• meşhur müslüman arap tarihçisi. en bilinen eseri, büyük bir tarih kaynağı olan el-kâmil fi't-târîh'tir. bu eseri, kısaca el-kâmil veya sadece kâmil diye de bilinir.
  • haçlılar selahaddin eyyubi ve nureddin zengi üzerine en önemli kaynaklardan birini vermiş tarhihçi, vakanivîs. cizre doğumludur. selahaddin eyyubi ile birkaç kuşatma ve savaşa katılmışlığı var sanırım. selahaddin eyyubi nin hayatını anlatan sonrasındaki tarihçiler de, genelde ibn ül esir in kitabından alıntılar yapmışlardır. amin maalouf un arapların gözünden haçlı seferleri kitabı da genel olarak ibn ül esir in anlatımlarından esinlenmiştir.

    internet te kitabının ingilizcesini bulmak mümkün olmasada online versiyonu mevcut recueil des historiens des croisades in orjinali ve fransızca çevirisi alt alta bulunabilir.
  • türkçeye 1988 yılında bahar yayınları tarafından çevrilmiştir. 12 cilttir. zannımca o dönem göz önüne alındığında çok önemli bir kitaptır. zira kitab adını hak eder şekilde kendisinden önceki tarihçilerin[ki müslüman tarihçiler] kitaplarının toplamıdır. kitabın ilk kısımları taberinin yazdıklarının ibn esir in süzgecinden geçmiş halidir. ki okurken yer yer şahname yi okuyor gibi oluyorsunuz. çünkü ibn esir şahname deki aynı sıraya göre iran şahlarını anlatmakta. bu kısımlar taberi den mi yoksa şahname den mi alıntı emin değilim.

    ayrıca bu ibn esirler üç kardeşlerdir. ilki mecdeddin dir. kitab ul murassa ve kitab un nijdeya diye iki kitabı var. en küçükleri diya eddin dir. ki onun da kitab el metlial diye bir kitabı var. en tanınları da ali ibn esir. ki o da el kamil fi'tarih kitabı ile ünlenmiştir. bunun dışında el tarix el atabekiye diye de bir kitabı vardır.
    ki bir de ibn kesir diye biri vardır, ki onun konu ile alakası yok. ve şahsen bu kafama dank etmiş olsa da sonuç olarak muradıma da erdim. şöyleki; nadir.kitap ta ibn esir in kitaplarını bulduktan sonra, satıcı kitabın satıştan kalktığını ve bunu satmak isteyen arkadaşın satmak istemediğini özür dileyerek söyledi ve temin etmeye çalışacağını da ekledi. ben de tamam dedim ve beklemeye başladım. aradım bir kaç saat geçtikten sonra kitapları bulduğunu ve sıfır baskısını göndereceğini söyledi. sevinerek tamam dedim. aradan bir kaç gün geçti ve sevinerek kitapları almaya gittim. aldım geldim, paketi açtım. üstünde islam tarihi yazan 16 kitap. ve en altta ibn kesir yazıyor. bir baskı hatası olabilir mi deyu kitapları alıp inceledim. hayır baskı doğruydu. lakin gelen kitaplar yanlıştı. fakat işin ilginç yanı ibn esir ve ibn kesir in her ikisinin de çevirisinin adı islam tarihi. birisi 12 cilt, birisi 16 cilt. ki kitap kapakları da biribirinden farklı değil. neyseki kitapalrın yanlış geldiğini söyleyince, asıl almak istediğim ibn esir in kitapları geldi de, hevesle aldığım kitaplara kavuşabildim.
  • hürriyetin çok iğrenç bir yazım hatası ile ibne esir olarak telaffuz ettiği değerli bir tarih adamı.

    sayfanın sonuna gidin

    bu da görseli
  • izzeddin ibnü'l esîr (hicri 555-630), kainatın yaratılışından başlamak üzere, peygamberler tarihi, sasani, selevkos ve roma imparatorluklarının genel hatlarıyla ele alındığı, islamın doğuşundan itibaren ise detaylandırılmış bir islam tarihinin ortaya konulduğu bir genel tarih kitabı olan el-kâmil fi't-târîh adlı eseriyle batıda ve doğuda ün kazanmış tarihçi, muhaddis ve ediptir. kendisinden önce vuku bulmuş islam tarihini rivayetlerle, özellikle kendi yaşadığı döneme bakan son yüzyılları ise tarihi belgeler ve rivayetlerde karşılaştırma imkanı da bularak değerlendirmiş, yine yaşadığı dönem islam dünyasında cereyan eden pek çok tarihi olaya da olayların gerçekleştiği sahalarda yaptığı araştırmalarla (selahaddin eyyûbî'nin seferlerine tarihçi olarak katılmak da dahil olmak üzere) şahitlik etmiş ve topladığı bilgileri kendi üslubuyla sentezlemiştir. (ileri okuma için: ibnü'l-esir ; el-kâmil) abbasi ve selçuklu'yla ihya olunan islam medeniyetinin ve düşünce geleneğinin yıkılışını getiren moğol istilasını dile getirişi beni hep hüzünlendirmiştir:

    "bu felaket (moğol istilası) o kadar korkunç ve çirkin ki, birkaç sene bunları yazayım mı diye düşündüm. yine de şimdi bunları hayli tereddüt içinde yazıyorum. olay bir bakıma islam ve müslümanların ölümünü duyurmak gibidir; ki bu kime kolay gelir? kimde dayanacak ciğer var ki müslümanların içine düştüğü aşağılık durumun, herkes karşısında rezil ve rüsva olmanın trajedisini anlatsın? keşki yaratılmasaydım. keşki bu olaydan önce ölmüş olsaydım. keşki unutup da bu elemli olayların hatırası silinip gitseydi. fakat bazı dostlarım bu felaket olaylarını yazmaya beni razı ettiler. yine de tereddüt içindeyim. fakat gördüm ki yazmamakta hiç fayda yok. bu öyle büyük bir bela öyle müthiş bir felaket ki dünya tarihinde bir benzeri bulunamaz. bu olaylar bütün insanlıkla ilgilidir. fakat özellikle müslümanlarla ilgilidir. eğer bir adam çıksa da hz. adem'den beri böyle bir bela insanoğlunun başına gelmemiştir diye iddia etse, bu yanlış bir iddia olmaz. çünkü tarihte böyle bir olayın en küçük benzeri bile görülmemiş, belki de kıyamete kadar -ye'cüc ve me'cüc'ün dışında- asla böyle bir olay görülmeyecektir. bu vahşi insanlar hiç kimseye acımadılar. kadınları, erkekleri, çocukları öldürdüler. innâ lillâhi ve innâ ileyhi râciûn, ve lâ havle ve lâ kuvvete illâ bi'l-lâhi'l-aliyyi'l-azîm." (kaynak: tarih lisans döneminden kalma bir fotokopi kağıdı. elimdeki kağıt bir hatıra olarak karşılaşıldığı güzel zamanları hatırlatmaktan gayrı bir alıntı sonuna ulaşmadığından eser içerisinde cüz, tam bir künye veremiyorum, affola.)
hesabın var mı? giriş yap