• jacques lacan'ın ayna evresinde ego-ideal ile karşılıklı anlamlandırdığı, ikiliğin imgesel yanını temsil eden kavram.

    lacan ayna evresini kartezyen öznenin sembolik alandan imgesel alana yayılması ya da imgesel alandan sembolik alanı doğurması olarak algılar. aynada görünen bütün özne kendisine kıyasla varlığı bağlamında değil, bir fikir olarak mümkün olması ile idealdir. o ana kadar öteki ile ayrıştırılabilecek bir bütün varlığın tahayyülü söz konusu değildir. aynada aksini öteki olarak görme ile birlikte, aslen bir ötekinin bizi gördüğü gerçeği ile yüzleşiriz. kendinde bütün öteki, yani ego-ideal ile onun bakışı altında nesneleşen özne bir karşıtlık ilişkisinde aynı anda var olmaktadır. bu var oluştan, bakışı tarafından onanmak istediğimiz, etkilemeye çalıştığımız kadir-i mutlak ego-ideal ve ego-ideali etkilemek için ulaşmaya çalıştığımız ideal ego yani kendinde bütün özne doğar. ötekini nesneleştiren ve birbirine yönelmiş iki bakış aslen lacancı anlamda eksikliğin (bkz: lack) var olduğu yapıdır. asla doldurulamayacak eksikliği ile ortaya çıkan özne kabaca bu sürecin bir sonucudur. lacancı özne sembolik alanda var olduğu hali ile gerçekte bir imkansızlıktır. sembolik alandaki ideali tatmin amacıyla imkansıza, yani imgesel alanda kurguladığı ideal egoya ulaşmak için, ego bitmek bilmeyen bir çaba içindedir ve bu yüzden özne sürekli devinim halindedir. ideal ego bu anlamda özneyi harekete geçiren şeydir.

    bu ikiliği tanrı, kartezyen özne ve ben ilişkisinde anlamlandırmak da mümkündür. descartes tanrının kendinde mükemmelliğine kıyasla kendisini bir mükemmel yan (akıl/ruh) ve bir arazlı yandan (beden, fiziksel var oluş) ibaret görür. 'ben' için kaçınılmaz olan kendindeki mükemmel yanın tanrıdan geldiğinin bilincinde olmak ve ona boyun eğmektir. öte yandan bu boyun eğme aynı zamanda tanrısal mükemmelliğe ulaşmanın da yolunu bize göstermektedir. descartes'ın 'ben' için belirlediği temel amaç arazlı yanından, yani fiziksel kısıtlarından kurtulması ve tanrısal mükemmelliğe ulaşmasıdır. dercartes için yöntem üzerine söylemden itibaren her daim gündemin başında yer alan duyular dünyasının aklın mükemmelliği ve ışığıyla bilinebilir kılınması, yani düzen tarafından dize getirilmesi ya da insan için en yüce hedefin tıp yoluyla insan ömrünün sonsuzluğa erdirilmesi gibi projeler bu amaç ile birebir örtüşmektedir.

    not: bu pasaj akademik bir metinden alıntılanmıştır. başka bir akademik metinde kopyaladım yapıştırdım oldu mantığı ile kullanılmaya çalışılırsa benim zerre umrumda olmasa da akademik komünite için sonucu kullananı bağlayacak sakıcalar doğurabilir. en azından kabaca ne dendiğini anlayıp yeniden ifade etmek kibarlık bir yana kullananın intihal damgası yemesini engeller. daha asil bir davranış ise bir mesaj atıp referans istemektir.
  • olmak istediğimiz şeyin içselleştirilmiş imgesidir. hedeflediğimiz standarttir. ego idealimiz oldukça gerçekçi ve ulaşılabilir ise, buluşmaya yaklaştıkça kendimiz için iyi hissederiz. eğer ego idealimiz gerçekte kim olduğumuzdan çok uzaksa, utanmış, değersiz ve kusurlu hissedebiliriz.
  • (bkz: ego ideali)
hesabın var mı? giriş yap