husumet
-
davali olma.
-
iki taraf arasındaki zıtlık.
muhasama -
-
düşmanca triplere girme. çıkamama. düşmansal haller. savaşların görünen sebebi.
-
cümle içinde kullanma egzersizleriyle okuduğunu anlama becerilerimizi pekiştirelim çocuklar.
numan bey'den gelsin:
"seçimler dolayısıyla öğretim görevlileri arasında husumet çıkmaması için rektörlük seçimlerini kaldırdık."
. -
biz muhabbet fedaileriyiz, husumete vaktimiz yoktur.
biz kâlû belâdan cemiyet-i muhammedîde (a.s.m.) dâhiliz. cihetü’l-vahdet-i ittihadımız tevhiddir. peymân ve yeminimiz imandır. madem ki muvahhidiz, müttehidiz. her bir mü’min i’lâ-yı kelimetullah ile mükelleftir. bu zamanda en büyük sebebi maddeten terakki etmektir. zira, ecnebîler fünun ve sanayi silâhıyla bizi istibdad-ı mânevîleri altında eziyorlar. biz de, fen ve san’at silâhıyla i’lâ-yı kelimetullahın en müthiş düşmanı olan cehil ve fakr ve ihtilâf-ı efkârla cihad edeceğiz.
amma cihad-ı haricîyi şeriat-ı garrânın berahin-i kàtıasının elmas kılınçlarına havale edeceğiz. zira medenîlere galebe çalmak ikna iledir, söz anlamayan vahşiler gibi icbar ile değildir. biz muhabbet fedaileriyiz; husumete vaktimiz yoktur. cumhuriyet ki, * * adalet ve meşveret ve kanunda inhisar-ı kuvvetten ibarettir. on üç asır evvel şeriat-ı garrâ teessüs ettiğinden, ahkâmda avrupa’ya dilencilik etmek, din-i islâma büyük bir cinayettir. ve şimale müteveccihen namaz kılmak gibidir. kuvvet kanunda olmalı. yoksa, istibdat tevzi olunmuş olur.
şüphesiz ki allah, mutlak kuvvet ve kudret sahibidir. hâkim ve âmir-i vicdanî olmalı. o da mârifet-i tam ve medeniyet-i âmm veyahut din-i islâm namıyla olmalı. yoksa istibdat daima hükümfermâ olacaktır.
ittifak hüdâdadır, hevâda ve heveste değil.
insanlar hür oldular, ama yine abdullahtırlar*. herşey hür oldu; şeriat da hürdür, meşrutiyet de. mesail-i şeriatı rüşvet vermeyeceğiz. başkasının kusuru insanın kusuruna senet ve özür olamaz.
yeis*, mâni-i herkemâldir*. “neme lâzım, başkası düşünsün!” istibdadın yadigârıdır. bu cümlelerin mabeynini raptedecek olan mukaddematı, türkçe bilmediğim için mütaliînin fikirlerine havale ediyorum.
(divan-ı harb-i örfî, hakikat)
said nursi
hakikat
26 şubat 1324 (mart 1909)
dinî ceride, no. 70
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap