• ilköğretim hayat bilgisi kitaplarının tanımına göre algılanacaksa zaten demokrasi her hususta gudiktir; halk oyuna sunulacak olsa aynı suçtan hüküm giyenin sempatik olanı da idam edilmeyebilir.

    hatta sadece 3 kişinin olduğu bir odada referanduma sunup 2 kişinin sevmediği 3. kişiyi de idam edebilirsiniz. eh yani.

    (bkz: tek yol uzaylı yönetimi)
  • eğlenceli olur. yaş kaç oldu, hala bir canlı idam izleyemedim şu ülkede, ona yanarım.
  • karşı laf edeni "kafasını uzatan ibne evladı aydın" diye tanımlayan birinin hezeyanı.
  • %92 ile kabul edilen bir anayasanın çocuklarının fikridir.
  • dağdaki çobanla ece bar'daki aydın bir olmadığından, saçma olur.
  • bence şahane bir uygulama. ardından da zinanın suç sayılmasını referanduma götürürsünüz. sonra da yandık anam iran oluyoruz kuzey kore oluyoruz diye ortalarda dolanırsınız.
  • bir kere, idam bir ceza olmadığı için zaten batıl bir eylemdir bu.

    cezanın ne olduğunu tartışmayalım elli saat, merak eden okusun:
    (bkz: suç teorisi)
    (bkz: yaptırım teorisi)
    (bkz: nazari ve tatbiki ceza hukuku)
    vesaire. kaynak çok. bunlar içinde konuyla en ilgili olanı ortadaki.

    sonracıma diyelim ki, idam "cezasının" (!) referanduma götürülmesi bile insanlık suçudur. devletin "ending is better than mending" zihniyetinin ürünüdür. fakat ortaya çıkacak yeni dünya kesinlikle cesur olmayacaktır.

    edit: ayrıca referandum ne allasen ya? yüzde 47 okey verince tamam mı oluyo yani, demokrasiden yıkılıyo muyuz?
    te allam...
    bayıldığımız bi anayasamız oldu di mi yüzden 90'larda evet çıkınca referandumdan.

    (bkz: ya ben lan neyse bişey demiyorum)
  • türkiye'nin yüzde 90'nının, avrupa'nın ise yüzde 55'inin, "evet" diyeceği götürülüş.

    not: tahminlerimiz, 3 aşağı, 5 yukarıdır.
  • en az, tarihte var olan idam cezalarının referandum sonucu alınıp alınmadığı sorusunun cevabı kadar mantıklı ve tutarlıdır. demem o ki;

    1. idam cezası, neresinden bakarsanız bakın, "cinayet" içeriği taşır. bu cinayeti, "haklı cinayet" - "haksız cinayet" diye, yahut "devlet eliyle cinayet" - "şahıs eliyle cinayet" diye tasnif etme hakkınız saklıdır. ancak, her durumda da, insanın "insan" olmasından ileri gelen yaşama hakkının sonlandırılıyor olduğu gerçeği değiş-tirile-meyecektir.

    2. idam cezası, hem örfî, hem de şer'î anlamda buyurgan bir altyapıya tekabül eder. örfî manada idam, ya bir "recm", veya buna benzer manada bir "toplum linçi" demek iken; şer'î manada idam, ya bir "kısas", veya bir "katli vacip" durumuna işaret eder ki, bu hallerin hiç birinin de insanların tercihlerine dayanası "demokratik" unsurlarla izahı mümkün olmayacaktır.

    şu halde, idamın kendisi buyurgan ve üst otoritenin (dinî, örfî veya siyasî) verilmiş yasası iken, idamın kaldırılmasında aranacak "demokrat" tavrın ne kadar mantıklı veya tutarlı bir açıklaması olabileceğini anlamak mümkün değildir. idamı devletler istemiştir, dahası imparatorluklar buna muhtaç olmuş, varlıklarını bunun üstüne bina etmişlerdir. idamı dinler istemiş, gelenek de bu isteği katmerlemiştir. tarihi süreç, tam olarak budur, bundan ibarettir.
  • temel hak ve özgürlüklerle ilgili düzenlemeler halk oyuna sunulamaz. yaşama hakkı da temel haktır, bu kapsama girer. tbmm kaldırır, geri getirir falan, bunlar farklı bir tartışmanın konusu ancak bunları referandum konusu yapamazsınız.
hesabın var mı? giriş yap