• ayı oynatıcılığının hayvanlara çektirdiği acıyı ve romanların yüzyıllardır zanaati olan bu mesleğin ellerinden alınarark nasıl da suça itildiklerini şahane biçimde anlatan türk yapımı film.
  • 1991 tarihli nesli çölgeçen filmidir.

    sinematürk yazarı eylül fırtınası tarafından filme dair kaleme alınmış bir yazı:

    "kardeşim benim,züğürt ağa,selamsız bandosu gibi büyük filmlerin sessiz ve mütevazi yönetmeni nesli çölgeçen'in dördüncü ve ilk üç filmin başarısından bir hayli uzakta,kıyıda köşede kalmış bir çalışması.
    imdat ile zarife;çekildiği dönemin sinemasal koş ulları itibarı ile gösterim şansı pek bulamamış,seyircinin de eleştirmenlerin de pek ilgi göstermediği,tv kanallarında da yıllardır gösterilmeyen,iyi niyetli,iddiasız ve kendi halinde bir filmdir.
    emir kusturica'nın 1988 yapımı kült filmi çingeneler zamanı,rüya misali görsel atmosferi ile olduğu kadar içerdiği lirizm ve hüzün duygusu ile de bütün dünyada coşkuyla karşılanmıştı.dünyada olduğu kadar ülkemizde de geniş bir seyirci kitlesi tarafından sevgiyle bağırlara basılan filmin,kulağımıza hiç de yabancı gelmeyen ve seyirciyi yüreğinin en hassas yerinden yakalayan ağıt misali müzikleri de uzunca bir süre etkisini sürdürmüştü.nesli çölgeçen bu filmin etkisiyle çingenelerin kendine özgü renklerle süslü dünyasını anlatan bir film yapmak istemiş olabilir.
    kaldı ki film çok baskın olmasa da yer yer kusturicavari bir otantizme ve ''çingene romantizmine'' göz kırpıyor.diğer yandan,doğal yaşam ortamından acımasızca koparılan ve burnuna takılan halka ile büyük kentte y
    aşamaya mahkum edilen ayı zarife'nin dramını da merkezine alarak hayvan haklarına dikkat çekmeye çalışan film,bu duyarlı ve sosyal sorumuluk içeren tavrı ile de belgesel bir kimliğe bürünüyor.
    bu nokta da akıllara yine 1988 yapımı bir başka meşhur film geliyor:ayı (l'ours- jean-jacques annaud)imdat ile zarife,bu yönüyle yukarıda bahsettiğim filmlerin yarattığı etkinin fazlasıyla hissedildiği,kıvamını ve kimliğini bulamamış bir film olarak değerlendirilebilir.
    filmin bir başka eksisi ise çingenelerin dünyasını alışılagelmiş,tahmin edilebilir ve şekilci bir bakış açısı ile betimlemesi ve buna uygun hayli normatif bir oyunculuk anlayışı.
    başrolde büyük oyuncu şevket altuğ olunca beklentiler elbette yüksek oluyor ancak altuğ kendisinden beklenmeyecek derecede sığ ve basmakalıp bir ''ayıcı roman'' tiplemesi ile hayal kırıklığı yaratıyor.
    buradan haraketle sinemamızın bütün dönemleri itibarı ile varolan bir eksikliğine veya ''kolaycılığa kaçma'' anlayışına dikkat çekmek istiyorum:türk sineması,öteden beri belirli bir coğrafi bölgeye veya kültüre dahil tiplemelerini(karadenizli,doğulu,roman,balkan göçmeni,bolu'lu aşçı vb.)toplumda genel algılanış duygusuna uygun olarak oldukça tek boyutlu ve giderek karikatürize biçimde resmetmiştir.
    elbette ki içinde bulunulan coğrafi koşullar (iklim koşulları dahil)ve sosyal zemine ilişkin veriler; bireyin kişiliğinin oluşmasında,davranış ve tutumlarında,konuşmasının,giyim tarzının vb.şekillenmesinde birincil derecede etkendir;ancak her birey her türlü etkenden bağımsız olarak öznel bir kişiliğe sahiptir.
    bireyler,ait oldukları sosyokültürel yapı ile özdeşleşmiş gibi görünseler de,kendi iç dünyalarında sahip oldukları farklı farklı duyuları,kıvrımları,köşeleri,çıkıntıları ve gizemleri ile apayrı ve özgür birer yapı taşıdırlar.
    ama türk sineması için laz lazdır;çingene çingenedir.lazlar kemençe çalar,hamsi yer,sinirli ve kavgacıdırlar,tabancalarının sapını gülle donatırlar ve ''uyyyy'' nidasını eksiksiz olarak bütün lazlar kullanır.
    çingeneler;günün 24 saatini çalgı çalıp oynayarak ve içki içerek geçirirler.kadınlarının da tamamı falcı ve çiçekçidir.gündeliğe giden,apartman merdiveni silen bir roman kadınına hiçbir filmde rastlayamazsınız.bütün romanlar sevimli ve sempatiktir.
    ediz hun'lu türkan şoray'lı filmlerdeki ispanyol çingenesi gibi giyinenleri ise hiç sormayın gitsin.
    türk sinemasına göre,balkan göçmeni tiplemeleri ise her zaman şişman ve sevimlidir.tamamının ismi ''üsmen'' olup ''tebe kapçık ağızlı'' diye lafa başlamayanına şimdiye kadar rastlanmamıştır.
    imdat ile zarife filminde de büyük usta şevket altuğ ,bu ezberleri paramparça edecek oyun gücüne rağmen maalesef alabildiğine klişe bir oyunculuğun tuzağına düşmekten kurtulamamış..."

    http://www.sinematurk.com/'dan alıntıdır.
  • sonunda biri sesimizi duymuş da filmi youtube'a yüklemiş.

    http://www.youtube.com/watch?v=59mudnydku8
    http://www.youtube.com/watch?v=2xv4sqzz8ru
  • hepsinin dışında ayının harika oynadığı filmdir. ayının oyunculuğu nefistir. çengi ile oynamasından bahsetmiyorum, tiyatrosundan bahsediyorum.

    --- spoiler ---

    zarife ile imdat'ın yolu bir şekilde ormana düşünce zarife, doğaya hayranlık duymaya başlar. hatta rüyalarında bile ormanda koşturduğunu görür. eskiden yağmurdan korkan zarife artıkın ıslanmaktan keyif almaktadır.

    --- spoiler ---
  • dün gece moviesmat türk kanalında izlediğim ve kesinlikle benim için unutulmazlar arasına giren müthiş film.

    --- spoiler ---

    film, ayı oynatıcılığı yapan imdat ile zarifenin yani; ayının arasındaki ilişkiyi esas alıyor. imdat ile zarifenin zabıtalar tarafından şehir dışına çıkarılması amacıyla ormana götürülmeleri zarife için bi dönüm noktası oluyor. o günden sonra zarife sürekli ormanın hayaliyle yaşıyor. ormana ulaşabilmek için her fırsatta kaçmaya çalışan ve hatta kaçan zarife en sonunda sahibine yani; imdat'a isyan bayrağını çekiyor ve onu canından bezdiriyor. imdat zarifeyi ne kadar dövse de cezalandırsa da bunun önüne geçemiyor. en sonunda ise zarife imdata saldırıyor ve niyetini açıkça belli ediyor. bu noktadan sonra zarifeyi zaptedemeyeceğini anlayan imdat zarifeyi salmaya karar veriyor ve burnundaki halkayı çıkarıp zincirlerini çözerek zarifeyi azad ediyor.

    --- spoiler ---
  • (bkz: mangaptut)
    (bkz: odel)
  • filmin girişinde yavru ayıyı terbiye ettikleri sahneler iç burkucu bir o kadar da etkileyicidir. o sahnelerden çok iyi bir film izleyeceğimiz mesajı bize verilmektedir adeta.

    bir yandan zarife'nin dramı anlatılırken öte yandan roman halkının itildiği yaşam biçimi gözler önüne serilir.
  • hakkında çok az bilgi olan, tek avuntumun ise ezginin günlüğünün roman kızı şarkısına çektiği klipte bu filmden görüntülerin olması. belki de 10 yıldır bu filme ulaşmayı ve izlemeyi istiyorum, ancak bir arpa boyu yol alabilmiş değilim. elinde bu film olan yazarlar var ve mesaj kutumu yeşillendirlerse nasıl mutlu olurum anlatamam. umut işte...
  • 91 yapımı imdat ile zarife'yi 6-7 yaşlarımda hayal meyal atv'de izlediğimi hatırlıyorum. tabi ki çok da ne izlediğimin farkında olmadan.sonrasında ise uzunca bir süre bu filmi izlemek istemiş ancak bir türlü bulamamıştım. (bkz: bir yukarıdaki entry) bir kaç kez de babam ile bu film üzerine bahsi açıldığında film üzerine sohbet etmiştik.yani o anlatmış, ben dinlemiştim. bir kaç gün önce filmin, slothics 'in mesajı ile tesadüfen youtube'a yüklenmiş olduğunu öğrendim. kendisine çok teşekkür ediyorum. ve an itibarıyla bu filmi aramaktaki ısrarımın ne kadar haklı olduğunu bir kez daha görmüş oldum. yerli bir emir kustirca, tony gatlif filmi izliyor tadı veriyor imdat ile zarife. ayrıca filmin müzikleri de nadir göktürk'e ait. keyifle izleyin, izlettirin.
  • bu filmi hatırlayan eminim ki çok kişi vardır, çocukluğundan kalan güzel bir hatıra olarak.
hesabın var mı? giriş yap