*

  • yigit okurun romani. 1945te baslayip galatasaray lisesine giden dort gencin hayatlari anlatiliyor, 50 sene once istanbul neymis, eskiden beyoglu nasi bir yermis gibi sorularin cevaplari bulunabilir. simdiki pano oldugunu sandigim bir mekanda gecen bolumleri cok guzel. bir de 6-7 eylul olaylari insan gozunden goruluyor, bir doneme isik tutucak kitap diyebiliriz yani. tavsiye ederim.
  • hulki cevizoglu ve zekeriya beyaz tayfasının bir diger ifade ediliş biçimi.
  • 11 aralık pazartesiye kadar okumam gereken kitap ama daha alamadım bile.
  • tek bir günde yariladiğim ender kitaplardan. tavsiye edilesi , okunasi bir kitap.
  • bugün bitirdiğim kitap. gercekten cok derin mesajlar* veriyor. kendimi kitabın atmosferinden hala kurtaramadım ve acayip etkisinde kaldım. en cok etkilendiğim kitap olduğunu söyleyebilirim. ruhumu değiştirdi...
  • isim benzerliği olan başka bir kitap için (bkz: cevdet bey ve oğulları) (bkz: orhan pamuk)
  • (bkz: yiğit okur)
  • insanı okumaya başladığı andan itibaren kavrayan ve insanın elinden bırakmak istemediği güzelim kitaplardan...

    birinci basımı 1999 yılının aralık ayında can yayınlarından çıkan kitabın arka kapak tanıtım yazısı :

    hulki bey ve arkadaşları'nın öyküsü 1955 yılı eylülünün beşinci günü, akşam saatlerinde başlıyor. geriye dönüşler ve ileriye gidişlerle sürdürülen anlatım, önce on yıl geriye dönüp 1945 yılının karlı bir ocak gecesinde yoğunlaşıyor; sonra on yıl ileri gelip 1955 yılı eylülünün altıncı gecesine, cumhuriyet tarihinde 6-7 eylül olayları diye bilinen, hala izleri silinmemiş o toplumsal, siyasal büyük yanılgıya tanıklık ediyor; yirmi yıl sonra 1975 yılının yağmurlu bir nisan akşamı sona eriyor. böylece, hulki bey ve arkadaşları, roman kahramanlarının otuz yıllık yaşam serüvenini, görsel denecek bir anlatımla yansıtıyor. arkadaşlık denilen bir tür varolma tarzının özündeki soyut sevgiyi öyküleştirip tanımlıyor. bir yandan da, olası, basit isteklerin karşı konulmayan bir yazgıyla nasıl yitip gittiğini dile getiriyor. erotik dokunuşlarla sürüp giden öykü, beklenmedik sürekli olaylar zincirinide, güldüren, gülümseten yapısına karşın, tabanında gizemli bir hüzün estiriyor. bu ilk romanıyla edebiyat dünyamıza giren yiğit okur, bir dönem istanbul'unun artık anılarda kalmış mozaiğini, rengini, sesini, kokusunu ustaca yansıtıyor; unutulmaya yüz tutmuş bir tadı yüzeye çıkarıyor.
  • yiğit okur'un son yazamama hastalığı ile malul olduğunu düşündüren bir kitabı daha.
    sular seller gibi okunuyor. velev ki o son 50 sayfa, ah o son!
    sanki mutlu son yazmak için yırtınmış, yahut kitabı başkasına bitirtmiş gibi.
    gereksiz bir bağıştı, vakıftı konusu alıp yürüyor.

    her şey bir yana, madem 6-7 eylül olayları kitabın can damarı,
    öyleyse niye bir kaç günlük gafletmiş gibi gösteriliyor?
    insanların akın akın kaçıp gittiğinden, ıstanbul'un gayri müslim nüfusundaki ani düşüşten hiç sözedilmiyor.
    üstelik, katya, o eylül gecesi yanan dükkanını tekrar açıyor,
    şehrin büyükbaşlarını kapısına köpek ediyor, voliyi vuruyor falan.
    yani sermaye el de değiştirmiyor.
    herkes hüzünlü hatıralarını bağrına basıp mutlu mesut yaşayıp gidiyor.
    nasıl iştir anlamadım.
    yazık olmuş. romana yani...
  • seneler önce okuduğum ve bugünlerde tekrardan elime düşen, sıcacık cümlelerle dolu roman.

    bazen böyle tekrardan okuma işlerine girişirim ve her seferinde aynı şey olur;
    sanki yeni bir kitaptır bu, yeni bir dünya.

    oysa ben, aynı ben. bir hayli eskiyim yani.
    kitap eski kitap. kişiler tanıdık, bildik.
    e peki, n'oluyor böyle?

    bir nehir gibi akıp gidiyor ömür ve elbette hiçbir yerinde aynı değiliz bu akışın.
    kaygılar değişiyor galiba, bakışlar değişiyor.

    hulki bey'in korkaklığına kızmıştım mesela önceden. ama şimdi anlıyorum ki adamda incelik de var, sadelik te.
    katya'ya üzülmüştüm mesela ve elbette sevmiştim.
    ama şimdi böyle sıcak ve sade bir güzelliğe sığınmak, sanki dünyanın en güzel kaçışı gibi geliyor bana.

    kitaplar böyledir işte.
    size hep, onu yeniden yeniden yaşama, yaratma imkanı verir.
    hayal gücünüze, görmek isteğiniz şeye pek karışmaz.
hesabın var mı? giriş yap