı. şimdi hemen genelliyorum ve bütün asteğmenler neden antalya'da görev yapar sormak istiyorum.

    zöge: tabi, her karakola üst rütbeli komutanlar verilsin. sonra da niye bu kadar çok muvazzaf subay var diye yaygara koparılsın.
  • çok şaşırılmayacak durumdur. hudut birliğinin en ön cephedeki birlik olduğunu düşünenlerin büyük bir dehşete düşmelerine de sebep olabilir ancak olay burada dramatize edildiği gibi değildir. hudut birliği ideal savunma pozisyonunda, düşmanı cepheye alacak şekilde konumlandırılır. asıl tehlike yandan ateş alabilecek şekilde sınır ötesi operasyon icra eden birlikler için geçerlidir. o birliklerin başında da genel olarak muvazzaflar bulunur. daha zengin bir ülke olabilseydik farklı alternatifler geliştirir ve asteğmenleri hudutlara yollamazdık. e onun içinde önce bir aynaya bak, mevcut durumu değiltiştirmek için neler yaptın, nasıl alternatifler üretebiliyorsun?

    her fırsatta sorumluluğu askeri mücadeleyi gösterenlere atmanın arkasında ancak art niyet aranabilir. siyasi irade teröristleri def etmek için ne kadar çaba gösteriyor bunu tartışmalı. daha önemlisi biz halk olarak ne yapıyoruz?
  • hayatında sınır karakolu görmemiş, bölgenin coğrafyasından bihaber, yalnızca teorik askeri(!) bilgilerle atıp tutan şahıslarca normal karşılanan durum. sınır birlikleri ideal savunma pozisyonunda konuşlandırılırlarmış, sadece cepheden düşman alırlarmış. bunu diyebilmek için özellikle şırnak-ağrı hattına konuşlu karakolların konumlarından ve bu bölgelerin coğrafyasından bütünüyle bihaber olmak gerekir. bu hattaki tüm karakollar olası bir baskın, taciz yememek için sınır hattının gerisinde de 360 derece emniyet almak zorundadır. aynı zamanda bir karakolu idare etmenin sadece düşmanla çatışmak olmadığı, karakol ve sınır idaresinin önemli ölçüde -en azından birkaç haftalık süreçte öğrenilmeyecek kadar- askeri ve hukuki bilgi gerektirdiği, karakolda veya sorumluluk bölgesinde yaşanan hemen her olaydan karakol komutanının sorumlu olduğu bilinmelidir.

    asıl mevcut durumun getirdiği şartlar çerçevesinde üretilen kötü bir çözümü, bu şartlar altında en iyisi bu diyerek savunmak art niyetliliktir.
  • yıl 2002- 4 aylık (bkz: tuzla piyade okulu) temel asteğmenlik kursundan başari ile mezun oldum.
    karakola vardım, komutanım şehidimiz var dediler. haydi bismillah dedim ilk şok. ikinci gün tüm karakolu , hayatımda görmediğim silahları , askerleri güzelce bana zimmetlediler, astsubaya en ufak zimmet yoktu, ikinci şok. .üçüncü gün siz karkol komutanısınız gece görevi size ait, komando brüveli, söze gelince mangalda kül bırakmayan cevval astsubayınız gündüz çalışacak gece uyuyacak dendi. artık şok yaşamadım.
    bir ay sonra artık hayata tepkisizleştim bana tek yararı ozaman kadar inandığım bildiğim herşeyi sorgulamaya başlamam ve gözlerimin açılması oldu.
  • üzerinde neden çokça durulup tartışılmadığını merak ettiğim uygulama. ilk entryde mevzunun vehameti ve yol açtığı sıkıntıları kapsamlıca anlatmış arkadaş. durumun aynı şekilde devam edip etmediği merak konusu.
  • 2 ay sonra aralarına katılacağım. varsa tecrübesi, tavsiyesi olan yeşillendirsin.
  • 03.03.2018 tarihi itibariyle asteğmenlerin sınır karakollarına gönderilme uygulaması genelkurmayın yayınladığı bildiri ile kaldırıldı.
hesabın var mı? giriş yap