• kobay.
  • "daha sonraları anladım. annem hamileyse, yaptığı hatanın telafisi içindi.
    ben bir müsveddeydim"

    sezar filminden
  • genelde ilk göz ağrısı olarak tabir edilirler.
  • ilk aşkın üzerinizdeki tezahürünü bilemem eğer yerlere göklere sığdıramıyorsanız yaşadıklarınızı o halde durunuz ve ilk çocuğunuzu kucağınıza almanızı bekleyiniz. ilki, ikincisi, üçüncüsü olmaz eminim evladınızı kucağınıza aldığınızda onu sizinle konuşmasını, sizden birşeyler istemesini annem, babam diye boynunuza sarıldığını gördüğünüzde bu ilk aşktır işte, sonsuz mutluluk, gurur ve huzurdur :) ilk çocuk bunları ilk kez yaşadığınız çocuğunuzdur. yanında korkuyla birlikte. annelerimiz babalarımız ne der bilemem ama biz yeni ebeveynler için ''buldumcuk'' olduk diyebiliriz. genellikle çalışan anneler yaşadıkları vicdan azabı nedeniyle çocuklarının bir dediğini iki etmez, eve uçarak gelir, yavru uyuyana kadar onunla oynar durur. ilk çocuk yada iki veyahut üç değeri bulunmaz, eşsiz, harikadır. aynı zamanda yorucudur, ilk çocukla gelip böğrünüze oturan endişe ve korku yumrusu asla, asla ama asla yerinden kıpırdamaz yarı paranoyak yetişkinler olarak yaşamınıza devam etmenize neden olur.
  • babaannemin benim için devamlı "anamın ilki olacağıma dağda tilki olaydım demişler" sözünü düşündükçe değil yaşadıkça anladığımdan mıdır nedir şanssız bulduğum çocuktur.
  • habil ile kabil di sanırım. adem ile havva'nın ilk çocuklarıdır.

    kabil, âdem ve havva'nın büyük, habil ise küçük oğludur. kabil'in, kardeşi habil'i öldürdüğüne ve tarihteki ilk katil olduğuna inanılır.
  • aynı zamanda bir de son çocuk ise; tek çocuk olarak aile fotoğraf albümlerinde yerini alır.
  • ilk göz ağrısı diyolar bizimkiler. dışardan iyi görünebilir ama fakat kardeşlerinin biriyle aranızda 5, diğeriyle 17 yaş fark varsa pek de hoş olmayan durum.
  • (ara: hata)

    ebeveynin en çok hata yaptığı çocuktur.
  • planlamadığı sorumluluklar altında ezilen çocuktur.

    kardeşi gelene kadar herkes kadar çocuktur, velettir, çokça şımarık, yer yer kobaydır, arada deneme tahtasıdır, bazen stres topudur.
    yıllar ilerledikçe birgün ismi değişir.
    birden abla olur/abi olur. o sıfatla bi ömür geçireceğinin farkında olmadan mutlulukla veletliğin üstüne perde çeker. yüzünde tebessümle kabul eder bu yeni nişanı.
    zamanla değişir, farkındalığı artar. hoş annne/baba yönlendirmesiyle istese de istemese de çabuk olgunlaşır.
    abla/abi olarak yapmaması gereken kuralları her yerde hisseder.
    toparlayacıdır. boş zamanlarında çocuk avutur, yıllar geçtikçe anne/babaya söylenecek yalanlarda yardım ve yataklık eder, yol gösterir, yol göstermesi istenir, yol göstermesi beklenir. kimse ona ne istediğini sormaz.
    arada kızar, söver, öfkeden delirir ama haklı olsa bile kavgayı alevlendirmez. kardeşlerine;"çocuk" der geçer,"kırmıcam lan" der susar.
    liderdir. kardeşleri ilk önce onun adımına bakar. bilir bunu. lider olmasa da lidermiş gibi davranır. onun için yalnızdır biraz. hele ki tek değil iki kardeşi varsa daha iyi anlar bunu. onlar vıcık vıcık sevgi gösterileri yaşarken o hep izleyicidir. durur. bakar. izler. arada gülümser. kapılamaz.
    bilir çünkü.
    aradaki adı konulamayan dağı kardeşleri gibi o da hisseder.
    o abladır. o abidir. o büyüktür.
    anne/baba yitip gittiğinde toparlayıcı olacak çocuktur. önlerdeki koltuk onundur. erken gelmenin ödülü olarak lanetli bileti kapmıştır. bazen tek çocuk olmayı diler, düşler, kurar ama gene de kaçamaz sorumluklarından, yapması gerekeni yapar.

    ilk çocuktur o.
    büyüktür.
    büyütülmüştür.
hesabın var mı? giriş yap