• genç yaştaki bi insanın zamanla karşınızda nasıl bir hale gelebileceğini göstermiş, lanet olasi bir kanser turevi.
  • birsen teyze'nin kocasının hastalığıdır.

    emekli ilkokul öğretmeni birsen teyze. eskişehirli. kocası da eskişehir atatürk lisesi'nden emekli matematik öğretmeni; ali naki emir. ali amca ilik kanseri ve her iki haftada bir b rh(+) kan almak zorunda. aslında hastaneden ve kızılay'dan sağlanan kan yetiyormuş ali amca'ya. ancak bayram sonu, tatil dönüşü derken ne ogü tıp fakültesi'nde kan kalmış, ne kızılay'da...

    hal böyle olunca bizim yurda gelmiş kendileri yaşlı ama ruhu genç çift. sonra beni buldular. vural adında bir başka çocukla beraber gittik üniversite hastanesine kan vermeye.

    çok dua etti birsen teyze. her gece aynı yastığa baş koyduğu, iki oğlunun babası ali bey'i kaybetme korkusu gözlerinden okunuyordu. o kadar tatlı, o kadar güler yüzlüydü ki... kanı verdik. hadi dediler yemeğe gidiyoruz. ne yemeği, biz kan vermeye gelmiştik? karşılık beklemedik ki. tuttu kolumuzdan götürdüler bizi kebapçıya. sonra da yurdumuza bıraktılar.

    düşünüyorum da, hayat arkadaşının böyle bir hastalığa kapılması çok rezil bir durum. uyanınca onu yanında görememe korkusu... oysa o kadar tatlılar ki bir arada. sanki birbirleri için yaratılmışlar. pek parlak görünmüyor geleceği ama, umarım ali amca sağlığına kavuşur. kavuşsun da. dünyadan böyle bir insan eksilmemeli...

    edit: maalesef gitti... çok keyifli bir anımda, gülerek açtığım telefondan, birsen teyze'nin her zamanki tatlı sesini duydum. gayet ağırbaşlı ve olgun konuştu acısına rağmen. o durumda bile beni düşünmesi takdire şayan. başın sağolsun birsen teyze. naki amca çok rahat orada...
  • akrabam yakalanmıştı. hem daha 5 yaşındaydı garibim. ilik nakli ile çözülebileceğini söyledi doktorlar. ailesi hemen bir çocuk yaptı. bir yaşına gelmeden de nakil gerçekleştirildi. şimdi çok sağlıklı. doktorla atlattı diyorlar. tekrar nüksetme ihtimali düşük olsa da varmış tabi. erken teşhis ne kadar önemli anlamış olduk. kanser bazen de yenile biliyormuş.
  • ilk okuduğumda "allah kimseye vermesin" dediğim hastalık.

    benim ilk mesajımın olduğu başlık budur bu arada editledim 4 yıl sonra ilginç
  • mahallemizin en kral abisini aldı bizden. melanet bir hastalıktır.
  • dayımın 45 yaşında yakalandığı hastalıkdır kendisi.
    yazdıklarımı biri de aynı duruma düşer ise yaşadıklarımızdan sonuç veya fikir alabilir diye yazmaktayım.
    yarın ilik nakline başlayacaklar neyse ki bu aşamaya kadar gelindi.
    öncelikle haziran başında bir gün yüksek ateş ve bulantıdan hastaneye gidilmesi sonucu acil yatışı istendi,''başındayız kanser hücreleri %15'' olarak belirlendi(erken teşhis.) ve hemen kemoterapiye başlandı.biz kocaeli üniversitesin de tedavi gördük bütün yaz annem dayımla kaldı.dayımın sorunu 8 yıldır iliğinin kan üretmesi iken bir anda tam tersine hiç kan üretmez hale gelmesi hastalığını ve vücut direncini çok düşürdü.
    dayımın vücudunun öncelikle enfeksiyonu atması için sürekli takviye yapıldı vücuda;bu aşama da enfeksiyon çok ölümcül olduğundan,titiz davranılması ve moral açısından düşük olmamak gerekmektedir.
    bu noktada insanın insana ne kadar muhtaç olduğunu anlatmak için kelimeler yetmez;her gün 2 ünite beyaz kan takviyesi yapılıyor vücuda ve beyaz kan alımı 1.derece akrabalardan gerçekleşmiyor bu da sizin sürekli hastaneye insan taşımanız anlamına geliyor,gelen insanların da kan değerleri,vücut değerleri inceleniyor çoğu kişi zaten kan veremeden evine dönüyor.(kan vermenin önemi.)
    hastane ortamı zor gerçekten dayıma göre ,''hapishanedeyiz'' ve her hafta birilerinin gidici olması orada bulunan herkesin psikolojik olarak çok zor bir duruma sokması,hastalıkla aynı zaman da psikolojik açıdan savaş vermeye itiyor insanları.
    dayımın karakteri çok sivridir yalnız kalmak,kendi işlerini halletmek vb. şeyler onun için çok önemlidir ve her türlü tedavisini bile ince ayrıntısına kadar okur,inceler.böyle bir psikolojide yorulduğunu ve ölmek istediğini bir çok kez söylemiştir,bu nokta da aile ve yakın fertlerin moral olarak düşmemesi ve destek olması çok hayati bir aşamadır,ileride bu karşı koymanın hayatını kurtardığını anlayacaksınız.
    dayım ilk kemoterapiyi yaklaşık yatışından 3 hafta sonra vücut değerleri yükselince aldı ve 21 gün bekleme sürecine gidildi bu süreçte her gün kontrolleri yapılıyor ve vücuda destekler veriliyordu,moral olarak da biraz toparlandı ve çıkışını bekliyorduk açıkcası,çıkış dediğim de ilik nakli aşaması oluyor.
    ilik nakline gelince televizyonda gördüğünüz o lösev reklamlarının ne olduğunu bu aşamada anlıyorsunuz,hastanede bir çok hasta ve yakını ilik bekliyor arkadaşlar ve bulamadıkları için hayata veda ediyorlar,bunun nasıl bir duygu olduğunu ancak yaşayan anlayabilir.ailecek şükür ki çok şanslıydık annemin ve küçük dayımın ikisinin de ilikleri %100 tuttu.
    sonuçların açıklanması bizim için bir yıkım oldu çünkü kanser hücrelerimiz ölmemişti,ama vücut olarak zayıflama ve artık destek almaktan yorulan delik deşik olmuş bir vücut kalmıştı.iştah tamamen kapalı bir hal aldı ve hayati fonksiyonlar zaman zaman dayımı zorluyordu.
    bir gece annem aradı hemen gelin çok acil dedi kapattı,hemen babamla gittik halbü ki daha yeni eve gelmiştik fakat işte vücut bir düştü mü ne olacağı belli olmuyor,dayım komaya girdi,nabzı durdu,öldü gidiyor derken bir şekil de doktorlar onu ayakta tuttu,ne yalan söyliyim annemin kapıdan çıkışı gözümün önünde hayat dersi niteliğinde hiç bir şey elinden gitmeden değerini anlamıyor insan ne yazık ki.
    dayım artık kabullenmişti ben de gidiciyim,tabi herkes perişan oldu yani anlatmak biraz zor ama 1 aylık mücadele ve resmen adam gözünüzün önünde eriyip gidiyor.
    en sonunda başarısız tedavinin sonunda herhalde tek çelik adam olan annem dayımı yalvar yakar,kavga dövüş hastane değişikliğine ikna etti ve istanbulda özel bir hastaneye özel bir ambulansla naklini yaptık.(aile ve insanların moralinin düşmemesi çok önemli.)
    buraya geldiğimiz ilk gün 2.kemoterapiye başladılar fakat dayımın bitkin vücudu bunu kaldırmadı ve dalakta yırtıklar oluştu;''dalağın yırtılması veya alınması ölüm demekti'',yaklaşık 4 gün yoğun bakımda kaldık bu süreçte sadece doktorlar hayati fonksiyonlarını ayakta tutuyoruz,allahtan ümit kesilmez dediler.yani bir nevi umutlanmayın dediler ama allah yine yüzümüze güldü mü dersiniz,inatçı adam mı dersiniz bilmem neye inanıyorsanız artık ama olmayacak denen gene oldu ve dayım bir kez daha ölümün yanından geçti ve hayata tutundu.
    bir şekilde tekrar toparlandık,pes etmeyen dayım ikinci kemoterapiyi aldı;gözleri flu görüyor,hiç yemek yemiyor,tuvalet sorunu yaşıyor hatta ve hatta vücudunun bütün fonksiyonları onu zorluyordu.kemoterapi 5 gün sürdü ve sonuçları beklemeye başladık,değerlerin yükselmesi bizi her gün daha inançlı ve dirayetli yaptı ve sonunda sonuçlarda dayım %5 kanser hücresini gördü.(bu her insanda normal olarak bulunan değer.)
    yaklaşık 3 ay oldu bu süreç ve sonunda küçük dayımdan şuan ilik alınıyor,yarın da nakil tedavisi başlayacak.umarım bunu da aşar ve hayatına kaldığı yerden devam eder.ama bu süreç insana çok şey öğrettiğini de söylemem gerekiyor,gerçek bir acı nedir,neler yaşatır,hayat mücadelesi artık siz ne anlıyorsanız.
    umarım bu süreçten okuyan kişi yararlanabilir,hastane vb. konular da soru sormaktan çekinmeyiniz,bu konunun teşekkürü olmaz,her şeyden önce sağlık.

    edit : ilik naklinden sonra 2 3 hafta normalleşti derken tekrar hastalığın nüksetmesi sonucu başa döndük ve 9 aylık bu süreç dayımın 45 yaşın hayata veda etti, allah kimsenin başına böyle bir hastalık vermesin kimseyi erken ölüm vermesin. anlatılacak benim için hiç bir şey kalmadı. mekanın cennet olsun dayı.
  • babamın bulaştığı 5 senedir çektiğimiz amansız hastalık.ilik naklini kendi kanından yaptıkları için tuttu. allah bakana yardımcı olsun.annem benim melek annem 24 saat başında 5 senedir .ilkokul mezunu kadın üniversite bitirmiş doktor gibi bakıyor babama. şimdi babam çok hasta hastanede yatıyor böbreklerde gitti.diyalize sokuyorlar .5 senedir neler çektik , inşallah bunu da atlatacağız.rabbim kim yakalanmişsa acil şifalar versin.onu ve çevresini çok zorlu bir süreç bekliyor.moralinizi yüksek tutmak bu hastalığın baş düşmanı.
  • bir yakınıma ilk teşhis konulduğunda çok geç kalınmış iyi bakılırsa beş altı ay yaşar denilmişti 12 sene önce. halen yaşıyor durumu da iyi.

    tümörler nötralize olana kadar hastane sürecinde yanında bulundum. ilk zamanlar çok acı çekti fakat sonra daha iyi oldu. bütün tedavilere olumlu cevap verdi. fakat ilik nakli tedavisini reddetti. kendince haklı gerekçeleri vardı.

    bir süredir moralsiz. başa döneceğiz diye korkuyorum. lakin ben artık her şeye hazırım yaşayacağımı yaşadım sakin olur diyor.

    tamamen olmasa bile tedavisi mümkün olan ve moralin gercekten önemli olduğu kanser türüdür.
  • 70 yaşındaki babama teşhisi konan hastalık. ne yapacağımı bilmiyorum, ne hissedeceğimi bilmiyorum. tuğla yemiş gibiyim, evet o telefonu açtığımdan beri tam olarak böyle hissediyorum. asker olmaya çalışıyorum sadece, omuzumda dünyanın yükü varken sığınacak bir ailem, dostlarım olduğuna şükür ediyorum.
    muzdarip olan kim varsa allah şifa versin inşallah.
hesabın var mı? giriş yap