• bilim buna dayanır. bir çok seyin etkisi ihmal edilir ve sadece bir katsayıya tıkıştırılır çoğu değişkenler.
    (bkz: var sayım)
  • ilgi beklemiş/bekleyen insanın beklentisine cevap vermemek eyleminin son derece kibar ifade edilmiş hali. örneğin "biliyorum seni çok ihmal ettim" duyarsanız tercümesi: "aa bu da burda kalmış". (bkz: siklememek)
  • (bkz: ihmal edilmek)
  • (bkz: neglect)
  • bazen gereklidir.
  • ilişkiler özelinde bakarsak; genelde sevgiyi, karşımızdaki kişi ile bir denge içinde düşünüyoruz. dolayısı ile sevgiyi besleyen, o kişinin varlığı oluyor. bu arada, bu dengeyi sağlayan kişinin de bizi sevmesi de birlikte bir sevgi kümesi oluşturuyor.

    aslında bu bakış açısı, pek de doğru bir yaklaşım değil. çünkü sevgi, içimizde var olan bir şey ve bunu yaşamak için de bir partnere ihtiyaç gerekmiyor. hiç çocuğu olmayan birini düşünün; yukarıda önermeye göre, bu kişinin, çocuk sevgisine sahip olmayan biri olduğunu varsaymak gerekir.

    halbuki, sevgi söz konusu ise, burada bir koşul, bir karşılık veya ortam gibi şeylere gerçekten gerek yok. sevmek, sevgiyi kendinde yaşamaktır. öyle bir duygudur ki, yukarıda saydığım koşullara ihtiyacı yoktur. sevdiğimiz zaman, sevmenin, hislerimizin, aşkın, yaşamak ve var olmanın, güzelliklerin, kendimize dönmenin, tüm çevremizin yada kısacası manevi bir özün içinde olduğumuzu hissederiz.

    bu öyle bir histir ki, yaşantımızın hemen her anında bizler ile birlikte nefes alır. gördüğümüz, duyduğumuz, algıladığımız, söylediğimiz, kısaca yaşadığımız her şeyin içine sevgimizi katarız. bu sayede korkularımızı, kaygılarımızı, endişelerimizi ve bizi istemediğimiz tarafa iten tüm duygularımızı da sevgiyle boyarız.

    peki, ilişkilerde sevgiyi neden ihmal ediyoruz?

    “nasıl olsa var” diyerek, sevgimizi tam da şu anda yaşamak yerine, geçmişte kazanılan ve bildiğimiz bir şeymiş gibi davrandığımızdan bunu yapıyoruz. sevgiyi elde ettiğimizi sandığımız için, onun da bizimle birlikte olan hayatımızdaki bir objeymiş gibi görüyoruz. sonrasında varlığını unutuyor ve ihmal ediyoruz. ihmal ettikçe, ilgilenmek için erteliyor ve onu daha uzağa itiyoruz.

    yavaş yavaş öldürüyoruz…

    sonrasında, arıyor ve bulamıyoruz. depoya kaldırılan ve sonra yeri anımsanmayan ama nasıl olsa var dediğimiz bir hale büründürüyoruz. olduğunu bildiğimiz ama nerede olduğunu bilmediğimiz bir duyguya ait sözleri söyleyemiyor; sevgi adına ilerleyemiyor ve tüm bu birikim bir noktada taşınca da sevgiyi arıyoruz.

    oysa ki sevgi, bugün tam da şimdi yaşayan bir şey.

    sevgi, kişinin kendisi ile başlar ve kendisini seven biri, her şeyi sevebilir. insan sevmeye başladı mı, yaşamaya başlar. osho’nun dediği gibi, "sevgi dolu bir bakış, bir insanın hayatını değiştirebilir". dolayısı ile kendinizi sevdiğinizde, yaşadığınız değişimler ile hayatınızı değiştirebilirsiniz.

    geç kalmadınız. ihmal ettiğiniz sevginizi yeniden canlandırabilir, ertelediklerinizi yaşamaya başlayabilir ve sevgiye ait sözleri ortaya çıkartabilirsiniz.

    depoda kaybettiğiniz sevgi nerede diye boşuna aramayın. sevgi, tam da şimdi ve burada.
hesabın var mı? giriş yap