ibrahim tenekeci
-
ismi dillere dolanmamış iyi bir şair.
-
hocanın yayın evi olan milli gazetede yazar..bu sıfatı olmadan önce bir çok işe girip çıkmış içli şair..ilk şiir kitabı üç köpük dergah yayınlarından çıkmıştı..şehrengiz dergisinde de günlükleri yayınlanmıştı.. bir ara verem olmuştu bilmem şimdi nasıl..
"bense gülmüştüm oysa
ormancının verem olduğunu duyduğumda" -
uzun süredir adını duyup, yüzüne aşina olduğum şair.
haşmet babaoğlu'nun geçenlerde köşesinde yer verdiği mısraları ile kalbime kuruldu.
yine bana "anne ben şair olmak istiyorum" dedirtti.
eline sağlık tanrım, leyla çok güzel olmuş
tanrım eline sağlık, dünya da güzel olmuş
keşke biraz ölmesem -
"peltek vaiz", "güzellik uykusu", "üç köpük", "giderken söylenmiştir" kitaplarının şairi.. mill gazete'de ve dergah dergilerinde yazıyor. en son verem olduğunu duymuştum..umarım iyileşmiştir...
-
'rabbim sen olmasan kimin aklına gelirim ben' diyen rahatı kaçmış yazar
-
-
e-mizah.com daki yazılarını severek takip ettiğim yazar.
-
dün milli gazete'deki yazısında bazı okuyucularına sitem etmiştir kendisi. şöyle ki, bazı okuycular tenekeci'ye "nasıl köşe yazarı oluruz, kaç para alıyorsunuz, bulunduğunuz yere nasıl geldiğiniz" şeklinde türke has sorular yöneltmişler.
tenekeci de, gayet imani bir öfke ile şu satırları kaleme almış, özetle:
"bulunduğum yer konusunda ciddi tereddütlerim var. köşe sahibi olmanın köşeyi dönmekle yanyana durduğu bir ülkede, insanlar yazdıklarımı değil de, maaşımı merak ediyorsa, ki ediyorlar, pek iyi bir yere geldiğim söylenemez... ilk günden itibaren kasaya değil kapıya yakın oturmayı tercih ettim. olaylardan değil kendimden haberdar olmaya çalıştım. ve kendinden haberdar olmayıp da başkalarının haberlerini yapanlara hep mesafeli durdum... yukarıda yazdığım bütün olumsuzluklara, can sıkıcı satırlara rağmen, yine de halime şükrediyorum. çünkü 'önce ahlak ve maneviyat' diyen 'hak geldi batıl zail oldu' ayetini öpüp başına koyan bir camiaya hitap ediyor, çocuklarıma böyle güzel bir topluluğun ekmeğini yediriyorum... bulunduğum yere gelince; kaybolmadım ki bulunayım." -
yanik jandarma
simdi ben öksüz bir kitabeyim bir mezarin basinda
bana çarpip geçiyor günün kambur kuslari
ugulduyor kalbim, nasil da ugulduyor sanki bir ari kovani
ve dilsiz bir alfabe yürüyor dudaklarima
dilsiz bir alfabe, ilk harfi biçak olan
bir deniz düsün yükseliyor durmadan.
simdi ben öksüz bir hitabeyim bir mezarin basinda
beni hatirla kalbim o günlerin hatrina
hatirla ki o mavi yatagin bos kalmasin
çünkü tirpanla everirler bir basagin boynunu
utanilacak bir seydir dört ablayla büyümek
iyi bilir çocuklar bu tufanin sonunu
hatirla ki o baykus ardindan aglamasin
simdi ben öksüz bir kitabeyim bir mezarin basinda
bana yalan söylendi vahsi atlar yok burda
ve gelisi güzeldi nesenin gidisini hiç görmedim
kasvet mi orasi benim bahçem o çitleri ben çektim
çünkü yagmur korkutur bir dagi ancak
yasamak mi yazik ki ben bilemedim
ibrahim tenekeci, peltek vaiz
bir tek bu siiri için bile hayran olunacak adam. -
düş ve dua'dan alıntı
''yağmura,nisana ve yaşıma aldanıp
uçurumları kıyı sanarak
ve dağlar erişilmeyince acı verir
sözünü unutarak
kaf dağına gitmek istedim ''
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap