ima

• bir konuda üstü kapalı olarak bir şeyleri anlatmaya, iğnelemeye, "laf koyma"ya çalışma, kendini bişi sanma, kinaye, cinas...
• ima gunluk konusma dilinde onemli bir yer tutan ve de gerektiginde bir cok seyi birden en optimize sekilde ifade etmeyi saglayan, yeterli ve karsi tarafin algilayamamasi halinde bile arkasini doldurabilecek cesarete sahip insanlarin basvurdugu bir anlatim bicimidir. vur kac teknigi olarak kullanilmaz. turkcede (bkz: mean) diye bir fiilin birebir tek kelimelik karsiliginin olmamasinin nedenlerinden biri de gunluk konusmada ima'nin sikca yer almasi ve kabul gormus olmasidir.
• bir zamanlar 'ima ima' diye bisi vardi. her cumleden sonra soylenip guzel turkcemizin cok yonlulugunu ortaya cikartip pek komik ya da bazen sadece sacma durumlar yaratirdi.
  
  - hoca sinavi ertelicekmis. ben konustum. ima ima
  
  - caya gelsene. ima ima
  
  - ders veriyorum
  - evde mi veriyosun? ima ima
  vs.
• (bkz: demeye getirmek)
• anıştırma, sezdiri(m).
  
  (bkz: ihsas)
• "manidar" anlatım.
• "inverse multiplexing over atm" kisaltmasi.
• ima interface'ler birden cok fiziksel interface'in bir araya getirilerek iki nokta arasında yuksek bantgenisligine cikilabilmesini saglar. fiziksel interface'ler ima group'a dahil edilir ve asıl ayarlar ima interface altına girilir. ornegin bir ima group'ta 4 tane 2mbps atm interface bulunabilir. boylece 8mbps'lik sanal bir hat elde edilmis olur.
• jap. şimdi, şu anda
• ks. ideal mechanical advantage.