*

  • samiha ayverdi nin romanı.
  • meclis-i maliye reisliği yapan ibrahim efendi isimli, yazarın annesinin amcası olan bir zâta ait ihtişamlı konak ve içindekilerin mutantan yaşayışlarını merkeze alarak, osmanlı'nın son dönemindeki hemen hemen bütün toplumsal ve siyasi olaylarına sadece temas ediyor görünse de, konağın her bir detayına osmanlı'yı baştan aşağı gizleyerek hem konağın hem devletin şatafatlı günlerinin âheste âheste gelen sonunu, harikulade detaylı tasvirler ile anlatan ve o tasvirlere heybet veren kudretli kelimeler eşliğinde seyrine dalınan sonsuz bir tablo gibi sâmiha ayverdi'nin bu eseri.

    konakta yaşanan gündelik hadiseler atlanmaksızın, evde yapılan faaliyetlerin artık bir ritüele dönüştüğü ihtişamlı bir yaşam, gayet teferruatlı; ramazan, bayram, yemek-davet, misafirlik, kahve-çubuk ikramı, el değmemiş aşklar, düğün, nikah, yardımlaşma, yangınlar ve tulumbacılar, bohçacı, bozacı gibi sokak esnaflarının tasvirlerini mi, bu tasvirlere işlediği sosyal mesajları mı yoksa türkçe'nin geçit törenini mi takip edeyim diye şaşırtır okuyanı.

    türk ve dünya edebiyatından 100 temel eser kapsamına alındığı için yayınevi olan kubbealtı neşriyat'ın, kitaptaki dönemin türkçesine ait bazı kelimelerin daha sadeleştirilmiş kullanımlarını hemen kelimenin yanında köşeli parantez içerisinde italik bir yazıyla vermiş olması, ilk başta sanki okumayı zorlaştıracak gibi görünse de, mutenâ kelimesinin yanında [özenilmiş] anlamını görüp, aslında itinâ kelimesiyle ne kadar benzediğini farketmenin lezzeti, ne kadar önemli olduğunu gösteriyor bu yazım şeklinin. hem de lise öğrencilerine büyük bir iyilik yapılmış. ayverdi, herkesin üstünde ittifak ettiği üzere ağdalı bir türkçe kullandığı için, hatta bu kitaba has diyebileceğimiz görkemli hayatın görkemini iyice belletebilmek için daha ağdalı bir dil kullandığı muhakkak, ancak anlaşılması zor kelimeler, pek fazla değil.

    romandaki râtibe karakteri, sâmiha hanım'ın tam da konağa gelip gitmeye başladığı yaşlarda olduğu için ve yaşından beklenmeyen bir olgunlukla tüm meseleleri idrâk edebilmesinden, konaktan fırsat bulup gittiği müslüman-türk kültürünün tam bir tevazu içerisinde yaşandığı hâlet hanım'ın evinin yaşam tarzını, konağın kurtuluş reçetesi olarak görmesinden, ayverdi'nin yorumunu temsil ediyor olabilir.

    edibenin yorumlarına takılmaksızın/katılmaksızın bile okunabilecek, bir türkçe harikası bu kitabı okuyup da konak içinde detaylı anlatımları yapılan eşyaları bir arada görmek isteyenler, istanbul'un çok bilinmeyen müzelerinden şehir müzesi'nde, her biri bir sanat eseri olan osmanlı elit tabakasının günlük ev eşyalarını seyredebilirler.

    kitabın google books önizlemesine buradan ulaşılabiliyor.
  • osmanlinin kulturel zenginligini ve tarihinin son perdesini enfes bir uslupla anlatan bir samiha ayverdi romani. karakter tahlilleri sahanedir. osmanli imparatorluguna ilgi duyanlara tavsiye edilir.
  • ibrahim efendi konağı = ottaman downton abbey
  • "henüz cemiyetin şuuruna yükselmemiş olmakla beraber, göze çarpan bir gerçek vardı: kadın, tahtından inmiş ve sokaklara dökülmüştü. on üç, on dört yaşında kızlar, saatlerce gaz, tuz veya et vesikası almak için kalabalıkların ortasında bekliyor; ya da günlük ekmek istihkakı için gide gele tevzi odalarının kapısını aşındırıyorlardı. pek tabii ki bu arada, evinin içinde duymadığı sözleri işitiyor, yabancısı olduğu muamelelere maruz kalıyor; icap ederse mücadele eyliyor, itişiyor, döğüşüyor, hatta fırsat bulunca sevişiyordu da. kadın artık sokağa çıkmıştı. bu, onun lehine miydi? aleyhine mi? henüz bilen yoktu. fakat evinden çıkmıştı ve bir daha da giremeyecekti.”

    ibrahim efenfi konğı'nda kadın
  • bu romanı ilk okuduğum zamanlarda zihnimde beliren kadın figürü o kadar sarsıcıydı ki...
    o zamandan bu zamana bilmenin, üretmenin, işe yaramanın kıymetini fazlasıyla öğrendim. kitap bittikten sonra da kendime şu soruyu sormuştum sanırım 15-16 yaşlarındayken: "benim de bu kadınlar gibi sırtımı dayadığım duvar ya yıkılırsa?"
    bu, o yaştaki ben için o kadar önemli bir soruydu ki şimdi dönüp kendime baktığımda aslında ben bunca yıl hep bu soruya verilen menfi bir cevaba hazırlamışım kendimi. içten içe yaşamışım o romanı, tatbikatını yapmışım kendimce.

    diyeceğim o ki samiha ayverdi hanımın kadın tanımı kıymetlidir. buna riayet etmeli ve sahip çıkılmalı.

    romandaki kadın karakterterlerin tahlili hakkında kaynaklar:
    samiha ayverdi romanında dindar ve muhafazakar kadın psikolojisi
    pınar yurtseven- "samiha ayverdi'nin hikaye ve romanlarında kadın kahramanlar"
    mehmet samsakçı- "ibrahim efendi konağında kadın"
  • dönem romanı özelliğini hakkıyla taşıyan, onun haricinde ikinci abdülhamit‘i putlaştırması, dış güçler ve mağdur edebiyatıyla beni müthiş bir hayal kırıklığına uğratmış kitaptır. osmanlı’da gündelik hayatın huzuruna varayım derken bugünün huzursuzluğunun temeline indim.
hesabın var mı? giriş yap