imanın şartları
-
insan, en değerli bireysel deneyim olan aşka bile, aşkı yaşarken yanlış veya karşıt tutum takınabilir. bu denli büyük ıskalama veya hatayı, inandığı gibi ve inandığı için yanlış yapmak bir nebze affettirebilir. duygularımıza ve inancımıza karşı sorumluluğumuz var. (yerine getirmek zorunlu ve zorla olmadığından sorumluyuz.) biri bir şeye inanmıyor haldeyse tamam, serbest sayılabilir. ama inandığı bir şey olan, inancına kayıtsız veya karşıt olduğunda bunun mutlaka varoluşsal bir suç ve suçluluk karşılığı olacaktır. aslında soren kierkegaard'ın frygt og baeven* kitabı bu açıdan gözden geçirilmeli. inanç/iman hakkında yazılmış en güçlü kitaplardan biridir. hıristiyan teolojisine paralel yazdığı halde kierkegaard ve kitabı varoluşçuluğu* kuruyor bile diyebiliriz.
(bkz: iman/@ibisile), inanç/@ibisile
(bkz: inandığı gibi yaşamak vs yaşadığı gibi inanmak)
(bkz: inandığı gibi yaşamayan yaşadığı gibi inanır)
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap