*

  • içgüdüyle. (bkz: refleks) (bkz: dürtü)
  • açıklanamaz davranış biçimi. gayri ihtiyari yapılan hareket veya hareketler topluluğu
    (bkz: huy)
  • akıl ve düşünceden bağımsız, doğuştan gelen dürtü ile yapılan anlamındadır.
  • dürtüsel, düşünmeden, tepkisel.

    *ne yapıyorum, neden yapıyorum? içgüdüsel, içten gelen bir şeyler işte. yaptığımı açıklayabilecek* veya savunabilecek kadar yetkinleşmedim daha.

    "bir tanrıya ulaşma arzusu en karanlık, içgüdüsel doğamızın beslediği, hiçbir dış etkinin sarsamayacağı, bir insana duyulan aşktan belki çok daha güçlü ve derin bir tutku olabilir mi? belki de bu uygunsuz aşkın en yüce ve gerçek anlamına "aktarım", on beşinci asırdan bu yana bilincimiz için yitik bir parça olan gerçek gottesminne [tanrı sevgisi] diyor olabilir miyiz?" carl gustav jung - aspects of the masculine

    (ilk giri tarihi: 29.5.2018)
  • tesadüf olmayacak kadar benzer eylemlerin aynı durumlar karşısında benzer reaksyonlar göstermesi bir ön görü oluşturuyor. o ön görü zamanla iç güdüsel bir haberciye dönüşüyor.
    o insanı daha önce tanıdın. o yoldan o şartlarda daha önce geçtin. öyle hissedip aynı tercihlere meyillendin ve sonuç hiç değişmedi. o sonuç seni bir kısır döngü hatta paradoksa sürükledi. bu döngüden çıkmak bir istisna mı gerektirir? bir mucize mi? yoksa ufacık bir değişim mi? belki de ön göremeyeceğimiz bir farklılık bize iyi gelir.
  • üçe ayrılır: fizyolojik güdüler: açlık, cinsellik, dinlenme, uyuma, korunma. psikolojik güdüler: başarma, güvenme, inanma, sevme-sevil-me, övme övülme, kontrol duygusu. sosyal güdüler: aile sahibi olma, sosyal gelecek, kendini güvende hissetme. hayatı sadece içgüdüsel yaşamak insanı uçuruma götürür. bilgisel yönden de gerçek hayatı yaşamak gerekir. bu sebeple ayn rand insan için iyi objektif ekol demiştir. istenci ekol iyinin doğasını sadece davranışlar üzerinden açıklar ama objektif ekol iyiyi akılla açıklar. her zaman gerçekçi olmalıyız. kendi varoluşumuzun farkına varmalıyız.
hesabın var mı? giriş yap