• ilk gunahtan arinmis bir ogul isteyenlerin dolleme yontemi. ayrica bir madonna sarkisi miydi yoksa ben mi uyduruyorum. ne ironik.
  • meryem ana'nin hamile kalma yontemi. "without the taint of the original sin" olarak izah edilir.

    (bkz: original sin)
  • (bkz: 8 aralık) a denk gelen, hristiyan katolikler için önemli bir gün. ayrıca 9 gecelik bir hazırlık dönemi varmış, dualar okunan, hediyeler verilen.
  • genel olarak yanlis biliniyor bu kavram. immaculate conception, yani gunahsiz gebelik, meryem'in isa'ya kutsal ruh araciligi ile gebe kalmasini degil (annunciation), meryem'in kendisinin de bizzat gunahsiz bir gebelik sonucu dogdugu iddiasidir. sebebi, tanriyi tasiyacak olan bu kadinin herhangi bir insandan daha "temiz" olmasi gerekliligidir. 15. yuzyilda ortaya cikmis olan bu kavram, 19. yuzyilda katolik kilisesi dogmalarindan biri haline gelmistir ama 15. ve 19. yuzyillar arasinda da itirazsiz kabul edenler cogunluktadir. ortodoks hristiyanlar ve diger dogu hristiyanlari bu dogmayi (ya da inanci dahi) kabul etmez; zaten buyuk dogu-bati ayrimindan sonraya dayanir. onun disinda protestanlarin da katolik kilisesi ile ilgili en cok elestirdigi dogmalardan biri bu olmustur. ortodokslar, bunun teolojik olarak, hristiyanliga ters dustugunu iddia ederler; soyle ki: insan, kendisi de insan olarak dogan ve dunyanin butun gunahlarini silen tanri sayesinde tanrilasma (theosis) sansina sahiptir. meryem'in diger insanlardan daha farkli bir statude olmasi gerekliligi, bu yaklasima ters duser. meryem, sadece tanriya olan sonsuz inanci, guveni, ve tanrinin lutfuyla, zaten essiz bir safliga ve temizlige ulasmistir.

    yanisi, bakire dogum ile karistirmayalim.
  • katolik hristiyanların genelde 8 aralık tarihinde kutladığı hadise. aynı zamanda peter paul rubensin 1628de çizdiği tablosunun ismidir. tablo şuan madrid'de (bkz: museo del prado)da gösterilmekte. ben tablodan yola çıkarak buralara kadar gelmiş bulundum.

    tülay kazancının lekesiz gebelik: meryem’in saflığının teolojik ve sanatsal betimi adlı sanat tarihi makalesinden de örnek bırakıyorum daha net bir açıklama için.

    murillo, el greco, zurbaran gibi sanatçıların yaşamış ve üretimlerini yapmış olduğu ispanya’nın sevilla kentinde, sanatçıların yapıtlarında bu konu sıkça yer bulmuştur kendine.

    velázquez ve alonso cano gibi iki önemli sanatçının öğretmeni olan ve yaptığı resimlerden çok engizisyon’un resmi sanat danışmanı olarak bilinen francisco pacheco (1564-1644) da sevilla’da yaşamış bir sanatçıdır.

    dönemin sanatçıları tarafından sıkı sıkıya takip edilen detaylı ikonografik talimatlar içeren resim sanatı (1649) başlıklı kitabı ölümünden sonra yayınlanmıştır.40 bu talimatlardan, lekesiz gebelik de nasibini almıştır. pacheco’nun kitabına göre lekesiz gebelik resimlerinde meryem’in temel özellikleri;
    (bkz: vahiy 12:1) den alınmalıdır. burada ‘kıyamet günü kadını’ ((bkz: woman of the apocalypse)) şöyle anlatılır;

    --- spoiler ---

    “ve gökte büyük bir alâmet, güneşle giyinmiş, ve ayakları altında ay, ve başı üzerinde on iki yıldızdan tacı olan bir kadın göründü”.

    --- spoiler ---

    13. yüzyılda lekesiz gebelik: meryem’in saflığının 112 teolojik ve sanatsal betimi
    bonaventura da kutsal bakire’yi bu kadına benzetmişti. pacheco’ya göre, ‘lekesiz gebelik’ betimlemelerinde, meryem on iki ya da on üç yaşında, beyaz bir giysi üzerine mavi bir pelerin giyinmiş ve elleri dua eder gibi göğsünde birleştirilmiş olmalı, ayaklarının altında sivri uçları aşağı doğru bakan hilal biçiminde bir ay ve belinde fransiskenlerin taktığı gibi üç düğümlü bir kuşak bulunmalıdır.

    bartolomé esteban murillo (1617/18- 82) karşı reformasyon öğretilerini ve özellikle de en çok sevdiği lekesiz gebelik konusunu defalarca resmetmiştir. murillo’nun lekesiz gebelik konulu yapıtlarında, pacheco’nun bu konuyla ilgili yazdıklarına çok bağlı kaldığını görüyoruz (f. 13).

    bu betimlemelerde, bazen baba tanrı yukarıdan bakar ve neşideler neşidesi (bkz: 4:7)’de yazılı olan ‘hep güzelsin sevgilim; ve sende hiç kusur yoktur’ anlamına gelen‘tota pulchra es, amica mea, et macula non est in te’ sözleri yazılı olur.

    puttolar, putto başları, dikensiz güller, zambaklar yine bu betimlemelerde sıkça karşımıza çıkar. puttolar, ellerinde meryem’i sembolize eden ‘lekesiz’ aynalar taşırlar. meryem’in başında on iki yıldızlı taç , bazen saf bakışlarla yukarı, bazen de yana doğru bakar. ayağının altında bulunan hilal ile birlikte zaman zaman ağzında elma olan bir yılan veya ejderha benzeri bir yaratık bulunur.

    bunlar, meryem’in ‘yeni havva’ olarak betimlenişidir. ilk havva’nın itaatsizliği ölüme neden olmuş, ancak meryem’in itaati günahtan kurtarılışı getirmiştir.

    bu amaçla şeytanı (ya da dolaylı olarak sapkınlığı) sembolize eden yılanı / ejderhayı ayakları altına almıştır.

    yine aynı şekilde, başka semboller de bu resimleri süsler. bunlardan ilki, mühürlü çeşmedir. bunun kaynaklarından biri mezmurlar (bkz: 36:9)’dur ve şöyle der: “çünkü hayatın kaynağı sendedir; senin nurunla nur görürüz”; diğeri ise neşideler neşidesi (bkz: 4:12)’dir: “kız kardeşim, yavuklum, kapalı bir bahçedir; kapalı bir kaynaktır, mühürlenmiş pınardır.”

    neşideler neşidesi, aynı zamanda meryem’in lekesiz gebelik sonucu doğumunun bir başka sembolü olan, kapalı, etrafı çevrili bahçenin de kaynağıdır. bunlarla birlikte, sıklıkla kapalı kapılar da resmedilir ki bu hem meryem’in saflığını ve bekaretini hem de havva ile adem’in yüzüne kapanan cennet kapılarını sembolize eder.

    bazen de bu betimlemelerde teslis’i sembolize eden üç pencereli bir kule görürüz. küçük tapınak, kilise benzeri yapılar da meryem’i sembolize etmektedirler ki bunun bir örneğine el greco’nun yapıtında rastlarız. yine betimlemelerde gördüğümüz sedir ağacı isa’yı , yesse ağacı ise isa’nın soy kütüğünü sembolize eder. bazı sanatçılar, bu sembolleri mümkün olduğunca az kullanırken, bazıları da sembollerin çoğunu bir arada kullanmayı tercih etmiştir.

    bunca tartışmaya neden olan bu konu, hala katolik dünya için önemini korumaktadır.
    katolik kilisesi, 20. yüzyıla gelindiğinde meryem ile ilgili bir dogma daha yayınlamıştır. 1854’teki ‘lekesiz gebelik’ dogması gibi, 1950’de ‘meryem’in göğe yükseltilişi’ de dogma olmuş, yortu olarak kutlanmaya başlanmıştır. kitab-ı mukaddes’te bu kadar az yer almasına rağmen, meryem ve meryem öyküleri katoliklerin ilgisini hiç yitirmemiştir ve meryem kültü bugün de hala çok yaygın olarak görülmektedir.

    özellikle erkek egemen dinlerde, her zaman bir ‘ana tanrıça’ ya ihtiyaç duymuş olan insanoğlu, eski çağlardan beri kayalara, küçük taş ya da fildişi parçalara hep bir tanrıça figürü oymuştur. bu, hem koruyacak, hem affedecek, hem de şefkat gösterecek bir anneye olan ihtiyaçtan kaynaklanmıştır.

    meryem, belki de tüm bu özelliklerinden dolayı sevilmiş, ama bir yandan da kurtuluşu getirecek bir oğul vücuda getirerek dinler tarihinde de hiçbir kadın figürün görmediği kadar saygı görmüş ve ‘cennet’in kraliçesi’ olarak da, bir tanrıçanın bulunmayı hak ettiği konuma yerleştirilmiştir. tüm bunlar göz önüne alındığında lekesiz gebelik daha bir önem kazanır. kiliseleri süsleyen meryem resimlerinin en önemlilerinden olan bu konudaki betimlemeler, tam da bu yüzden hem din adamlarını, hem de bunları duvarlara, tuvallere aktaracak sanatçıları meşgul etmiştir. uzun bir yol kat ederek son haline ulaşan lekesiz gebelik resimleri bazı ustalarla da özdeşleşmiştir. öyle ki, örneğin murillo dendiğinde akla ilk bu konudaki tuvalleri gelir. meryem, hıristiyanlıkta, özellikle katolikler ve ortodokslar arasında, her zaman en çok saygı gören ve sevilen bir kadın figürü olmuştur. bunun sonucunda isa’dan sonra en çok betimlenen figür olarak, hem hıristiyan inananların kalbindeki hem de plastik sanatlardaki yerini almıştır.

    makale linki ekesiz
  • (bkz: bakire doğum)
  • italyanlara ekipman faturasi kesecektik, taa buralara kadar geldim, resmi tatilmis bugun.
hesabın var mı? giriş yap