• uzmanlık alanı iktisat çevirileri olan bir tercumanın hukuk alanına özel bir antipatisi vardır. hiç de olumlu değildir bu görüşler.
  • zaman zaman hukukçu olmayanların hukukla ilgili görüşleri ile karıştırılabilen görüşlerdir bunlar. psikolog olmayanların psikoloji hakkında görüşleri olması kadar doğal ve mümkün bir durumdur. tavuk olmayanların da yumurtayla ilgili görüşleri olabilir, gıdaklamadıkları müddetçe kimsenin sesi çıkmaz sanırım.
  • bu tipler duydukları olayı kendilerine göre yorumlayıp ahkam keserler.

    her olayın; “nevi şahsına münhasır koşulları olabilir” deseniz
    aha bilmediğim yerden soruyor şeklindeki gözlerle size bakar, bunlar müzisyen ve reklamcı tayfası olabilir ama haddini bilmezlik etmeyen mühendis ve doktorları tenzih etmek lazım.*
  • sokaktaki adamın, bir nevi halkın hukuk hakkındaki görüşleridir. bir işletmecinin iş kanununa bir hukukçudan daha hakim olması hiç de imkansız değildir. müzisyenin (aklı başında ise) telif hakkı gibi nanelere hakimiyeti de bu şekilde olabilir. olmak zorunda da değildir ama, olmaya da bilir.

    (bkz: her kuşu siktik bir leylek kaldı)*
  • olgu:

    "vergi mahkemelerinde, vergi uyuşmazlıklarından doğan davaların açılması, tarh edilen vergi, resim ve harçlar ile benzeri mali yükümlülüklerin ve bunların zam ve cezalarının dava konusu edilen bölümünün tahsil işlemlerini durdurur. ancak, 26 ncı maddenin 3 üncü fıkrasına göre işlemden kaldırılan vergi davası dosyalarında tahsil işlemi devam eder. bu şekilde işlemden kaldırılan dosyanın yeniden işleme konulması ile ihtirazi kayıtla verilen beyannameler üzerine yapılan işlemlerle tahsilât işlemlerinden dolayı açılan davalar, tahsil işlemini durdurmaz. bunlar hakkında yürütmenin durdurulması istenebilir."

    sokaktaki adamın görüşü;

    'benim amcamın torununun baldizi avukat ona bir soralım'
  • bunları dinlemek o kadar eğlencelidir ki terapi gibi gelir insana. 5 kalem pirzola yemiş gibi olursunuz. o nedenle hayatta bir doktorun yanında aspirinden bile bahsetmem, ağzımdan sağlığın s si çıkmaz, yada bir mühendisin yanında inşa halindeki köprü ayaklarını eleştirmem. susarım. ne milletin neşe kaynağı olacam !
  • bazı kimselerin " bana hukukçuluk oynama" diye yaklaştıkları görüşlerdir. aslında görüş değildir bu. kendi bildiğini doğru saymaktır. kimi zaman uygulamada olan hukuku bildiğini sanarak teorik bilgi verdiğinizde duyarsınız bu lafı. ama bunu diyenler gün gelip hukukş yarıma ihtiyaçları olduğu zaman karşınızda hazırolda dururlar.

    neyse . hukuk hakkında herkesin görüşünün olması oldukça normal bir durumdur. hukuk, kişilere uygulanır. bu durumda kendisine uygulanan bir yaptırım, bir sınırlama olduğu vakit herkes belirli görüşler bildirirler. ki bildirmeleri çok normaldir ve haklarıdır. sosyal bilim olmanın getirdiği bir etkidir. kimse " fizikçi olmayanların fizik hakkındaki görüşleri" diye bir şey söylemeyez. fizikçiler çarparlar, toplarlar ve bir sonuç bulurlar, kuram oluştururlar ve bu kabul edilir. ama sürekli değişkenlik gösteren bir bilimde her konuda kuram oluşturulamaz. toplumsal faktörler etkili olur. kara avrupası hukukunda kılık kıyafet özgürlüğü kuram niteliğini taşırken iranda böyle bir kuramdan bahsedilemez.

    hukuk hakkında görüş bildirenlerin siyasi açıdan nasıl bir düşünce besledikleri/kabul ettikleri önemlidir. hukuk şöyle olmalı böyle olmalı diyenler anca ya safi kendi düşüncelerini belirtir ya da mensubu olduğu oluşumun görüşünü. hukuk her zaman farklı görüşlerin çarpışması olur arada derede bir uzlaşma yakalanarak uygulanan bir kurallar bütünüdür. kimisinde cezai müeyyideler uygulanır kimisinde uygulanması gereken usuli işlemler kimisinde de kurallar oluşturulur. bir hak varsa karşısında da bir sorumluluk vardır. o sorumluluğu almam diyenler o haklardan yararlanamazlar.

    sonuç olarak, hukukçu olmayanların hukuk hakkında görüş bildirmeleri normaldir, doğrudur. ancak olan hukuka da uymaları zorunludur.
hesabın var mı? giriş yap