*

  • çok çok acıyarak üzülmek.
  • bööle çok acı bişeye şahit olmanın sonucunda ultra üzüntü hissetmek, ağlamaklı olmak, tüh tüh vah vah demek. çok fena olmak çok.
  • çaresizliği, elden birşey gelmemişliği de içinde barındıran bir üzüntü hali, ve bu hali tam haliye tasvir edebilen sözcük grubu. insan, boğazı düğümlenmiş, gözleri dolmuş, yüreği acımışken, olaya müdahale edememişken, tam da, içinin parçalandığını hisseder. mahveder bu his insanı, batar bir yerlere için kırılmış dökülmüş her bir parçası.
  • kamu parçalanmasından sonra artık iç de parçalandı. toplumun bir kesimi bastırılırken başka bir kesimi ferahlarken ve “insanlar hangi dünyaya kulak kesilmişse öbürüne sağır" iken daha da vahimi oldu, içim parçalandı. tutuklamaların, iddaanamelerin, mutenalaştırmaların, kentsel dönüşümlerin, kafkaesk yargının, önleyici müdahale kisvelerinin içinde huzursuz olan, öfkelenen, içi parçalanan bir yanım, yine de ümitvar olan ya da tüm bunlar yokmuşçasına davranan, daha az gazete okuyan, haberdar olmaktan kaçınan, kendi derdiyle meşgul olan yanıma sirayet edemiyor, bulaşamıyor, dokunamıyor. artık için her parçası, hangi dünyaya kulak kesilmişse öbürüne sağır.

    "insanlar
    hangi dünyaya kulak kesilmişse öbürüne sağır
    o ferah ve delişmen gözüken birçok alınlarda
    betondan tanrılara kulluğun zırhı vardır"
  • elden bir şey gelmediği, çaresiz olunan zamanlarda gerçekleşir. buna bir de yutkunamamak eklenir.

    eğer sağlam bir ruh yapısına sahip değilseniz kırılır ve yön değişirsiniz.
hesabın var mı? giriş yap