• tahmin edilebileceği gibi recep bey'in yaptığı muhteşem bir tespittir. kendisi dolaşırken görmüş dükkanların camlarında eleman aranıyor ilanları doluymuş ama işsiz kişiler bu işleri beğenmiyor ve kahvede zar atıyorlarmış. hadi bakalım gençler artık ağlamayı kesin, o elinizdeki zarları bırakın ve çıkın yollara, dolaşın dükkanların camlarını bulun işinizi de daha fazla sinirlendirmeyin başbakanımızı. zaten bugünlerde çok hassas dokansan ağlıyor kendisi daha fazla üzmeyin recep bey'i.

    http://www.gazetevatan.com/…estiri/318147/2/ekonomi
  • mesela bir isveç olsak hak verebilirdim bu yoruma. malum orada çöpçü ile doktor'un aldığı maaş, sahip olduğu haklar birbirinden çok da farklı değil. kimse üniversite mezunu olmaya zorlanmıyor, adam lise mezunu olup gayet rahat yaşam sürebiliyor, çünkü beğenmek zorunda bırakıldığı iş süründürmüyor. örneğin meslek lisesi kavramı buradaki gibi içi boş bir kavram değil. teknisyen olup hayatını lüks* içinde geçirebiliyosun. buradaki olayı meslek beğenmemek olarak görenler için ricam gidip o işlerde çalışarak 4 kişilik aile geçindirmeyi denesinler. bence o beğenilmiyor denen meslekler bir doktorun yarısı kadar kazandırsın memlekette doktor kalmaz.
    <sarkazm>
    biz en iyi işleri kaptık, kalanlar da işsiz kalmamak için süründüren maaşla, öldüren şartlarla çalışsınlar kardeşim sonra meslek beğenmiyosunuz. çok ayıp. halbuki madenlerimizde iş çok, zaten daha yeni bayağı istihdam açıldı* girin çalışın hakkını vererek. meslekleri küçümsüyorsunuz bu ne burjuvalık arkadaşım.
    </sarkazm>
  • he güzelim, herkes masa başı işi, arkasında kliması, gıcır gıcır takım elbisesi olsun istiyor. ondan işsizlik var bu ülkede.

    hayır, zaten yazılmış. bir on kere daha yazmak gerekiyor herhalde anlaşılabilmesi için.

    sigortasız, 12 saat aralıksız, asgari ücretin yanından geçmeyen maaş karşılığında çalışılan işleri görüp görüp de "işsizlik yok, iş beyenmiyorlar yeaaa!!!1!1!" tepkisi vermek ancak "işçilerin kaderinde ölmek var," filan diyen zihniyete yakışır zaten.

    kimsenin meslekleri küçümsediği yok. mesleğin hakkının verilmesi tek derdimiz.
  • kimse kızmasın darılmasın ama üniversite mezunu insanlara bu ülkenin çöplerini kim temizleyecek diye soran olduğu sürece bu tespiti yapıp yüzyılın tespitini yapmış gibi dolanan çok olur. zaten bu laf da başbakana yüklenmemeli , her fırsatta söylenen top 10 klişelerde yer alan bir laftır. sallandıracaksın 2 tane bak bir daha yapıyorlar mı , adamlar yapmış klişlerinden sonra işsizlik yok iş beğenmiyorlar klişesi gelir. burada olduğu üzere her yerde de destekçisi çıkar.

    6 yaşından 22 yaşına kadar eğitim alıp en kötü ihtimalle lisans mezunu olacaksın ve sana çöpleri temizlemiyorsun , çiftçi olmuyorsun diye çemkiren çıkacak. neymiş masabaşı iş istemişsin breh breh breh.

    ayrıca çöpçü olabilmek için de belediyeden sağlam arka lazım ona da uyandırmak isterim. konuşan arkadaşlar sanki çöpçü , işçi kadroları bomboş duruyor da sadece üniversite mezunları masabaşı iş bakıyor gibi uzaylı tespiti yapmadan önce söz ettikleri kurumlara bir göz atsın.

    edit : şimdi yaşadığı ülkeyi ve yaşam koşullarını anlama konusunda davul kime lazım bilemiyorum . bu ülkede işsizliğin olup olmadığını gözlemleyemeyen , iş bulanın hangi şartlarda çalıştığını bilemeyen ben değilim ki davulla işim olsun. bana sivrisinek bile gerekmiyor zira 1 yıla yakın üniversite mezunu olarak iş aramış , bizde bedava çalış cvne yazarsın yanıtları almış bir insanım , tuzum kuru değil ki ülke gerçeklerini göremeyeyim. ama işsizlik yok diyen etrafa bakıp anlamıyorsa nefes tüketmemize de gerek yok.
  • (bkz: geçici işsizlik)

    sen teknik liselerin, üniversitelerin bölümlerini ülkenin istihdam ihtiyaçlarına göre ayarlamaz, sonra arz talep arasında dengesizlik olduğundan mühendislik okumuş adama teknisyenlik işi teklif edersen, amerika'da doktora yapmış adama dalga geçer gibi "ingilizcen iyi tercümanlık yap" dersen,** geçici işsizlik de olur, beyin göçü de.

    işsizliğin tamamını geçici işsizliğe bağlamak ise en iyimser ihtimalle cahilliktir, ki başbakanın o kadar cahil olduğunu sanmıyorum.
  • bunu söyleyebilenin iyi niyetli olduğunu düşünmüyorum. halk ağzı ile konuşarak prim yapmaya çalışarak, gerçekleri örtmeye çalışmaktan başka birşey değildir.

    türkiye şartlarını gerçekten bilen birisi için bu söz dalga geçmekle eşdeğerdir bence. bu ülkede bu kadar çok işsiz olmasa o dükkanlarda o yazılar olmazdı zaten. dükkanlara o eleman aranıyor yazılarını (ki kariyer net..vs.. de aynı mantıkla devam ediyor nispeten) yazıyor çünkü aradığı elemanın normalde o şartlarda çalışılmayacak, çalıştığının karşılığını almaktan çok çok uzak işleri yapması isteniyor... ancak bu işlerde çok zorda kalan ve başka şansı olmayan kişiler çalışabiliyor, aç kalmamak için. en ufak başka bir şansı olan o şansını beklemeyi (haklı olarak) tercih ediyor.

    burada işverenin de yapacağı fazla birşey yok... bu kadar fazla işsiz varken, kendisi maliyetlerini düşürmek amacıyla olabildiğince ve hatta olabildiğinden daha az fiyata işçi bulmak istiyor, dahası rekabet edebilmesi için bunu yapmak zorunda...

    bu kısır döngü klasik bir az gelişmiş ülke ekonomisi. mesela bizden daha geri doğu ve afrika ülkelerinde durum bunun bir derece daha kötüsüdür; orada çalışsanda aç kalabileceğin bir fiyata işçi çalıştırırlar. insanlar mecburen çalışırlar ama yinede aç kalabildiği için durup duruken işi bırakabilirler... burada da o işçileri "sorumsuz" olarak nietelendirebilirsiniz pekala... ama halbuki o kadar çalışıp da bir işe yaramıyorsa neden çalışsın ki... o ülkede de bir ahmet bey, kasım bey, recep bey veya şinasi bey varsa "bir sürü iş var, bu işçiler çalıştıkları işi bırakıyor, sorumsuzlar!" diyebilir mesela...

    bakın üniversite mezunlarının aldıkları maaşlardan, çalıştıkları şartlardan, geçim zorluklarından falan hiç bahsetmedim daha... istanbulda karı-koca 2 ünivesite bitirmiş insanlar senelerdir çalışmalarına rağmen bir çocuk yapabilecek maddi özgürlüğe kavuşamamış olabiliyor (tabii ki nedeni bu büyük işsizlik; az maaşa mecbur kalıyorlar bu kadar fazla kalifiye işsiz varken)... bir de 3 çocuk mevzusu var di mi? dalga geçiyor birileri galiba bizimle...
  • kastedilen işlerin şartları kölelikten daha kötü. alaycılık, mübalağa yada ironi değil, insanlara seçenekmiş gibi sunulan işlerin şartları ciddi anlamda kölelikten daha kötü bu yüzden vasıfsız iş bulmak görece olarak kolay. çünkü; iş güvencesi hiç yok. sigorta yok, yol parası yok. yemek parası ile 1,5 tl'lik tavuk dönerden başka bir şey yemek mümkün değil. (çoğu zaman o bile yok) işin devamlılığı yok. işin hiçbir geleceği yok.

    peki ne mi var? pişkinlik var, arsızlık var, hırsızlık var, bencillik var, var da var.

    (bkz: edeb ya hu)
  • bir şeyleri örtbas etme lafı. işsizlik var, daha geçenlerde rakamları açıklandı. bu arada iş beğenmemezlikte var ama neden var sorusunu akla getirmek lazım. yeni mezun bir mühendise cüzi bir miktarda iş vermeyi teklif edersen adam beğenmeyebilir ama iş veren beğeneni mutlaka bulacağı için gönlü rahat, içi ferahtır. standartlar o kadar düşük ki. iş veren çalışanı, üniversite mezunu olsa dahi, adam yerine koymazsa, çalışana bir hayvan yada makine gözüyle bakarsa olacağı budur. sosyal imkanları geçtim, yemek parası için, yol parası için pazarlık yapan işveren var bu piyasada.

    yukarılarda birileri dalga geçiyor insanlarla, yukarılardan aşağılara inebilseniz gerçekleri görebilirsiniz. ama kimsenin işine gelmiyor aşağılara bakmak. üniversite mezunu işsizlerin ülkesi, asgari maaşla mühendis çalıştıranların ülkesi, beyin göçü veren ülke, milletiyle dalga geçen ülke. bu ülkeden çıkacak laf ancak bu kadar olur.
hesabın var mı? giriş yap