• adama yaka silktiren durumlarda soylenen usanc ve bezginlik sozu..
  • istanbul borsasının 2001 yılı dönemindeki gidişatının insana ettirdiği söz
  • ikametgah ilmuhabiri,weren yedi gotlu ,karnıyla dozer soken muhtarın seçimde kafa utuleme ayini
  • ... (bkz: usanmak)
  • arapca "allah'tan baska" demektir.
  • illete hitap sekli.
  • bir emel müftüoğlu şarkısı.
  • oturmuşum da bir başıma bekliyorum sofrayı
    saat vurdu onikiyi, yoksun hâlâ

    ister gel ister gelme, ister selâm bile verme
    karar verdim ben yarın yeniden ben olacağım

    yani devir değişti beyefendi, devir değişti
    ya kafama taş düştü ya sonradan zekam gelişti
    yani devir değişti beyefendi, devir değişti
    masalı var aşkın, kendisi kayıplara karıştı

    gitsem cesaretim yok, kalsam yalnızlığım çok
    gözümde tüter sinema önleri
    söyle aşk kurtulur mu, eskisi gibi olur mu
    aklımda hâlâ beyoğlu günleri

    illallah işinden, illallah gücünden, illallah maçından
    illallah işinden, illallah gücünden, illallah aşkından
    illallah!

    çözmüşüm de bin bulmaca, kendime yetmiyorum
    ağlaya ağlaya toplandım, bak gidiyorum

    ----

    evlilik aşkı öldürüyor temalı, işten güçten ve de maçtan kendisiyle ilgilenmeyen kocaya dırdır eden ev hanımı edasıyla yazılmış çok eğlenceli bir sezen aksu şarkısı.
    emel'in 2002 çıkışlı arabesk albümünde yer almakta kendisi.
  • metis yayınları'nın 2010 yılı konsept ajandasının ismi. "inanmama hakkı" gibi bir teması var. içinde ateizm üzerine pek çok metin, alıntı, karikatür, fotoğraf vesaire var. dün aldım, elimden bırakamıyorum. darwin'den dawkins'e, lucretius'dan joyce'a bir sürü şeyi ve önemli tarihi sığdırmışlar bir cep ajandasına. takdir ettim.

    mesela 14 mart pazar: "tanrı, insanların artık düşünemeyecek kadar yorgun düştüklerinde çıkardıkları bir sestir" edward abbey 1989
  • bu ajandayı hazırlayan bizler, inanma hakkına saygı duyuyoruz. ama biraz daha derin bir saygıyı, inanmama hakkına duyduğumuzu da belirtmemiz gerek.
    inanmanın bir kez daha tartışılmaz bir şekilde insan varoluşunun temellerinden sayılmaya başladığı günümüz dünyasında, (ülkesine ve mekânına bağlı olarak) inanma hakkı örgütlü dinlerle, devlet bütçeleriyle, polis ya da asker kuvvetleriyle koruma altına alınmış durumda; buna karşılık, varoluşlarını inanma temelinde tanımlamak istemeyenler genellikle tekil, münferit ve örgütsüzler. doğduğumuzda dinsel bir kimlik edindiğimiz varsayılıyor ve dünya karşısındaki duruşumuzu nasıl tanımladığımız sorulmadan bu kimlikler atfediliyor bize; üstelik yirminci yüzyılın sonlarında başlayan bu yeniden dinselleşme eğilimi siyasi, tarihsel bir gelişme değil de doğal bir oluşummuşçasına kabullenmemiz bekleniyor. vicdana, adalet ilkelerine, ortak hukuk arayışına dayalı mutabakatlar oluşturmak yerine kendi seçimimiz olmayan kimliklerin sözcülüğünü yapmamız bekleniyor. dolayısıyla, saygı duyup haklarının tanınmasını istediğimiz inanan kesimlerin bizlerin inanmama hakkını bertaraf edeceği kaygısından kurtulamıyoruz, ki gerek dünyanın gerekse ülkemizin tarihine şöyle bir göz atıldığında pek de yersiz olmadığı görülen bir kaygı bu.
    dinsel, etnik, cinsel vb. kimliğiyle yaşamak isteyenin bu haklarına sahip olması demokratik bir toplumun esasıdır kuşkusuz; ancak kendisini bu tür verili kimliklerle tanımlamak istemeyenlerin vatandaşlık haklarının da aynı tavizsizlikle savunulması, eşit ölçüde meşru bir haktır bizce.
    inanmama hakkının da bir insan hakkı olarak tavizsiz uygulanacağı bir dünya ve ülke umuduyla, bu ajandayı kendisine dinsel kimlik dayatılmasından illallah diyenlere sunuyoruz...

    şeklinde bir açıklamayla raflardaki yerini alan, artık klasikleşen metis ajandalarının koleksiyona katılması gereken bir başka versiyonu.
hesabın var mı? giriş yap