• 10 kasım 2010 aston villa blackpool maçı'nda 12 günde oynayacağı 4 maçı düşünerek 10 as oyuncusunu yedek bıraktığı için ingiliz futbol federasyonu tarafından hakkında soruşturma açılmış olan teknik direktör. kendisi bu olaydan sonra, takımına bir ceza gelmesi halinde istifa edeceğini söylemiş, kurduğu kadroya kimsenin karışamayacağını belirtmiştir. yayın gelirleriyle kafayı yemiş olan federasyona karşı boynunu eğmeyen bir duruş sergileyerek kaliteli bir insan olduğunu göstermiş oldu böylece.

    ilgili maç da 3-2 aston villa üstünlüğüyle bitmiştir. acaba kazansa ne diyecekti dallama federasyon?

    (bkz: adam haklı beyler)
  • adamın hayat hikayesi iniş çıkışlarla dolu. eşi lenf kanseri olduğunda başından ayrılmamış. eşi ve kendisinin genleri sebebiyle sağır doğan üç çocuğunun duyma engelliler okuluna gidebilmesi için her gün qpr'ı çalıştırdığı londra'dan bristol'a seyahat etmiş.

    dürüst olması sebebiyle çok seviyordum ama bunları okuyunca resmen taptım adama.

    ayrıca plymouth arglye'dan ayrılmasının büyük bir hata olduğunu yıllar sonra söylemiş ve mevzuubahis takımla sunderland karşısında deplasman galibiyeti alınca deplasmana gelen 700 taraftara içki ısmarlamış. bir gün karşılıklı oturup muhabbet etmeyi çok isterdim.
  • öncelikle (bkz: #21841878)

    bu gelişmeler ışığında kulüp başkanı karl oyston'a istifasını vereceği söyleniyor. ancak başkan onu takımda tutmak için elinden geleni yapacağını, istifayı kabul etmeyeceğini belirtti. hatta kulüpteki bir görevli, bbc'ye yaptığı açıklamalarda bunların spekülasyon olduğu ve holloway'in görevinden ayrılması gibi bir durumun söz konusu dahi olmadığı söylemiş.

    carlo ancelotti, harry redknapp, sir alex ferguson, arsene wenger gibi isimler holloway'i destekleyen açıklamalarda bulundu. cezanın gereksiz ve ağır olduğunu söylediler. belki david moyes'un dediği gibi federasyonun amacı caydırıcılık ve £25.000 çok para değil, ama sonuçta 25 kişilik bir kadro arasından istediğini seçebilmeli teknik adam. tercih için 25 kişilik sınırlı bir havuz olmasaydı, o zaman federasyonun cezayı verme hakkı olabilirdi. bunu kupada özellikle büyük takımlar sürekli yapıyor. hatta yine arry'nin anlattığına göre, kendisi portsmouth'u çalıştırırken önce hafta içi arsenal deplasmanında sonra da west bromwich albion ile evlerinde maç yapacakları dört günlük bir fikstürleri varmış. redknapp'ın dediğine göre arsenal maçında dinlendirdiği oyuncular ile west brom maçını kazanmış ve lige tutunmasında bu üç puanın önemi büyük olmuş. holloway'in de niyeti ve amacı ortadayken kendisine ve takımına böyle bir gözdağı verilmesi son derece üzücü.

    yine merkezde olduğu bir başka konu da, charlie adam'ın transfer söylentileriyle ortaya çıkan, holloway'in kontratındaki bir madde. söylenene göre bazı menajerlerin kontratında, futbolcuların transferinden elde edilen kârın belli bir yüzdesini almalarını sağlayan bir madde varmış. holloway'in kontratında yazan miktar ise %2,5. blackpool'un aldığı ceza ve holloway'in istifa kararı bir kenarda dursun, bu konu da ada basınında masaya yatırılmış durumda. holloway, charlie adam için teklif edilen £4 milyonluk bonservis bedelini az bulmuş ve adam gibi bir adamın 4 değil en az 14 milyon edeceğini söylemişti. şimdi de kendine ek gelir üretmek istediği için eleştiriliyor. sivri dilli olduğu ve kendi doğrularını ne pahasına olursa olsun savunduğu için bu kadar ön planda olsa gerek; çünkü premier league'deki takımların bir kısmının menajerlerinin kontratında benzer maddeler var ve kimi zaman bu yüzde %2,5'in üstünde çıkıyor. ayrıca holloway premier league'in açık ara en az kazanan menajeri olduğu gibi (yıllık £200.000), championship'te bile ondan daha fazla ücretle çalışan menajerler var. yine harry redknapp'tan örnek vermek gerekirse, portsmouth yıllarında futbolculardan edilen kârın %10'u arry'nin cebine gidiyordu. sonra kontratında yapılan bir değişiklik ile bu %5'e indi, ama şimdi bile hangi menajer olursa olsun federasyon bu uygulamayı geçersiz kılan bir kural koymadı. sorun, oturduğu yerden ahkâm kesmeyi seven tiplerin holloway'in adam transferi konusundaki samimiyetini ve etik değerlerini sorguluyor olması. umarım geri adım atmadan, kendi doğrularının ışığında hareket etmeye devam eder bu güzel adam...
  • independent'daki yazısına paul scholes'u överek başlamış, ingiltere'de yaşanan isyanları değerlendirmiş, gençlere kızmış,medyayı suçlamış,amy winehouse ve prenses diana'dan örnekler vermiş, blackpool'da disipline çok önem verdiğinden bahsetmiş, carling cup'ın statüsünün değişmesi gerektiğini savunmuş ve daha bir sürü daldan dala konmuş. sonlarını okumaya yoruldum. buyrun:

    http://www.independent.co.uk/…d-follow-2337379.html
  • düzenli olarak daily mirror'da köşe yazan teknik direktör. aklına geleni söylemekten çekinmez, ve ilginç fikirlerle dolu olduğu için okuması/dinlemesi her zaman eğlencelidir. blackpool premier lig'e yükselebilse ve kendisini her hafta kameralar karşısında görebilsek güzel olurdu, ama gelecek sezona kısmet olur umarım.
  • crystal palace takımının başına geçmiştir. ilk maçındaki 5-0'lık skor kendisini de büyülemiştir. blackpool ile geldiği premier lige,ait olduğu yere gelicek bu sene. hücum futbolu oynatan, her takıma karşı aynı felsefeyi sahada sunmaya çalışan güzel insan. bekliyoruz seni.. lige renk katan adam..
  • (bkz: #30862083)

    premier lige kısa bir aradan sonra tekrar dönendir. daha önce de belirtmiştim.. seneye çok güzel maçlar izleyenleri bekliyor.. palace ile birlikte blackpool da yaptığı gibi ligde iz bırakacaktır. palace'in daha önceki 4 ziyareti aynı sene sonunda bitse de, bu sefer farklı olacaktır.. izlemeye devam..
  • suan oynanmakta olan liverpool - crystal palace maci oncesi you will never walk alone tezahuratina eslik etmistir.. bir benzerini turkiye de dusunun.. dusunemediniz di mi?
  • you will never walk alone tezahuratına eşlik ettiği vidyosu için tık.

    güzel adam vesselam.
hesabın var mı? giriş yap